English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ T ] / Tek yolu bu

Tek yolu bu traduction Espagnol

3,165 traduction parallèle
Burada neler olduğunu bilebilmemizin tek yolu bu kamerayla çekilen film.
La película en esa cámara es nuestra única forma de saber lo que ocurrió hoy. ¿ Comprende?
Bizi uçakla eve göndermek istedi fakat bizim anomaliden geri gitmemiz gerek. Birimiz yanlışlıkla zaman paradoksuna neden olmadan bu işi temize çıkarmanın tek yolu bu.
Es la única manera de para aclarar todo esto antes de que uno de nosotros accidentalmente ocasione una especie de paradoja temporal.
- Tek yolu bu mu peki?
¿ Es la única manera?
Ama herşeyi düzeltmenin tek yolu bu.
Pero es la única forma de hacer algo. El hígado todavía está caliente.
Gerçekten tek yolu bu mu?
¿ Es realmente la única manera?
Onu yok etmenin tek yolu bu.
Es la única forma de destruirla.
Onu uzaklaştırmanın tek yolu bu.
Es la única manera de alejarlo.
.. - Tek yolu bu..
- Es la unica manera.
Tek yolu bu.
Es la única manera.
Etrafımdaki insanların güvende olabilmesinin tek yolu bu.
Es el único modo de que la gente que me rodea esté a salvo.
Beni etkileyebilmenin tek yolu bu,... bana kahve almak değil.
Ese es el modo en que siempre me impresionas, no por traerme tazas de café.
Schiller'ın bizim bu işte olmadığımıza inanmasının tek yolu bu.
Lo único que tenemos a nuestro favor es que Schiller no sabe que estamos en este negocio. Genial.
Tek yolu bu.
Es la única forma.
Tek yolu bu, Carl!
Así son las cosas, Carl.
Eğer almamın tek yolu bu ise.
Bueno, si esa es la única manera en la que me la darás.
Ne! Bu herifin Gamma nefesi öyle bir şey ki Kötü heriflerle uğraşırken, görüşümü engellememesinin tek yolu bu.
No puedo enfrentarme a los malos si tengo que pasar por su aliento gamma para verlos.
Sorunları durdurmanın tek yolu bu.
Es la única forma de detener los problemas.
Onunla aranızda olanları durdurmanın tek yolu bu.
Es la única manera de detener lo que sucede entre tú y él.
Bu durumdan sağ kurtulmamızın tek yolu bu.
Es la única forma de que salgamos de esto.
Tek yolu bu.
Es la única salida.
Belki de bu şehrin biraz adalet görebilmesinin tek yolu bu. Bana ateş etti.
Tal vez sea la única manera de que la ciudad tenga algo de justicia.
Doğru bir okuma almanın tek yolu bu.
Es la unica manera que podria obtener una lectura correcta.
Sızıntı olup olmadığını görecek kadar yaklaşmanın tek yolu bu.
Es la única forma de acercarse lo suficiente como para saber si hay una filtración.
- İşini bitirmenin tek yolu bu olabilir.
Puede que sea la única forma de lograrlo.
Tek yolu bu.
Es el único modo.
Bundan kurtulmanın tek yolu bu.
Es la única manera de deshacerte de ello.
Bu fedakârlığı onurlandırmanın tek yolu bu gemiyi durdurmak ve Ayrılıkçıların daha fazla Cumhuriyetçi yaşamı almasını engellemektir.
El único modo de honrar ese sacrificio es detener esta nave y evitar que los Separatistas acaben con más vidas de la República.
Hayatta kalmanın tek yolu bu.
Es la única forma de permanecer vivo.
Kendini suçluluk duygusundan arındırmanın tek yolu bu olabilir.
Esta puede haber sido la única forma de aliviar la culpa.
Bu savaşı kazanmamızın tek yolu bu.
Esto es lo único que nos hará ganar esta guerra.
Gerçeği öğrenmenin tek yolu bu mu?
¿ Es esta la única manera de descubrir la verdad?
Bu gezegeni kurtarmanın tek yolu bu.
Es la única manera de salvar este planeta.
- Çünkü doktor dedi ki onu tedavi etmenin tek yolu bu.
- Porque el médico ha dicho que esa es la única forma de tratarlo.
Buradan canlı çıkmanın tek yolu bu.
Esa es la única manera de salir de aquí con vida.
Öğrenmenin tek yolu bu.
Sólo hay una forma de saberlo.
Bu onu kurtarmamızın tek yolu.
Podría ser la única forma de salvarla.
- Beynimi kurcalarken uyanık mı olacağım? - Tek yolu bu.
- Única manera hacer.
Bu Woody'i kurtarmanın tek yolu.
Es el único modo de liberar a Woody. No.
Ama bu kitabı okudum. ilk etapta, kendinizi bir daha sigara almayacak şekilde hayal etmenin kurulmanın tek yolu olduğunu söylemişsiniz.
Pero he leído este libro, dice que la única manera de dejar de fumar... Es imaginarse a uno, siendo el tipo de persona, que jamás tomaría un cigarro desde un inicio.
"Sana hoş çakal demeliyim." ve bunu yapabilmemin tek yolu da " senin bu satırları beni düşünerek, geceliğinle okuduğunu hayal etmek olacak
Tengo que despedirme, y la única forma de hacerlo es imaginando que estás leyendo esto en camisón, pensando en mí, mientras te quedas dormida.
Bu nedenle istemeden de olsa bazı varlıklarımızı satmamız gerekiyor. Sermayemiz de tükenmek üzere. Bu yüzden bu durumdan kurtulmamızın tek yolu yatırımlarımıza devam etmek.
Así que tendremos que empezar a vender cosas que no queremos vender pero las reservas se agotan de modo que la única la única salida es seguir invirtiendo.
Hey bayan, yakalanmamızın tek yolu senin bu işi mahvetmen. Yani kendini topla artık.
Oye, mujer, la única manera que nos atrapen... es si tú arruinas esto, debemos seguir unidos.
Bu olaydan sağ çıkmamızın tek yolu ilk bizim saldırmamız olacaktır.
La única forma de salir de esta es atacando nosotras primero.
Bu aileyi güvende tutmanın tek yolu aile fertlerinin soru sormayı bırakması. Sen dâhil Oliver.
La única forma de mantener esta familia a salvo es que todos dejemos de hacer preguntas, incluyéndote a ti, Oliver.
Lanet olsun, benim gördüğüm kadarıyla bunca şeyi bilebilmenin tek yolu senin de bu işin içinde olman.
Diablos, la forma en que lo veo es que la única forma que podrías haber sabido todo esto es si estuvieras en el plan.
GPS bu adreste tek bir yer gösteriyor, orası da çocuğun evine 10 dakika uzaklıkta, Lakepoint Yolu.
EL GPS DA UNA DIRECCIÓN CON ESE NÚMERO DE CALLE, A 10 MINUTOS DE LA CASA DEL NIÑO, LAKEPINT ROAD.
Evet. Bu kargaşadan kurtulmanın tek yolu gerçekten de berbat etmek ; büyük bir şekilde.
Sí, el único modo de salir de este lío es hacerlo estallar.
Bu, senin ilişkini kurtarmanın tek yolu, kızıma kızgın olacağım ve o da bunun bir tesadüf olduğunu düşünecek ve de herkes mutlu olacak.
De esa forma conseguirás salvar tu relación, yo puedo enojarme con mi hija, y ella creerá que es una coincidencia, y todos felices.
Mecburen. Çünkü bu yol şeytanlardan kurtulmanın tek yolu.
Tengo que hacerlo... es la única forma de purgar estos demonios.
Çünkü bazen bildiğim tek çözüm yolu bu oluyor.
Porque a veces es la única forma que conozco de resolver un problema.
Bak, senin bu sevgili olayına devam edebilmenin tek yolu onun suç işlemeye başlaması.
Mira la única manera en que puedan seguir saliendo es si ella empieza a cometer crímenes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]