English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yaşlı dostum

Yaşlı dostum traduction Espagnol

157 traduction parallèle
- Gerçekten, yaşlı dostum.
- ¿ En serio?
Yaşlı dostum. Bu saray kimin?
Amigo, ¿ sabes de quién es el palacio?
Hadi Watson. Acele et yaşlı dostum.
Vamos, Watson, dese prisa.
Ah sevgili, yaşlı dostum Watson. Birileri yıllar değişirken sabit kalıyor.
Mi querido Watson estamos a punto de que cambie una era.
Olamaz ki yaşlı dostum.
Qué va, hombre. Me habría enterado.
O sözcük "deve", yaşlı dostum ve senin yatma zamanın geldi.
De un saco, amigo mío. Ya debería estar Vd. Durmiendo.
Oh, alınma, yaşlı dostum.
No se ofenda, querido amigo.
King, yaşlı dostum.
Rey, viejo amigo.
Uzağa ateş et, yaşlı dostum.
Dispara, viejo amigo.
- Gelmişsin yaşlı dostum Andrew.
- Ahí estás, Andrew, viejo amigo.
Haydi, yaşlı dostum. Bir kez daha gayret et.
Animo, viejo amigo, trata de hacer el último esfuerzo.
Wilson, yaşlı dostum...
Wilson, viejo amigo...
Hayal görmedim, yaşlı dostum.
No me asusté, amigo.
- Devam et, yaşlı dostum.
Vamos, vejete.
Dinle, yaşlı dostum.
Ahora, mira aquí...
Yaşlı dostum Socki'yi gördün mü?
¿ Viste a mi viejo amigo, Calcete?
Çok naziksin, yaşlı dostum.
Eso sí que es un buen detalle, viejo amigo.
- Bu doğru mu yaşlı dostum?
- ¿ No es cierto, viejo?
Seni dinlemekten daha iyidir, yaşlı dostum Pox. Yoksa seni domuz şişe dönüştüreceğim.
¡ Más vale que tengas cuidado, viejo amigo Pox, o te convertiré en pequeñas chuletas de puerco!
Koş yaşlı dostum, tekrar yola sok şu treni!
Corre, viejo, corre! ¡ Dejala pasar!
Bana sorma, yaşlı dostum, en ufak bir fikrim yok.
¿ Que? , no me preguntes a mi viejo amigo, no tengo idea.
Elbette, öyle, yaşlı dostum. Yani, demek istiyorum ki, öylesine çekici bir kadın tabii ki bir cinayete bulaşmış olamaz.
Por favor, cálmate, no es ninguna santa, pero es tan encantadora que no se involucraría en un asesinato.
- Neden bahsediyorsun, yaşlı dostum?
El oso es negro. - ¿ Qué dices?
- Eski dostum, seni görmek ne güzel. - Bak yaşlı dostum... kuzenim Asterix ve arkadaşı Obelix... için nefis yemeklerinden birini hazırlayabilir misin?
Viejo amigo, que gran alegría es volver a verte mira, ellos son galos, mi primo Asterix y su amigo Obelix.
Biraz alıngan, yaşlı dostum, pek aldırma.
pero no le haga caso.
- O nedir? - Bir telgraf, yaşlı dostum.
viejo amigo.
Sıcak başına mı vurdu yaşlı dostum? Saçmalıyorsun.
- El calor se te ha subido a la cabeza.
Neler oluyor yaşlı dostum?
¿ Cuál es la historia, amigo?
- Sakın kalp krizi geçirme, yaşlı dostum.
- No tengas un infarto, viejo.
"İyi geceler, yaşlı dostum."
Buenas noches, muchacho
Selam Paddy, yaşlı dostum.
- Hola, amigo Paddy.
Dayan yaşlı dostum.
Bendito tu corazon, viejo.
Britanya Elçiliğinde kıdemsiz ataşeyim, yaşlı dostum.
Agregado de la embajada británica.
- Dur bakalım, yaşlı dostum.
¿ Qué pasa?
Biz ruh ikiziyiz, değil mi, yaşlı dostum?
somos del mismo clan, ¿ no es así amigo?
Git burdan, yaşlı dostum.
Vete, muchacho.
Kesinlikle, yaşlı dostum.
Desde luego, viejo.
Ee, Mark sen neler yapıyorsun yaşlı dostum?
Mark, ¿ como estás, viejo?
Muhterem dostum, Ben artık yaşlı bir adamım.
Querido amigo, Ya soy un hombre viejo.
Dostum! Yaşlı bir kadın... bir bunak gibisiniz! Öyle olsun.
Una "vieja" sigue siendo una vieja.
Bu... bu o yaşlı bayan ve senin için dostum! O çocuk müthiş olacak!
¡ Les dedico esta canción!
Bakın, Komiser, bu bayan çok yaşlı ve benim sevgili dostum.
Mire, teniente, esta dama es una muy vieja y querida amiga mía.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Ben mi buen amigo, no hay tal cosa de ser muy joven. Es solo que tú eres muy viejo.
Bizim yaşlı Sam Amca altı ay boyunca... bana bu konuda bilinecek her şeyi öğretti, dostum.
El buen Tío Sam pasó seis meses... enseñándome todo lo que debía saber.
Çocukken yaşlı bir dostum vardı Bobby.
Conocí a un viejo jugador cuando era niño.
Sevgili dostum, ben çok yaşlıyım. Sizse çok genç.
Soy demasiado vieja... y Ud. demasiado joven.
Dostum, yaşlı bir adam San Antonio'dan şehre doğru aracını sürerken... 40 veya 50 yaşlarında bir adam... otobanda saatte yaklaşık 160 kilometreyle gidiyor... insanlara silahını sallıyor, gülerek.
Un viejo manejando al pueblo desde San Antonio... un viejo de unos 40 ó 50 años... yendo a unos 160 Km / h por la autopista... ondeando un arma, apuntando a la gente, ríendo.
Yaşlı adamın gece 12'de sokakta ne işi var dostum?
¿ Cuántos ancianos habrá allí a la media noche?
- Yaşlı sevgilin zorlu, dostum.
- Tu mujer es dura, hermano.
Senin yerin, yaşlı at satıcısı artık dostum!
¡ Oh, vas de camino al matadero, amigo!
Dostum etiket adam. Şimdi olduğundan yaşlı görünüyorsun.
Mira, pedazo de mierda, estás atorado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]