English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yarım saat içinde

Yarım saat içinde traduction Espagnol

820 traduction parallèle
Eğer yarım saat içinde buradan gitmezse,... polisi arayacağımızı söyle ona.
Dile que, si no se ha ido dentro de media hora, la policía le sacará a patadas.
Otobüs yarım saat içinde kalkıyor.
Nos vamos dentro de media hora.
Yarım saat içinde paramı ödeyecek misin yani?
- ¿ Piensa pagarme dentro de media hora?
Yarım saat içinde.
Dentro de media hora.
Bay Reed yarım saat içinde sizi görmeye geliyordu.
El Sr. Reed iba a venir a verlo en media hora.
Yarım saat içinde seni almaya gelecekmiş.
Vendrá a buscarte dentro de media hora.
Yarım saat içinde, havaalanında olmalıyım.
He dicho que estaría en el aeropuerto en media hora.
Ona yeni bir oyuncak aldığımızda yarım saat içinde hurdaya çeviriyor.
Le compramos un juguete y a la media hora ya lo ha destrozado.
Yarım saat içinde bir polis arabası sizi götürecek.
En media hora, un coche policial la llevará al campo.
En geç yarım saat içinde eve gelmiş olurum.
Estaré en casa como mucho en media hora.
Yarım saat içinde feragat belgesini imzalamış olursun.
Y antes de una hora firmarías una confesión.
Torpidolar da yarım saat içinde yüklenmiş olur.
Los torpedos estarán cargados en media hora.
Yarım saat içinde oradayım.
Estaré dentro de media hora.
Yarım saat içinde kendisi burada olur.
Llegará en media hora.
Van Barth'da... yarım saat içinde buluşmamız ikimizin de menfaatine olacak.
Creo que será para beneficio de ambos... que nos veamos en el Van Barth en, digamos, media hora.
Geier, yarım saat içinde iskelede olmamız lazım.
Geier, tenemos que estar en el muelle dentro de una hora.
Gemiye binmelerini söyleyin. Yarım saat içinde yola çıkıyorum.
Diles que embarquen.
Yarım saat içinde evde olacaksın.
Tienes 1 / 2 hora de camino.
Yarım saat içinde işim hakkında bir ömür boyu Ellie'ye anlattığımdan daha çok şey anlatmıştım ona. Tüm bunlar bir yana, sigorta, ipotekler, çocukların eğitimi ve Tommy'nin dişlerini düzeltme.
Considere el seguro, las hipotecas, el colegio de los niños, los dientes de Tommy.
- Yemek yarım saat içinde hazır olacak!
Dentro de una hora, el cocinero nos agasajará con un magnífico rancho.
Onlara Bay Tatum'un yarım saat içinde konuşmaya hazır olacağını söyleyin.
Dígale que Tatum podrá hablar con él en media hora.
Yarım saat içinde gelmezsen, oraya gelip her şeyi anlatırım!
Si no apareces en media hora, me presento ahí y les cuento todo.
Gelse de gelmesede yarım saat içinde istasyondan ayrılıyoruz.
Salimos dentro de media hora tanto si está como si no.
Kane yarım saat içinde ölü biri olacak. Ve kimse ona yardım etmeyecek.
Kane será un hombre muerto de aquí a media hora, y nadie va a hacer nada por impedirlo.
- Trenimiz yarım saat içinde kalkıyor.
- El tren parte en media hora.
Yarım saat içinde terlemeye başlar.
Dentro de media hora empezará a sudar.
Yarım saat içinde Francesca ile Rocca'nın yerinde buluşuyorum.
Además he quedado con Francesca en Rocca's dentro de media hora.
Yarım saat içinde koca bir petrol gölü oluşacak.
Dentro de media hora, esto será un tanque de petróleo.
Hemen elbisemi değiştirip, yarım saat içinde orada olurum. Birazdan görüşürüz.
Pues me cambio y voy en seguida.
Cesur ol. Yarım saat içinde her şey bitmiş olacak.
Sé valiente, en media hora, todo habrá terminado.
Tucker, gece hemşiresi şu an yanında ve Perkins yarım saat içinde burada olur. - Diğer doktorlar kadar iyi biri.
Tucker está con él... y Perkins llegará dentro de media hora.
Tucker'ın mesaisi yarım saat içinde bitiyor.
Tucker acaba dentro de media hora.
Yarım saat içinde Dutch şüphelenmeye başlayacaktı.
En media hora, Dutch empezaría a sospechar.
Yarım saat içinde ondan geriye hiçbir şey kalmadı.
En menos de media hora no quedó nada de él.
Bu haberden sonra yarım saat içinde Villa Rosa'ya girmek imkansız olur.
Con estas noticias será imposible entrar en la Villa Rosa.
Son sahnenin çekimi için yarım saat içinde stüdyoda olmalısın.
Tienes que estar en el estudio en media hora para filmar la última escena.
- Yarım saat içinde dön.
Que vuelvan dentro de media hora.
Yarım saat içinde, Julien.
En media hora, Julien
Yarım saat içinde hava kararacak.
Se oscurecerá en media hora.
Greyhound ve Burza yarım saat içinde orada olur.
Greyhound y Burza deberían estar en media hora.
Yarım saat içinde dönmüş olurum.
Regresaré en media hora.
Yarım saat içinde tren kalkacak.
Dentro de 1 / 2 hora sale el tren.
Yarım saat içinde üç adamımı kaybettim!
He perdido 3 hombres en media hora. ¿ Y bien?
Sandra Lee'yi tanıyor musun? Yarım saat içinde hepiniz gideceksiniz. Yoksa kıçınıza tekmeyi basarım!
Dentro de media hora si no os habéis ido os echo a patadas.
Yarım saat içinde amiralim.
- Puedo tener potencia en media hora.
Şimdi bir soru. Yarım saat içinde parçalanacağı bilgisini alan bir insan nasıl bir tepki verir?
Como reacciona un hombre al saber que será volado en pedazos en media hora?
Yarım saat içinde Jerry ikimize omlet yapıyor olabilir.
Dentro de media hora Jerry podrá prepararnos el desayuno y...
Hatırlatmak isterim Omaha ve Utah plajlarının Amerikan konvoyu en uzun yolu kat edecek. Taarruz ayın altısında gerçekleşecekse yarım saat içinde emir verilmeleri gerek.
Debo recordar a todos que el convoy americano para las playas lejanas tiene más recorrido y debe ser avisado en la próxima media hora si el asalto se ejecuta el 6.
Odaya çıkarım, bir şişe maden suyu isterim kız şişeyi getirir... yarım saat içinde buradan ayrılırız.
Subo al cuarto, pido una botella de agua mineral, ella la lleva...
Yarım saat içinde zirvede olurlar efendim.
Pronto alcanzarán la cima.
- Yarım saat içinde beni görsünler.
- Sí, señor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]