Yarım saat traduction Espagnol
5,625 traduction parallèle
- Yarım saat geç.
- Media hora tarde.
Affedersin ama daha yarım saat önce hepimiz zil takmış oynuyorduk.
Lo siento, pero... ¿ No nos felicitábamos por el hallazgo?
Ana yola ulaşana kadar yaklaşık yarım saat ara yolu izle.
Sigue el camino media hora hasta que llegues a una carretera principal.
- Cinayetten yarım saat sonra.
Como media hora después del asesinato.
Bana yarım saat ver, olur mu?
Dame una media hora, ¿ no?
Yarım saat mi? *
¿ Como cero llegando a treinta?
Toplantının yarım saat önce başlaması lazımdı.
Esto debió empezar hace media hora.
Yarım saat geciksen bir şey olmaz herhalde.
Podrías llegar media hora tarde.
Yarım saat içinde döneriz.
Regresamos en media hora. ¡ Adiós!
Yarım saat önce banyoya gidip kayboldu.
Desapareció en el baño hace media hora.
Yabancıların daha önce görmediği bu muhteşem buluşma... her sabah yalnız yarım saat... ve yılda yalnız birkaç hafta oluyor.
Este espectacular encuentro, nunca antes visto por extranjeros hasta ahora, sucede solo por media hora cada mañana y solo por pocas semanas en el año.
Yarım saat sonra yemeğe oturacağız.
- Muesli. Comemos en media hora.
Yarım saat sonra Mosca öldü.
Media hora más tarde Mosca estaba muerto.
Egan, fabrikanın yöneticisi yarım saat kadar sonra cesedi bulan o.
Egan es el gerente de la fábrica. Él encontró el cuerpo una media hora más tarde.
Yarım saat sonra, Mosca öldü.
Media hora más tarde, Mosca estaba muerto.
- Daha sadece yarım saat oldu!
- Solo ha pasado media hora.
- Şimdi yarım saat... iki saat...
- Media hora... dos horas...
Yarım saat sonra buradan geçecekler.
Estarán pasando por aquí en media hora.
Yarım saat... 45 dakika. - Yapma.
Media hora... 45 minutos.
Yarım saat dayansan olur mu, dostum?
¿ Qué tal media hora? ¿ Qué dices, camarada?
Başlangıçta anne babası ara sıra ziyaretine geliyordu. Ancak yarım saat kadar kalıyorlardı. İşleriyle çok meşgullerdi tabii.
Al principio, sus padres iban a verlo de vez en cuando, pero sólo durante media hora, porque estaban muy, muy ocupados.
Kaset yarım saat önce bitti.
Me quedé sin cinta hace media hora.
Stefan ve adamları meclis yönetmeliği nedeniyle yarım saat içinde paydos edecek çünkü katran ışıklarını saat 10'dan sonra yakamazlar.
Stefan y sus hombres terminan en media hora por reglamento del concejo porque no pueden quemar asfalto después de las 10 : 00.
"Makine" yarım saat sonra gelmişti.
"Máquina" apareció una media hora después.
Ben sadece yarım saat kalmıştım.
Solo tuve una media hora.
Ayrıca, yarım saat içinde bu dünyadaki en müthiş insanla burada evleneceğim.
Y en media hora, me casaré ahí, con el hombre más perfecto del mundo.
Yarım saat içinde ofisimde ol.
Encuéntrate conmigo en mi despacho en media hora.
Bu gece yarım saat geç kaldığın için.
Por llegar media hora tarde esta noche.
Yarım saat filan gecikmedim.
No llegué media hora tarde.
- Yarım saat sonra yemek yeriz.
- Comemos en media hora. - ¿ Papá?
Biz ayrıldıktan yarım saat sonra nihayet onu yakalamışlar.
Por fin la tengo casi media hora después que nos fuimos.
- Dün yarım saat bunu konuşmuştuk.
- Ya estuvimos media hora con esto ayer
Yarım saat önce bu oda bildiğin afet alanıydı.
Pero hace treinta minutos, esta habitación era un caos.
Yarım saat sonra kalkacak bir uçak ayarladım.
Tengo un chárter preparado que sale en treinta minutos.
Tenafly'dan buraya yaklaşık 25 dakika sürüyor, Trafiğin durumuna göre, taş çatlasın yarım saat.
Son 25 minutos, media hora más o menos desde Tenafly, dependiendo del tráfico.
Devriyeler onu yarım saat önce almış.
Una patrulla acaba de recogerla hace media hora.
Hayır, yarım saat bekleyemezsiniz.
No, no puedes esperar media hora.
Yarım saat içinde.
- Como en... media hora.
- Yaklaşık yarım saat önce.
- Hace media hora.
Planımız yarım saat içinde başka bir saldırı başlatmak.
El plan es lanzar otro ataque coordinado en media hora.
Alkol ve İçecek Kontrol'ü yarım saat daha kapanmayacak.
Control de Alcohol y Bebidas. no cierra durante la próxima media hora.
Yarım saat içinde Trey'le buluşacağını sanıyor sahada, bu yüzden acele etsen iyi olur.
Aunque cree que se va a encontrar con Trey en media hora, en el campo, así que mejor que te vayas.
Yarım yamalak şakalar yapmak için saat çok erken.
Escuche, no me venga con bromas estúpidas a estas horas.
- Okul yarım saat önce bitti.
No para ti.
Gece yarısı saat 3 : 00'te ne yaptığını açıkla.
Responde por ti mismo desde la medianoche hasta las 3 a.m.
Gece yarısı saat 2'de çıktım.
Salí de allí sobre las dos de la madrugada.
Yarım saat sonra toplanacağız.
Empezamos en 30.
Yarın saat 16 : 00'da burada buluşalım.
Nos vemos aquí mañana a las 4 de la tarde.
Yarım saat sürmez.
- ¿ Cómo les cayó la sorpresa de Hesselboe?
Belki yarın uğrayıp televizyona çıkmadan önce Birgitte'e bir - iki saat yardım edebilirsin.
¿ Ayudarías unas horas a Birgitte antes que vaya a TV1 mañana?
Belki yarın uğrayıp televizyona çıkmadan önce Birgitte'e bir-iki saat yardım edebilirsin.
¿ Ayudarías unas horas a Birgitte antes que vaya a TV1 mañana?
yarım saat sonra 44
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
yarım saat içinde 16
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 1 132
saat 18 42
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 20 32
saat 8 244
saat 22 41
saat 4 173
saat 1 132
saat 18 42
saat 5 177
saat 9 217
saat 2 157
saat 20 32
saat 8 244
saat 22 41