English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yaparken

Yaparken traduction Espagnol

10,359 traduction parallèle
Aslında... İşimi yaparken bayağı kalori yakıyorum nasıl olsa.
Bueno, quemo bastantes calorías haciendo lo que hago.
O tuhaf açık ev şeyini yaparken Ron bize verdi.
Ron nos las dio, cuando estaban haciendo esa cosa rara de la casa abierta.
Sizden öncekilere saygısızlık etmek istemem ama, işleri yaparken eski yöntemleri kullanma gibi bir lüksümüz yok, Julie.
Sin faltar al respeto a su predecesor, pero no podemos darnos el lujo de hacer las cosas a la antigua usanza, Julie.
- Seni iki ataç ve bir şişe iyotla DNA testi yaparken görmüştüm, öyle değil mi?
- Te vi hacer un test de ADN con dos clips y una botella de yodo, ¿ de acuerdo?
- Ne düşünüyordun bunu yaparken?
Jesús, Martin, ¿ en qué cojones pensabas?
Yürüyüş yaparken sesinizi duydum.
Yo estaba afuera caminando, y los escuché a los dos.
Bu çok bencilce bir şey ve bunu yaparken neden beni düşünmediğini anlamıyorum.
Ha sido egoísta, y no sé por qué no pensaste en mí cuando lo hiciste.
Bunu yaparken diğer insanları da düşünüyor musun?
¿ Piensas en los demás cuando haces estas cosas?
İşte maktulün, müşterilerinin geçmiş araştırmalarını yaparken indirdiği dosyalar.
Muy bien... aquí están los documentos que la víctima extrajo cuando hacía revisiones de antecedentes - de todos sus clientes.
Örnek vermek gerekirse, petrol için sondaj yaparken karot numunesi almak gibi.
Es como tomar muestras cuando se perfora para extraer petróleo.
Bunu yaparken ödediğimen büyük bedel arkadaşlığımızdı.
El precio que pagué al construir todo esto fue nuestra amistad.
Yapmak zorunda olduğun o lanet işi yaparken bunları aklından çıkarmasan iyi edersin.
Así que bien, tenlo muy en cuenta Haz el maldito trabajo, para el que fuiste entrenado.
Mozart'ı da beste yaparken böyle acele ettirmişler miydi?
¿ A Mozart lo apuraron cuando escribió una sonata?
Bir kez Hyuga için ayak işleri yaparken gitmiştim.
como mensajero de la familia Hinata.
Spor yaparken de bir şeyler giymen gerekiyormuş...
Y tuviste que practicar deportes usando un...
Avukatları onu rehabilitasyondan erken çıkarmış çünkü onu parti yaparken gördüm.
Sus abogados debieron haberlo sacado antes de rehabilitación, porque vi una foto de él de fiesta el otro día.
Ve bunu yaparken de bir kimlik çaldı.
Y robó una identidad en el proceso.
Bu yaşta seks yaparken ölebilirsin. Biliyorum.
puedes morir teniendo sexo.
Ne kadar ücret alacağını kucak dansı yaparken mi söylüyorlar?
Y, uh, cuando lo hace un baile erótico, hacer le dicen lo que ella puede cobrar?
CIA'nın umursadığı tek şey yasadışı işler yaparken öldürülmesiydi.
Y por lo que concierne a la CIA, su asesinato fue el precio de hacer negocios.
- Anne, Jamal'ın asistanı prova yaparken sahneye daldı,... ve toplantıya gitmemi emretti.
- Ma, la ayudante de Jamal ha irrumpido en la fase de mezcla mientras estoy ensayando, ordenándome que venga a una reunión.
Peki biz bu içten konuşmayı yaparken seninle İki arasında ne yaşandı?
Pero mientras tenemos esta franca discusión... ¿ Qué demonios ha pasado entre tú y Dos?
Beş'i bunu yaparken gördüm, ne kadar zor olabilir ki? Dur, dur. Kapının diğer tarafının patlamayla uçtuğu tarafa çıkmadığını nereden biliyoruz?
He visto a Cinco haciendo esto, ¿ cómo de difícil puede ser? ¿ Cómo sabemos que el otro lado de esta puerta no está expuesto al espacio?
Yani, geçen geçe onu McGinty'ste barmenlik yaparken gördüğümde, mutlu görünüyordu.
Le vi de camarero en McGinty la otra noche y estaba sonriente.
Biz bunu yaparken, Lyman... Hoş karşılanacak.
Pero mientras lo hacemos, Lyman... puede quedarse.
Sınıf arkadaşların evlerinin bodrum katında mastürbasyon yaparken sen muharebeye tanık oldun.
Ya habías visto el combate mientras tus compañeros todavía se toqueteaban en el sótano de sus padres.
Wayne ailesinin fertleri onları zina yaparken yakaladı.
Los Wayne los hallaron teniendo una relación ilícita.
"Sen şekerleme yaparken cesedi sakladım yardıma ihtiyacın olacak. GCPD'de isminin baş harflerine bak."
"Escondí su cuerpo mientras dormías, necesitarás que te echen una mano, busca sus iniciales en la comisaría".
Sırf patronumsunuz diye ağzımı açmak istemedim ve çok heyecanlıydınız yaparken ama gerçek şu ki ne zaman çembere baksam ölmek istiyorum ve sizi de yanımda götürmek istiyorum.
No quería decir nada porque es mi jefe y estaba muy entusiasmado, pero la verdad es que cada vez que la miro me quiero suicidar y llevarme a usted conmigo.
- Sen bir de beni origami yaparken gör.
Deberíais verme hacer origami.
Postanede beklersiniz, bankada beklersiniz markette ödeme yaparken yaşlı kadının arkasında bekleriz.
Uno espera en la oficina postal, en el banco, uno espera atrás de alguna anciana mientras escribe un cheque en la tienda.
İngilizlere hemşirelik yaparken vuruldu.
Le dispararon mientras cuidaba a los británicos.
Seks yaparken ona seslendiğim isimlerden hoşlanmadı.
No le gustaron los nombres por los que le llamé mientras teníamos sexo.
Nasıl oldu da alışveriş yaparken bunu unuttuk?
¿ Por qué no estaba eso en la lista de la compra?
Ben bütün işi yaparken, sen de bu yıldız ışıklarından faydalanıyorsun. Ve arkamdan ne kadar küçümsendiğin hakkında dırdır edip duruyorsun.
Consigues disfrutar de mi estrellato mientras yo hago todo el trabajo y te quejas a mis espaldas sobre lo poco respetada que eres.
İşinizi yaparken size hiç yumruk sallayan olmadı mı?
¿ Nunca nadie le ha golpeado estando de servicio?
Kocan, Afganistan'daki olayın aynısını yaparken öldü. Bir arkadaşının hayatını kurtarırken.
Su marido murió haciendo lo mismo que hizo en Afganistán, luchar por salvar la vida de un amigo.
Ow! Siktir! onu, bunu yaparken hiç görmedim.
Mierda, nunca lo había visto hacer eso.
Bak yapacağımız zaman senin evine gitmeliyiz. Böylece biz yaparken Caroline etrafta olmaz.
deberíamos ir a tu casa cuando lo hagamos así Caroline no estará ahí mientras lo hacemos.
Ve hazır bunu yaparken, bana karşı hıyarlık yaptığın için de berbat hissetmelisin.
Y mientras estás en eso, deberías sentirte muy mal... por ser un imbécil conmigo ahora mismo.
Federal bir uzlaşma yaparken rüşvet almakla suçlanıyor, bu paradan ötürü.
Está siendo acusado de aceptar un soborno... mientras se lleva a cabo una mediación federal... debido a esto.
- Doğum yaparken sıçtıklarını biliyor musun?
- ¿ Sabes que cagan al parir?
On gün önce, Meksika'da gazetecilik yaparken... -... La Plaga karteli tarafından kaçırıldı.
Hace diez días, fue secuestrada por el cartel La Plaga en México durante una asignación periodística.
Bir düşün, bizim yapmaya çalıştığımız şeyi yaparken kaç insan öldü.
Es asombroso pensar... la cantidad de gente que ha muerto tratando de hacer justo lo que estamos a punto de hacer.
Ve bunu yaparken sen çeneni kapatsan iyi olur.
Y mientras lo hacemos, podría hacerlo sin tus tonterías,
Ayık yaşam destekçiliği yaparken sonradan dedektifliğe geçmek gibi bir amacım yoktu.
Así que, obviamente no me hice ayudante de post-rehabilitación para ser detective.
Görünüşe göre, sürücü eve teslimat yaparken aracını açık bırakmış. Döndüğündeyse kamyon ve içindeki eşyalar ortada yokmuş.
Al parecer, el conductor dejó uno de los vehículos en marcha cuando entró a una casa a hacer una entrega, y cuando salió, el camión y la carga ya no estaban.
İçeri gireceğiz ve itfaiyeci işleri yaparken fotoğraflarını çekeceğiz.
Así que vamos a entrar y hacerte algunas fotos sexys haciendo cosas de bombero.
Seks yaparken takman için Katherine Heigl maskesi.
Es una careta de Katherine Heigl para que te la pongas mientras lo hacemos.
- Yaparken de benim kalbimi kırdın.
Has roto mi corazón en el proceso.
Temizlik yaparken bir kavanoz kırıp elini kesti.
Rompió una jarra y se cortó la mano limpiándolo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]