Yok oldu traduction Français
2,796 traduction parallèle
Senin için üzücü ama, Milos'un kalıntıları tamamen yok oldu.
Hélas, les vestiges de Milos sont détruits.
Çok fazla insanın zarar görmesine sebep oldum. Aileler yok oldu.
J'ai fait du mal à beaucoup de gens... et détruit des familles.
Yok oldu. Bir virüs gibi silindi
Tout s'est effacé, on dirait un virus.
"Torchwood" kelimesi yok oldu.
Le mot Torchwood a disparu.
Yok oldu. Aniden.
- Il a disparu subitement.
Bütün internetteki varlığı yok oldu.
L'intégralité de son profil en ligne a disparu.
Öylece yok oldu, efsaneleşti.
Il a disparu et à présent, il fait partie du folklore.
Bu bir iş milyon dolarlık adam yok oldu.
C'est un business, et un atout multi-millionnaire a disparu.
Evet, ama kokusu kısa süre sonra yok oldu.
Oui mais ils ont vite perdu sa trace.
Sonra da inek öylece yok oldu.
Et puis la vache a disparu.
Yok oldu işte.
Et voilà, il a disparu.
Buradaydı, sonra yok oldu!
Il était là, puis il n'y était plus.
Buradaydı, sonra yok oldu!
Il était là puis il a disparu. Je l'ai vu!
Bir saniyeliğine gardıroptaydı, ama bir anda yok oldu.
Elle était dans la garde-robe, puis elle a disparu.
Hayata tutunmanı sağlayan şeyler yok oldu.
Et tous ces trucs qui me permettaient de tenir sont partis.
47 saniyeliğine, gemi radarlardan yok oldu.
Le navire n'était pas sur le radar pendant 47 secondes.
İnsanlık duyguları yok oldu.
Il a perdu sa part d'humanité.
Hepsi yok oldu aslında.
Tout est parti, en fait.
Yıllarca birlikteydiler, ve aniden, poof, yok oldu, ve o ve kaltak evlendiler.
Oh, il est restait avec elle pendant des années, et puis soudain, pouf, elle est partie, et lui et la putain se sont mariés.
Malcolm'um mazereti yok oldu... 3 dakikalık dinlenme ile bara geri döndü ve eski stilde yadigar bir viski sipariş etti.
L'alibi de Malcolm est mort... avec un surplus de 3 min, le temps de retourner au bar et de commander un vieux bourbon en guise de commémoration.
Yok oldu.
Eh non.
Sonrasında tren yok oldu derken neyi kastettiniz?
Lorsque vous dites que le train a disparu, que voulez-vous dire?
Sonrasında tren yok oldu derken neyi kastettiniz?
Quand vous dites que le train a disparu, que voulez-vous dire?
Lakin karargah yok oldu.
Mais le Quartier-Général n'est plus.
Hepsi yok oldu.
Tout a été détruit.
Beyin sapında bir kere iflas oldu mu, tedavisi yok.
Quand le tronc cérébral est atteint, on ne peut plus rien faire.
Bence bu torunlarımızın geriye dönüp baktığında inanamayacakları bir şeydir. "Siz insanlar, sınırlı madde ile idare ettiğinizi biliyordunuz Nasıl oldu da ekonominizi yok olmak üzere olan bir şeyin üstüne kurabildiniz?" diyecekler.
Je crois que c'est quelque chose que nos petits-enfants vont ressasser avec une incrédulité totale. "Vous saviez que vous aviez affaire à une ressource limitée... comment avez-vous pu baser votre économie autour de quelque chose qui allait disparaître?"
- Yok, ama daha iki hafta oldu.
Non, mais ça fait que 2 semaines.
Sırf senin yüzünden oldu... Çünkü seni sevdiğim filan yok. Hayır, hayır!
Maintenant que je te connais, je ne t'aime pas.
Acele et Nick. Adam kaçalı 24 saat oldu ama hâlâ elimizde bir şey yok.
C'est urgent, le fuyard est dehors depuis 24 h et on n'a toujours rien.
Annemin ortadan yok olmasını istediğim zamanlar oldu.
Il y a tellement de fois... où j'ai souhaité qu'elle... disparaisse.
Yok, çok kötü oldu.
Non, c'est horrible...
Oz ofisinde yok ve herkes gitmiş görünüşe göre takım egzersizi iptal oldu. Şükürler olsun.
Oz est plus là, tout le monde est parti, ça a l'air annulé.
Artie merdiven çoktan yok oldu bile.
L'échelle est déjà touchée.
Yok. Bir boşluğumuz oldu.
On a eu une ouverture dans le planning.
Ya da tahlil sonuçlarında bir yanlışlık oldu çünkü bir şeyi yok.
Ou une erreur de labo car, euh, eh bien, elle va bien
- Ne oldu? - Yok bir şey.
- Qu'y a-t-il?
Asıl mesele bu zaten. Akla hemen gelen bir isim yok. - Bent Sejro emekli oldu.
C'est la grande question pour le Parti centriste qui n'a plus de candidat évident depuis le départ de Bent Sejro en raison de sa santé.
Ne oldu? Bir şey yok.
Qu'est-il arrivé?
Fırında gaz kaçağı oldu. Gaz kokusu yayıldığı halde o sorun yok dedi.
Il y a eu une fuite de gaz, ça sentait, mais pour lui tout allait bien.
Beden kontrolü yok oldu.
Son esprit savait ce qu'il voulait, mais son corps...
- Ne oldu babacığım? - Bir şey yok.
- Qu'est-ce qu'il y a?
Ama nasıl oldu bir fikrim yok.
Mais je ne sais pas comment.
- Ne oldu ki? - Yok bir şey.
- Qu'est-ce qui ne va pas?
- İyi mi oldu? ! Çünkü artık bir kurtarma paketine ümit bağlamak yok.
On ne dépend plus d'une solution miracle.
Yok, hayır, daha yeni kabul ettin, 3 saniye oldu.
Non, pas encore. Tu viens juste d'accepter.
Yaklaştım da ne oldu, bunun hiçbir anlamı yok.
- Presque ce n'est rien. - Presque n'a aucun sens.
Sorun yok Gerçekten baya geç oldu.
Ça va, il est très tard.
15 dakika oldu- - halen bir şey yok.
Ca fait déjà 15 minute, toujours rien.
Ve tüm bunlar yetmezmiş gibi bir şut attım ve sayı oldu. - Aramak zorunda kaldım! - Bunlarla bir ilgim yok.
Et puis tout d'un coup, ouais, je dois faire un tir, juste pour l'appeler!
1989 yılında, Doğu Almanya yıkılmış. Böylece Stasi onlarla birlikte yok olmuş oldu, lakin Kohl'dan ise bir daha hiç haber alınamadı.
En 89, l'Allemagne de l'Est s'effondre, la Stasi n'existe plus, et Kohl disparaît à jamais de la circulation.
öldür 344
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
oldu bitti 17
öldür beni 219