Şekerleme traduction Espagnol
1,629 traduction parallèle
Çok üzüldüm, sonra şekerleme yaptım.
Me daba tanta pena que me eché una siesta.
Senin şekerleme yaptığını biliyor.
Todos saben que estas tomando una siesta.
Şekerleme yapacaktık.
Nosotros tomamos siestas.
Bilardo masasının üstünde şekerleme yaptığını düşünebilir musun?
¿ Te imaginas tomar una siesta en esa mesa?
İşte burada fena şekilde şekerleme yapılır.
Podría dormir aquí, sí.
Bütün hayatım şekerleme, televizyon ve lazanya üçgeni etrafında geçmeye başladı.
Mi mundo parece girar en torno a las siestas, la tele y la lasaña.
Gidip börek ve şekerleme yiyebiliriz.
Podíamos ir a comer buñuelos con azúcar.
Şekerleme pişireceğiz.
Vamos a merendar.
Kim yol için şekerleme ister?
¿ Quién quiere golosinas para el viaje?
Şekerleme demiştin. Cezalandırılıyor muyum?
Dijiste golosinas.
Biraz şekerleme yapmak ister misin?
Sara, ¿ quieres tomar una siesta?
Demek yumuşak şekerleme kutususun?
Te gusta ocultar las cosas?
Canım şekerleme çekti de.
- Aquí tiene al mejor especialista.
- Kolalı şekerleme.
- Cola Cubes.
İçinizden birileri bir şekerleme paketi arzu ederler mi? Sevgi ve şefkatle hizmet etmeye hazırım.
Si quieren tomar posesión un paquete... les atenderé con todo el amor y cariño.
Ben ufak bir şekerleme yapmak istedim.
Me había echado la siesta.
Şekerleme, herkes için.
- Dulces para todos
Sana biraz şekerleme getirdim.
Te he traído unos pasteles.
Pekâlâ, Buster bizim deyimimizle "komaya az kala" uykusunda... ve meslekten olmayanların deyişiyle bu "çok ağır bir şekerleme" olarak düşünülebilir.
Bien, Buster está en lo que llamamos un "coma ligero o inexistente". En lenguaje menos científico, podría ser una siesta muy profunda.
Ki zaten şekerleme yaparken kafanı kenanna çarpıyordun.
Que ya habías derribado cuando estabas durmiendo.
- Biraz tütün ve şekerleme tadı var.
Un toque de tabaco y un poco de malvavisco.
İyi. Bir daha puro içemeyeceğim ve şekerleme yiyemeyeceğim.
Oh, bien, ahora nos fumamos un cigarro o comemos malvavisco.
Sonra biraz şekerleme yaparım. Sonrada sosis kokusunu duyup güzelce uyanırım.
Y luego me despierto con el olor del tocino que se cocina.
Üzerinde yazı olan küçük bir şekerleme!
¿ Eso? Eso es un pequeño malvavisco con algo escrito en él.
Bu onun suçu, kanepede şekerleme yapıyordu.
Es culpa de él. Se durmió en el salón.
Dört yıl geçirdikten sonra, hastaneyi o kadar iyi tanıyorum ki vizitlerden önce hafif bir şekerleme yürüyüşü yapabiliyorum.
Después de cuatro años, conozco el hospital tan bien que puedo caminar dormido antes de las rondas.
Pekala, şekerleme zamanı.
¡ Es suficiente! . Es hora de una siesta.
- Kızarmış şekerleme sever misin?
- Â ¿ Te gustan los malvaviscos?
Ve biliyorum ki puro tüttürdüğümde, içki içtiğimde, kumar oynadığımda, geceyi dışarıda geçirdiğimde, et-şeker-yağ yediğimde, şekerleme yaptığımda, küfür ettiğimde, şort ve tişört giydiğimde mutlu olmuyor.
Sé que ella no es feliz cuando fumo cigarros y bebo y juego y me quedo fuera toda la noche y como carme y azúcar y grasa y duermo y juro y uso pantalones cortos y camisas de bolos.
Lanet olsun, bebeğim. Şekerleme dükkani falan gibi kokuyorsun.
Nena, hueles a tienda de golosinas o algo así.
Randy, Donna'yı öptüğünde, erimiş şekerleme gibi yumuşak mıydı?
Randy, cuando besas a Donna... ¿ es suave como batido de chocolate?
Kesinlikle burada bir şezlongda şekerleme yapmıyorum.
Pues yo no estoy precisamente en una hamaca, joder.
Zamanında ve coşkulu bir şekilde cevap vermezseniz, iş arkadaşım paspasını alacak ve kendi deyimiyle sizi buzlu şekerleme yapacak.
Si no responden a tiempo y de modo exuberante mi compañero tomará el trapeador y, son palabras suyas y no mías les dirá : "Les pegaré".
Şekerleme yiyeceksen git koridorda ya da elektronik odasında ye lütfen.
Si todos tienen que tener dulces... por favor háganlo en los pasillos en el cuarto de electrónica.
Geçen 12 ay uzatılmış bir şekerleme miydi?
¿ Qué los últimos 12 meses fueron una larga siesta?
Paket paket MM's, en sevdiği şekerleme.
Una bolsa de MM's, su dulce favorito.
Şekerleme ve "Promises" kokardı.
Olía a merengues y promesas. ¿ Promesas?
Eğer isteyen varsa, ev yapımı şekerleme getirdim.
Pero he traído unos dulces caseros por si alguien quiere alguno.
Şekerleme kapış kapış gitti.
El dulce fue un éxito.
Ben telefonları ve tuvalette biraz şekerleme yapma fırsatını kaçırmak, Meksika yemeğini röntgen makineme sokman için sana saat başına 10 Dolar ödeyen bir aptalım.
El tonto que te da diez dólares la hora por perder llamadas. Dormir en el baño. Usar la máquina de rayos X en la comida mexicana.
Koltukta şekerleme yapıyor olacağım.
Estaré durmiendo en el sofá.
- Hatırlıyorum da ona kedi tuvaletinin bademli şekerleme dolu olduğunu söylemiştim.
Oh, recuerdas cuando te dije que la caja de arena del gato. Estaba llena de "Chocolates"?
Dört adet bademli şekerleme diyorum.
Hey, después de cuatro pedazos de "chocolate" Hasta un gato se reiría de él!
Hey, Stewie, demin şekerleme yaptım.
Oye, Stewie, me acabo de echar una siesta.
Şekerleme mi?
¿ Es esto un dulce?
Hayır, Şekerleme olduğunu düşünmüyorum.
No, no creo que sea un dulce.
O güzel genç kız, bana bir kutu şekerleme bile getirmişti.
Recuerdo a una chiquilla muy guapa que me dio una cajita de dulces.
Ormanda geziyor, dostlarıyla takılıyor, şekerleme yapıyor.
Simplemente vaga por el bosque, pasa el rato con sus colegas, come miel, se echa una siesta.
En gözde katilim, bir şekerleme düşkünü.
Mi asesino serial favorito come caramelos.
Collen'lerde şekerleme yemekten kendilerinden geçtiler.
Cayeron en un coma por azúcar en lo de Colleen.
Bu çok saçma, konuşan şekerleme.
Eso es ridículo, chocolate que habla.