Acelemiz yok traduction Français
176 traduction parallèle
Bu kadar hızlı sürme, acelemiz yok.
Pas si vite, rien ne presse.
- Acelemiz yok Nick.
- Nous avons le temps.
Devam edin, acelemiz yok.
- Continuez, nous ne sommes pas pressés. - Avez-vous des dettes?
- Acelemiz yok.
- Rien ne presse.
Geri dönmekte pek acelemiz yok.
Nous avons le temps.
Yavaş hanımlar, acelemiz yok.
Du calme, vous aurez toutes du feu.
Şey... Acelemiz yok.
Eh bien, ca- - Ca viendra tout seul.
Acelemiz yok. Anlat.
On n'est pas pressé, raconte.
Acelemiz yok. Bekleriz.
Nous attendrons patiemment.
Acelemiz yok.
Il n'y a pas d'urgence.
Acelemiz yok.
On n'est pas pressés.
Bana inanabilirsin. Kendimizi havaya uçurmak için hiç acelemiz yok!
C'est pas tellement urgent d'aller se faire sauter la gueule.
Acelemiz yok ama önce biz varmalıyız.
- Comment? Y a pas de ruée. On est juste pressés.
- Acelemiz yok, değil mi Cole?
- Nous ne sommes pas pressés.
Acelemiz yok. Sizi duyamıyorum.
- Je ne vous entends pas.
Acelemiz yok!
On n'est pas pressés.
- Acelemiz yok.
Rien ne presse.
Acelemiz yok ya!
On est pas pressés hein?
- Acelemiz yok.
- On n'est pas pressés.
Evet, acelemiz yok, doğru yöne gidiyor.
Ouais, pas besoin de se dépecher elle va dans la bonne direction.
Acelemiz yok.
Pas la peine de s'affoler.
Bak, acelemiz yok.
On n'est pas pressés.
Acelemiz yok.
Nous ne sommes pas pressés.
Acelemiz yok ve sen hiçbir yere gitmiyorsun.
On n'est pas pressés. Parce que tu vas nulle part.
- Bizim acelemiz yok. Daha bebeği görmedim.
Je n'ai pas encore vu le bébé.
- Acelemiz yok.
- Il y a le temps.
Yavaş iç, acelemiz yok!
Ne bois pas si vite.
Acelemiz yok, tatlım.
On est pas aux pièces.
Acelemiz yok.
Nous ne nous pressons pas.
Acele etme. Acelemiz yok.
Prenez votre temps.
Hata ediyorsunuz, Bay Joao de Deus, ama acelemiz yok.
Dommage, Monsieur João de Deus, mais nous ne sommes pas pressés.
Acelemiz yok.
Quand tu voudras.
Acelemiz yok, hazır mısınız?
Pas de précipitation. Ok, prêt?
Acelemiz yok ki. Hayır, var.
- On n'est pas pressés.
- Nasıl olsa acelemiz yok.
Il y a pas le feu.
Acelemiz yok.
Rien ne presse.
Acelemiz yok.
Y a pas le feu.
- Acelemiz yok ki
- Nous ne sommes pas pressés.
Artık acelemiz yok mu?
On est pas pressés?
Ama bu defa acelemiz yok.
Y'a pas le feu cette fois.
Kendini bu kadar hırpalama, acelemiz yok.
Moins de force! On n'est pas pressés.
- Acelemiz yok.
- Nous, non.
- Öğleyi geçti, bugüne yetiştirmemiz lazım. - Yarın yaparız, acelemiz yok.
On y va ou le curé sera trop soûl.
Acelemiz yok.
Il n'y a pas le feu.
Bak ahbap, artık acelemiz yok.
C'est plus notre truc.
Ayrılmak için acelemiz yok. Rahat olun.
Nous ne sommes pas pressés de partir prenez votre temps
Acelemiz yok.
Il est temps de rentrer.
Acelemiz yok, gördün mü? Dünya kadar zamanımız var artık.
Inutile de se presser, vous voyez.
- Acelemiz yok.
Pas grave.
Acelemiz var. - Kaçmana gerek yok.
Désolé, le temps presse.
Acelemiz falan da yok.
- Oh, mon Dieu!
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoksa ben 17
yok mu 410
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok canım 523
yok birşey 158
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yok et 47
yoksa ne 75
yok yahu 26
yok etmek 16
yoksa o 24
yoksa seni öldürürüm 37
yok hayır 73
yok efendim 65