Çalışma odasında traduction Espagnol
348 traduction parallèle
Yüksek duvarların altında, müteahhidin küçük çalışma odasında...
En la pequeña oficina del constructor, debajo de los altos muros,
Çalışma odasında Dawker.
Vayamos al estudio. Dawker.
- Çalışma odasında.
- Está en su estudio.
- Çalışma odasında değil mi?
- ¿ No está en su estudio, señor?
Yukarda çalışma odasında sanki canlıymış gibi.
Arriba en su salón... como si estuviera vivo.
- Kocam nerede? - Çalışma odasında hanımefendi.
- ¿ Dónde está el señor?
Çalışma odasında hemen halledebiliriz.
Mejor hagámoslo enseguida, en el estudio.
Lizzie, Bay Darcy çalışma odasında.
Lizzie, el Sr. Darcy está en el estudio.
Çalışma odasında, değil mi?
Yo Io sirvo.
Çalışma odasında görüşeceğim.
Contestaré en el saloncito.
Çalışma odasında aradım ama orada yoktu. Burada olabilir.
Puede que esté aquí.
Çalışma odasında ateş yanıyor.
Hay fuego en el estudio.
Sanırım çalışma odasında bir iş görüşmesi var, Madam.
Creo que abajo en el despacho, en una reunión, señora.
Dr. Anderson beni çalışma odasında bekliyor.
El Dr. Anderson me está esperando en el despacho.
Hayır efendim, çalışma odasında bazı iş ortaklarıyla beraber.
- No, señor. Está en el despacho con algunos de sus socios.
Helen, Blanche'a söyler misin, onunla çalışma odasında konuşmak istiyorum.
Helen, dile a Blanche que quiero verla en el estudio.
Kendisini işyerinin arkasındaki çalışma odasında bulabilirsin.
Si está en la Ruleta Roja, estará en el cuarto de atrás.
Çalışma odasında konuşalım mı?
¿ Quiere venir a mi despacho? Allí podremos hablar.
Çalışma odasında, bekliyor.
En su reino de las cuentas, esperando.
Profesör çalışma odasında.
El profesor está en su estudio.
Myra'nın üst kattaki çalışma odasında paslaşırız.
En el despacho de Myra.
Çalışma odasında bekleyin.
Esperad aquí en el estudio.
Başkan sizi çalışma odasında bekliyor, yüzbaşı.
El Presidente quiere verle en su estudio, Capitán.
Morbius çalışma odasında. Kapı kapalıyken asla rahatsız edilemez.
Morbius está en su estudio, señor... no se le puede molestar mientras esté cerrada la puerta.
Mitch Wayne oradaydı ağabeyimle çalışma odasında.
Mitch Wayne, estaba allí.. en el despacho de mi hermano.
- Bay Vogler yarın sabah Bay Egerman'ın çalışma odasında özel bir gösteri yapacak.
Darán una representación privada mañana... en el estudio del Sr. Egerman.
Çalışma odasında kağıdını imzalarım. İmzalarım.
Tranquilo por los documentos, los firmo.
Çalışma odasında bir yerde, küçük bir kasa var.
En alguna parte de esa oficina, hay una caja fuerte.
Burada, çalışma odasında.
Aquí mismo, en la oficina.
- Çalışma odasında.
- En el estudio.
Çalışma odasında.
Está en eI estudio.
Çalışma odasında.
EI estudio.
- Sizi yukarıda çalışma odasında bekliyor.
- Sí, señor. Los espera arriba en su despacho.
Çalışma odasında.
Ella está en el estudio.
Eve geldiğimde babamı çalışma odasında oturmuş yüzünde bir gülümsemeyle bu garip lisanı konuşurken bulmaya başladım.
No era inusual entrar a casa y ver a mi padre sentado en su oficina... del todo sereno, hablando felizmente en esta lengua extraña.
Gömme dolapta mı? Çalışma odasında mı?
¿ En el armario o en la cómoda?
Mücevherler, bankada durmadıkları zamanlarda çalışma odasında, gizli bir bölmede duruyorlar.
Cuando no están en el banco, las joyas están en una caja fuerte, en algún lugar de este despacho.
Tabiki, çalışma odasındaki masanın üstüne, sayısız albayın sayısız araştırmasında olduğu gibi, serilmiş ya da bir bez bebek gibi bir kütüğün içerisine oturtulmuş olabilirdin.
Podría quedar tendido sobre la mesa del despacho, como todos esos coroneles de las novelas. O tieso en la cesta de la leña.
Kocam yukarıda çalışma odasında değil.
Mi marido no está en el estudio.
Hitler'in küçük çalışma odasında diğerlerine katıldım. Bir masanın etrafında oturuyorlardı. Eva Braun'u tebrik etmeliydim.
l se unió a los demás en esta pequeña sala de trabajo de Hitler y estaban sentados allí alrededor de una mesa y así tuve que felicitar a Eva Braun.
Çalışma odasında.
Está en el estudio.
- İmparator nerede? - Çalışma odasında.
¿ Dónde está el Emperador?
Çalışma odasında olmalı.
Debe de estar en su estudio.
Babamın çalışma odasında ne yapıyorsun?
¿ Que haces en el estudio de mi padre?
- Hayır, çalışma odasında, çalışıyor.
- No, él está en su estudio, trabajando.
Arkasında küçük bir çalışma odası var.
Detrás hay un pequeño estudio.
Çalışma odasında.
¿ Lo llamará?
Oh, biliyorum, çalışma odasında. Gel.
Ya sé, está en el estudio.
Hikayemi kanıtlamak için birkaç noktayı işaret etmek istiyorum, çalışma odasında size gösterdiğim patlatılmış kasa ve kilerdeki kostüm sepeti gibi. Öyle olduklarına eminim.
Seguro que sí.
Niye çalışma odasına gitmiyor ve bu konu hakkında konuşmuyorsunuz?
- No faltaba más. - ¿ Por qué no habláis en el estudio?
Onun yatağında değil de çalışma odasında.
En su cama no, pero en su estudio sí.
odasında 65
odasında değil 16
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
odasında değil 16
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalıştı 29
çalışıyoruz 40
çalışıyor musun 55
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67