Yukarı bakın traduction Espagnol
336 traduction parallèle
Yukarı bakın.
Está allá.
Şimdi yukarı bakın.
Mire hacia arriba... hacia abajo...
Yukarı bakın.
Levanta la cara.
Tamam. Yukarı bakın.
Mira arriba.
Aşağıdakiler yukarı bakın.
¡ Levanten todos la cabeza!
- Yukarı bakın!
- ¡ Mirad ahí arriba! - ¡ Es él! ¡ Bill Sikes!
Daha yukarı bakın general.
Mire arriba, general.
Şimdi sırtınızı diğer tarafa çevirin ve yukarı bakın.
Ahora volved la espalda hacia la nueva dirección y levantad la mirada.
Yukarı bakın.
Mira.
# Yukarı bakın ve beklemediğimiz umudumuzu hissedelim #
Hey, Hermano! Mejor que te salgas del camino!
Beyler, beyler, yukarı bakın!
¡ Oigan, oigan, miren, allá arriba!
Bak, Ross, baş parmağını yukarı, dümdüz tutuyorsun. Tıpkı şöyle.
¿ Por qué pones el dedo apuntando al aire como si estuviera inútil?
Bakın! Yukarı doğru gelen bir mürekkep balığı.
¡ Miren!
Yukarıdaki bayanı ve onun bana bakışını düşünüyordum...
Pensaba en la señora Dietrison y en cómo me había mirado.
Tam, yatakları hazırlamak için yukarı çıkmıştım ki orada, atölye kapısının yanında durmuş bana bakıyordu.
Solo subí las escaleras y me dirigí hacia las habitaciones, y ahí estaba en la puerta del estudio, mirándome.
Hey, kafanızı çevirip yukarıya bakın!
¡ Oigan, cuidado allá abajo!
Ağcı yukarı taşırken merdivenlerdeki insanların yüzlerindeki bakışlar hep dost canlısı ve hoştu.
¿ Te has fijado en los vecinos cuando hemos traído el árbol? Sus miradas eran tan amables y amistosas.
Yukarıda baktığın gibi bak.
Mírame como me has mirado antes.
- Kay, bugün ne aldın? - Yukarı gelin de yeni gece elbiseme bakın. İki izleyici spor takımı, bir spor takımı...
Trajes, blusas, zapatos, bolsos, dos trajes de calle, zapatos, dos trajes tarde, zapatos, bolsos, dos trajes noche, zapatos, bolsos, joyas, traje recepción, tres negligés, capa pieles, sombreros,
Plank, Kip, jonas, hepiniz yukarı cıkın ve bakının etrafa
Plank, Kip, Jonas, echad un vistazo allí arriba.
Sen nehrin karşı tarafına bak, ben de ırmağın yukarısına.
Tú vigila la otra orilla. Yo iré río arriba.
Bakın. Yukarıya bakın.
Fijaos en esto.
Biraz bekleyin lütfen. Bak, yukarı çıkıp şu üzerindeki hemşire formasını değiştirdikten sonra, dışarı çıkar güzel bir yerde birşeyler içeriz.
Un momento, ¿ por qué no subes a cambiarte el uniforme y nos vamos a tomar una copa?
Bak, sadece seni görmek için 20 araba 70 erzak fıçısı ve 94 insanı bir dağdan yukarı çıkarıp yollarını iki gün uzattım.
He traído 20 carromatos, 70 cabezas de ganado y 94 personas a las montañas, con un desvío de dos días, sólo para verte.
Orada yukarıdaki yıldıza bakın?
¿ Ves esa estrella allí arriba?
Yukarı çık ve o takımın ne yaptığına bak.
Cómo subir y ver lo que ese equipo está haciendo.
Siz ikiniz, bu kata ve yukarı kata bakın.
Fíjense en este piso y el de arriba.
Yukarıya bakın!
¡ Miren ahí arriba!
Bakın bu çaydanlığı yukarıda kırdı.
¿ Sabe? Rompió la maldita tetera en su cuarto.
Bu kadın, Tanrının yazdığı alın yazısıyla sadakat ve sabrını, ömür boyu süren kötü talihiyle test ederek yaşadı en azından, artık yukarıdan bizlere bakıp, görebilecek.
Esta mujer que el destino, la providencia divina, ha puesto a prueba su fe y su paciencia cristiana al menos tendrá el consuelo de poder veros desde arriba.
Yukarı doğru bakın profesör.
Alce la vista, profesor.
Şu yukarıda ilerideki duvarlara bakın. Lenf sistemine giriyoruz.
Miren los muros adelante.
Yukarıya bakın!
Eh! Mirad allí arriba!
Bakın kişisel ayrıntılardan sonra, sağdan sola yukarıdan aşağıya ve ortadaki her şeyi inceleyeceğiz.
Escuchen... después de los datos personales, nosotros haremos de derecha a izquierda... y de arriba abajo, y luego todo lo demás.
Bakın doktor bey, yukarısı, dağlarda sürümü güttüğüm yerler olağanüstü güzel.
Mire, doctor.
Yukarıdan jetler geçiyor. Herkes " Hey jetlere bakın!
Y, entonces, vienen los cazas.
Parfümünü koklamak, kalp atışını duymak yumuşak, kıvrımlı göğüslerini yanağında hissetmek ve yukarı baktığı zaman, onun bakışıyla karşılaşmak ve sonra gözlerini kapatıp onun sıcak, derin bakışını hissedecekti ve narin, şehvetli gülüşünü ve sonra kadın saçlarını hafifçe okşayacaktı, aşağıya doğru aşağıya doğru...
Él deseó poner su cansada cabeza sobre el suave pecho de una dama... oler su perfume, oír el latido de su corazón. Sentir la curva de sus pechos en su mejilla. Y, cuando buscara, encontrar su mirada sobre él... y luego él cerraría sus ojos y sentiría su profunda mirada cálida... y su suave risa lasciva.
Şuraya bakın. Yukarı. İşte bu.
Miren hacia arriba
Bakın, ne varmış yukarıda
Miren lo que hay sobre la mesa
Bakın, bahse varım yukarıya kadar kendi başınıza koşamazsınız.
Apuesto a que puedes correr hasta allá arriba tú solita.
Öğrenci arkadaşlar, yukarıya bakın.
Señores, estoy aquí arriba, y si tiro a este gato por la ventana,
Ancak yukarıda, kozmosta kaçınılmaz bir bakış açısı bizi bekliyor.
Pero arriba, en el cosmos espera una perspectiva ineludible.
Bak. Senin ayaklarını yukarı kaldıracağım.
Mira, tengo tus pies sobre el piso
Bakın, yukarıda tanışmanızı istediğim bazı insanlar var, birkaç dakika sonra, oldu mu?
Quisiera presentarles a una gente, arriba.
Şimdi bak, aşağı indikten beş dakika sonra, beni önemli bir iş için yukarı çağırmalısın. Tamam mı?
Cinco minutos después de que baje, requiérame para asuntos importantes.
O yüzden ben de, yukarıda daha iyi para alacağı bir iş yapacağını düşündüm ve ona bakıp güldüm.
Eso me hizo pensar que quería hacer... un trabajo mejor remunerado, y le sonreí somnolienta.
Yukarıya bakın!
¡ Allá arriba!
Bize doğanın verdiği hediyeyi bile kullanamayarak kendimizi rezil ettik. Ve eğer Tanrı varsa ; yukarıdan bize bakıp iğreniyordur.
Allá arriba está vuestro museo, aquí está una pobre imitación.
Bunu unutma. Lütfen başlarınızı.. yukarı kaldırın, gümüş rengi bulutlara bakın.
Por atareados que estén no olviden... levantar la mirada para ver las nubes plateadas,
Siz yukarı çıkın, oturun, yıldızlara bakın... birbirinizle konuşun, birbirinizi tanıyın...
Suban, siéntense, miren las estrellas... hablen uno con otro, conózcanse...
Eğer hala canlıysanız yukarı doğru bize bakın.
Si usted aun vive, mirenos arriba.
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın kim geldi 23
bakın ne buldum 41
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın kim geldi 23
bakın ne buldum 41
bakın hele 21
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın şuna 23
bakın işte 18
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne var 16
bakın kim burada 16
bakın çocuklar 69
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın şuna 23
bakın işte 18
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne varmış 17
bakın millet 24
bakın hanımefendi 18
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
yukarı 789
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
bakın millet 24
bakın hanımefendi 18
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
yukarı 789
yukari 32
yukarıda 424
yukarı bak 74
yukarda 62
yukarıdayım 26
yukarıya 106
yukarıdan 22
yukarı ve aşağı 20
yukarı çek 30
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı aşağı 19
yukarıdayım 26
yukarıya 106
yukarıdan 22
yukarı ve aşağı 20
yukarı çek 30
yukarı gel 146
yukarı çık 160
yukarı gelmek ister misin 19
yukarı aşağı 19