English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yarım saat sonra

Yarım saat sonra traduction Espagnol

1,101 traduction parallèle
Yarım saat sonra diyecekler ki, "Cesur ol, devam et."
A la media hora dirán : ¡ Sed brava, continua!
Üç yarım saat sonra diyecekler ki, "Ben senin yardımcınım."
A los tres cuartos, ellas dirán : Yo soy vuestra ayuda.
O günü hatırlıyorum çünkü konsolosluğu yarım saat sonra kapatmıştım.
Porque recuerdo que ese día... cerré el consulado media hora más tarde.
Bir arkadaşımı görmeye gidiyorum, yarım saat sonra alın beni.
Voy a ver a un amigo. Vuelva dentro de media hora.
Yarım saat sonra geniş, açık bir boşluğa çıktım.
Al cabo de hora y media salí a un espacio abierto.
İlk ışıkla kalkar, yarım saat sonra yola çıkarız.
Nos despertamos al despuntar el día y salimos media hora más tarde.
Ama eğer yarım saat sonra gelirsen... Bir şey düşünürüz, tamam mı?
Escuche, vuelva en media hora y veré qué puedo hacer.
Hey Roper, yarım saat sonra görüşürüz.
- ¡ Eh! ¡ Roper! Te veré en media hora.
Yarım saat sonra... kafaları bulmaya başladık. Ama ben yarım saat boyunca...
Al final estábamos drogados después de 30 minutos, quejándome por media hora...
Yarım saat sonra müthiş güzelleşmiştik.
¡ Media hora después estábamos completamente drogados!
Yarım saat sonra görüşürüz.
Hasta dentro de media hora.
Yarım saat sonra doğu paralelinde oluruz.
Llegaremos al paralelo oriental en media hora.
Akından yarım saat sonra patlak veren ateş fırtınasına karşı hazırlıklı değildik.
No estabamos preparados para la tormenta de fuego que se desató media hora después del ataque.
Yarım saat sonra işim bitiyor.
Acabo dentro de media hora.
Bir yarım saat sonra Kaliforniya'yı denize gömse de hissetmeyeceğim.
Dentro de media hora, no notaré ni el que hunda California en el océano.
Şef yarım saat sonra sizi istiyor.
El jefe quiere verte en media hora.
Bayreuth treni yarım saat sonra üçüncü perondan kalkıyor.
El tren para Bayreuth sale dentro de media hora del andén tres.
İlk köpekbalığını yarım saat sonra gördüm.
No vimos el primer tiburón hasta pasada media hora.
Yarım saat sonra.
Dentro de media hora.
- Efendim? - Yarım saat sonra, odama gelir misin?
- ¿ Puedes venir a mi habitación... en media hora?
Adam yarım saat sonra yine arayacaklarını söyledi.
Dijeron que llamarían dentro de media hora.
Yarım saat sonra tekrar aradılar.
Pasó la media hora y llamaron por teléfono.
Yarım saat sonra güç santralinde buluşalım.
Te encuentro en la planta en media hora.
" Yarım saat sonra seni göreceğim.
Dentro de media hora te veré.
Yarım saat sonra sokağa çıkma yasağı var.
En 30 minutos comienza el toque de queda.
Yarım saat sonra, dairenizde.
En su casa, en media hora.
Tamam. Yarım saat sonra sizi karşılamak için aşağıya inerim.
Bajaré en media hora para dejarle entrar.
Yarım saat sonra, kuzeybatı köşesinin kuzeyinde buluşalım.
Ven aquí dentro de media hora, por el norte, por la esquina noroeste.
Yarım saat sonra Berlin'deyiz, madam.
Llegaremos a Berlín en media hora, señora.
Yarım saat sonra burada ol.
- Regresa en media hora. - Muy bien.
Yarım saat sonra yemek yiyeceğim.
Cenaré dentro de media hora.
Sonra, yaklaşık yarım saat sonra, tam uyuyacağım sırada Helen bana döndü ve "Çok garip bir mali müşavirle evlendiğimde, ilk gözleri gider sanmıştım" dedi.
Más o menos una media hora después, justo cuando estaba por dormirme Helen se volteó hacia mí y dijo : "Es gracioso." "Cuando me casé con un C.P.A., siempre pensé que sus ojos serían los que fallarían primero."
Yarım saat sonra bir yerde olmam lâzım.
Debo estar en un sitio en media hora.
- Yarım saat sonra ateşleyecekler.
- Tienen previsto lanzar en media hora.
- Evet, sana bir buçuk saat öderim... yarım saat sonra çıkarsın, bu işler böyledir.
- La chica está esperando. - ¿ Chica?
İçeri girdikten yarım saat sonra... kendini asmış.
Media hora después de que lo encerrasen se colgó.
- Basın toplantısı ne zaman başlıyor? - Yarım saat sonra.
- ¿ A qué hora es la rueda de prensa?
Yarım saat sonra burada olacaklarmış.
Ekaterina, han llamado, dentro de treinta minutos llegarán los franceses.
Rahip Hesse'den yarım saat sonra Fort Edward'ı terk ederek nereye gitmiştin?
¿ Dónde fue Ud. cuando salió de Fort Edward... aproximadamente media hora después que el reverendo Hesse?
Yarım saat sonra, bir kafede oturuyorduk. Daha önce gitmediğim, kimsenin beni tanımadığı bir yerdi.
Media hora después, estábamos en un bar, un lugar en donde nadie me conoce,
Yarım saat sonra aşağıda. Tamam.
¿ En media hora, abajo?
Yarım saat sonra falan, yarım saati geçmemiştir.
Una media hora después, no más.
Einstein kafede, yarım saat sonra
En el café Einstein dentro de media hora.
- Sen bilirsin. Yarım saat sonra görüşürüz
Hasta dentro de media hora.
Ama yarım saat sonra denize açılacaksınız?
Pero ustedes zarpan en media hora.
Fiziksel yakınlıktan sonra yarım saat yüzmemen gerekir.
No se supone que nades hasta media hora después de contacto físico íntimo.
Yemin ederim, geldikten sonra... en az yarım saat paltomu çıkarmadım... ama kaloriferi fazla açtı.
Juro por Dios que me dejé el abrigo... durante al menos media hora después de que llegué aqui... pero ella tenia la calefacción puesta.
Rezervasyonumuz 2 saat için, daha sonra sinemaya gidebiliriz, gece yarısından önce döneriz. - Şirkettekilere ofis telefonuma gelen aramalara... bakmalarını söyledim - - Tamam mı?
Si no hemos regresado en 2 horas, fuimos al cine hasta las 12 : 00. ¿ De acuerdo?
Yarım saat kadar sonra, efendim...
Apenas media hora más tarde, señor...
Bütün gece ve yarın saat 5'ten sonra ofisimde olacağım.
Estaré en mi oficina toda la noche y después de las 5 : 00 mañana.
Yarım saat kadar mezarın içerisinde kaldıktan sonra daha doğrusu ne kadar kaldım ben de bilmiyorum yeniden yaşama döndüm, mezardan çıkarttılar göz bağlarımı açtılar ve tarlalarda koştuk.
Después de media hora... No sabía cuánto rato estaría ahí... resucité, me sacaron de la tumba, me quitaron la venda y corrí por el campo... hasta una hoguera enorme, con música y vino.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]