Sör traduction Espagnol
15,273 traduction parallèle
Sör Nicholas.
Sir Nicholas.
Bir de bana sor.
Dímelo a mí.
Ona kendin sor.
Pregúntale tú mismo.
Sor bakalım.
Dispara.
Sor bir kendine Warner.
Pregúntate a ti mismo, Warner...
- Bir de bana sor.
- Dímelo a mí.
Sor gitsin. Hassas bir durumda falan değilim zaten.
No es que esté en un estado frágil ni nada.
O senin annendi Stefan. Ve bu tür bir şeyi bırakıvermenin kolay olduğunu sanıyorsan bunu annesinin mezarından yeni gelmiş bir kıza sor, değil... hiç değil.
Era tu madre, Stefan, y si crees que es fácil dejar pasar algo como eso, cree a una chica que acaba de volver de la tumba de su madre, no... no lo es.
- Sen onu bir de bana sor.
Ha perdido la cabeza.
Bana bir şey sor.
Pregúnteme algo.
Sadece onlara bu görev için neden... seni seçtiklerini sor.
Pregúntales por qué te han escogido realmente a ti para esta misión.
Ve Rittenhouse'un ne olduğunu sor.
Pregúntales qué es Rittenhouse.
Bir de bana sor.
No tienes ni la menor idea.
İstediğin Votan'a sor. Bir Omec hasatçısı yörüngeye girdi mi kötü şeyler olur.
Pregúntale a cualquier Votan, suceden cosas malas cuando una cosechadora Omec llega a la órbita.
İçeri girdiğinde vize bürosunu sor.
Una vez que estés dentro, pregunta por la oficina de visados.
Kiminle konuştuğunu sor?
Preguntas con quién estás hablando.
Soruları sor, evet ama kendin cevaplama.
Haga las preguntas, sí, pero no las conteste usted misma.
Bhakbhakaun'a sor...
Pregúntele a Bhakbhakaun.
O zaman ona sor.
Entonces pregúntele a él.
Eski karıma sor.
Pregúntale a mi ex.
Yazdıkların hakkında ne düşündüğümü sor.
Pregúnteme qué pienso de su escritura.
Bunu bir de o kabus gibi hapishaneye atılmış insanlara sor.
Eso díselo a aquellos de nosotros que fuimos arrojados a una prisión terrible.
Tekrar sor.
Pregunta de nuevo.
Kim olduğunu sor.
Pregunta quién es.
Kanıtı var mı diye sor.
Pregúntale si tiene pruebas.
Ona Matt Hildebrandt'ı sor, Cayman'ın arkadaşlarından birisi.
Pregúntale sobre Matt Hildebrandt, que es uno de los amigos de Cayman.
Bir sorun varsa sor.
Si tienes alguna pregunta, hazla.
Şerife ne kadar başarılı olduğumuzu sor.
Pregúntale al sheriff el éxito que tuvimos.
O yüzden kendine şunu sor, en çok iyi iş yapıp en az zarar göreceğin yer neresi?
Así que, pregúntate... ¿ Dónde puedo hacer el mayor bien y sufrir menos daños?
- Ne demek "Kendin sor?"
Qué quieres decir, "Preguntale tú"?
Sör Robert sahildeki bir iş için dışarıda.
Sir Robert está de negocios en la costa.
İyi, bir daha ki sefere gemimi modifiye ederken bana sor.
Bien, la próxima ves que modifiques mi nave, pregunta.
Ona orospu ve yanmış kahve kokusu var mı bir sor.
Oh, ve y pregúntale si tiene una vela que huela como a prostitutas y café quemado.
Genellikle insanları sinirlendiren ben oluyorum, o yüzden başkasına sor derim.
Soy quien usualmente cabrea a la gente, así que debes preguntarle a alguien más.
- Sor hadi.
Dispara.
Başhemşireye sor.
Pregúntale a la jefa de enfermeras.
Yönetici'nin keyfi yerindeyken sor.
Pregúntale al director cuando esté de buen humor.
Kendin sor bakalım. "Bayan. Sizin için bir psikiyatrist çağırsam?"
Entonces pregúntale tú mismo. "Ahgassi, ¿ debería llamarle a un psiquiatra?"
Ne düşündüğünü sor.
Pregúntala qué piensa sobre ello.
Ne biliyorsa sor, NZT hakkında bildiği her şeyi sor. NZT'nin yan etkileri hakkındaki her şeyi. Bunu yok etmenin bir yolu var mı diye sor.
Pregúntale por nada de lo que sabe, todo lo que sabe, sobre NZT, todo lo relacionado con los efectos secundarios de NZT, si hay una manera de revertir ellos.
Şuan nerede olduğumu sor bakalım.
Pregúntame donde estoy ahora mismo.
Ona Hilary Pile'ı sor.
Pregúntale por Hilary Pile.
Claire'e sor. Ama şu anda ikimiz de baştan başlayalım diye tüm olanları geçmişte bırakmaya hazırım.
Pero ahora mismo, estoy dispuesto a dejar eso a un lado, para que empecemos de nuevo.
- Evet, lütfen. - Sen Jackson'ı sor.
Sí, por favor.
Droide sor.
- No lo sé. Pregúntale al droide.
- Ona R.R. Martin'in şu anda ne yaptığımı sor.
Preguntadle qué está haciendo George R.R. Martin en este momento.
Öldürmek istediği Senatörlerin sayısı olup olmadığını sor.
Pregúntele si ese es el número de senadores que piensa matar.
Sadece adını sor.
Sólo pregunta por su nombre.
Bir şey sor bana.
Me preguntas algo.
- Neden bahsettiğimi sor bana.
Pregúntame de qué hablo.
- Sor.
Sí.
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorma 131
sorun nedir 2736
sordum 54
sorunlar 17
soru 130
sorun ne 3390
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorma 131
sorun nedir 2736
sordum 54
sorunlar 17
soru 130
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
soruyorum 35
soru yok 54
sorunumuz var 27
sorgulama 23
sorun var 47
sorum yok 40
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
soruyorum 35
soru yok 54
sorunumuz var 27
sorgulama 23
sorun var 47
sorum yok 40