Yeter ama traduction Espagnol
1,294 traduction parallèle
Yeter ama Turbit'in ilk kurbanının adı neydi?
- Sí. ¿ Cómo se llama la otra víctima de Turbit?
Yeter ama!
Suficiente con esta mierda.
— Yeter ama!
- ¡ Se acabó!
Manhattan'ın alay konusu olmam yeter ama şimdi de sen kalkmış..... bunu yüzüme vurup suratıma gülüyorsun.
Es suficiente que vaya a ser el hazmerreír de Manhattan, ¿ pero que ahora me lo arrojes a la cara y te rías de mí así?
Yeter ama o kadar değil.
Es algo, pero no demasiado.
- Yeter ama. Haydi.
- ¿ Es mal momento?
Haydi, yeter ama.
Vamos, ya basta.
Yeter ama. "Temcit pilavı" yendi bitti.
¡ Suficiente! El caballo ya se murió.
Biliyorum, ama ne kadar yeter?
Lo sé, pero ¿ cuánto es bastante?
Ama Dominion savaşını konuştuğumuz yeter.
Ya basta de la guerra con el Domino.
Deniyorum, deniyorum, ama hiç saygı kalmamış bu insanlarda Yeter bu kadar!
Lo intento, pero no hay respeto... para nadie con visión. Eso fue todo.
Bilmiyorum, ama yeter artık.
No sé, pero es suficiente.
Babası Teddy iyi bir adamdı. - Ama bu kadarı yeter. - Doğru.
Su padre, Teddy, era muy buena persona... pero sanseacabó.
Senin yanında olmaya çalıştım ama bu kadarı yeter Claire!
Intenté acompañarte, pero esto es demasiado.
Evet, ama şu kadarını biliyorum maçın kaderini değiştirmesi için bir tek iyi hamle yeter.
Sí, pero te diré algo. Sólo necesita una gran jugada para volver a entrar en el juego.
Muhtemelen jambon. Az kaldı ama yeter.
Es un poco viejo... pero todavía está bueno.
- Yeter dedim! Ama o kardeşleriyle ilgileneceğine,... beyaz kızlarla çıkıyor.
- También terminará en la cárcel.
Belkide kendine dogru bir pantolon almaya durumun yeter... ama pantolundaki göte durumun yetmez.
A lo mejor puedes comprarte jeans americanos... pero tu culo ya no te pertenecerá.
... ama para almak istiyoruz. Yeter artık! Çalışan biziz ama elimize hiçbir şey geçmiyor, hepsini o alıyor.
El problema viene de los batallones de artillería, cada uno con su propio comité de distrito rechazan fusionarse con el Comité Central de la Guardia Nacional.
- Sadece bir kez. Ama acıtmak zorunda değil. Yeter ki iyi görünsün.
- Sólo una vez y no tiene que doler.
Ama... benim hakkımda bu kadar yeter.
Pero... Oye, basta de hablar de míi.
Aslında pek piknik sayılmaz. İki tane öğle yemeği paketi vardı. Ama düşünmesi yeter.
Bueno, no era un picnic, sino dos emparedados pero la intención es lo que cuenta.
Hepinizin onu umursamanızı takdir ediyorum ama yeter.
Les agradezco que se preocupen por ella.
Tamam yeter! Alınma, ama bence bu ağaç kucaklayıcısını alıp giriş Kapısından dışarı atalım. Kesinlikle.
¡ Muy bien, suficiente, digo que tomemos a este miserable lo hagamos a un lado de la puerta de acceso y salgamos de aquí!
Istakoz değil ama, Zhaan'ı hayatta tutmaya yeter.
Bueno, no es langosta, pero mantendrá a Zhaan viva
Bu sprey, altı slow dansa, dört orta tempolu dansa, bir de lambadaya yeter. Ama daha fazla dans etmeyi planlıyorsan, bir kere daha sıkalım.
Eso durara seis lentos, cuatro temas movidos, una lambada... pero si quieres bailar a lo loco, te sugiero otra capa.
Evet ama bir haftadan sonra dayanamadım. Yeter dedim.
Pero no aguanté más de una semana, tuve que decir algo.
- Ama benim hakkımda konuşmak bu kadar yeter.
Pero basta de hablar de mí.
-... haydi ama. Yeter.
Vamos, ya basta.
- Sağolun, ama bana bu kadarı yeter.
- Gracias, pero ya fue suficiente.
Ama hala vaktimiz var. Hemen harekete geçersek, Sauron'a karşı koymaya yeter.
Pero aún hay tiempo de contrarrestar a Sauron si actuamos pronto.
Ama bu süre ancak Lara Croft'un büyümesine ancak yeter ve onu bulmasına.
Pero eso resultará justo lo necesario... para que la pequeña Lara Croft crezca y lo encuentre.
- Ama İsmail... - Yeter.
- Pero lsmail...
Ama artık yeter.
Pero esto no hará ahora.
Küçük beyaz bir güvercin, bıçağı kemiğe dayadı, yumrukları konuşturdu. İşler sertleşiyor. Ama yeter artık.
Las cosas se complicaron, pero ya bastó.
İşler sertleşiyor. Ama yeter artık.
Las cosas se complicaron, pero ya bastó.
Ama bugünlük bu kadar yeter.
Es bastante etiqueta para hoy.
Ama kendi sorunlarımız bize yeter.
Lo sé, nos enteramos. Tenemos otros problemas. - Vamos.
Saçma, ama bilirsin... Altmışından sonra, erkekler herşeyi verirler, yeter ki...
Son estupideces, pero sabes que después de los 60, los hombres pagan lo que sea para...
Ama bu kadarı yeter.
Ya es tarde.
- Ama İsmail... - Yeter.
- Pero, lsmayeel- - - ¡ Es suficiente!
- Ama şef... - Yeter!
- Pero, jefe- - - ¡ Suficiente!
İstediğini öğret ama yeter ki beni bağlama!
enséñame si quieres, pero no me pongas ataduras!
Whendar, özür dilerim ama neden öldüklerini bilmeyi hak ediyorlar. Bu kadar yeter!
¡ Eso es!
- Biliyorum ama senin yeter.
- Lo sé, pero tú sí.
Fazla değil ama bir şeyler çıkarmaya yeter.
Sí, no mucha, pero suficiente para trabajar con ella.
Ama Usta Sanders'ın belli ağırlıklara bakması yeter.
El viejo "Flujo limpio". Pero Sanders realiza la prueba de la gravedad específica y la porquería tóxica es detectada igualmente.
Ama Tanrı aşkına, bu kadarı yeter.
Pero Dios, ya me he cansado.
Bir hafta önce komik olabilirdi, ama artık yeter.
Me habría hecho gracia hace una semana, pero ya es demasiado.
Çok başarılı değilsin ama ehliyet sınavını geçmene yeter.
No muy bien, pero lo suficiente para pasar la prueba.
Ama yeter artık dedik.
Y tuvimos suficiente.
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
aman aman 28
ama benim 40
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
amato 35
amanın 172
amaç 42
aman aman 28
ama benim 40
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
ama biliyorum 27
aman anne 20
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
aman anne 20
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32