Adam ölmüş traduction Français
594 traduction parallèle
Adam ölmüş mü?
Est-il mort?
- Adam ölmüş efendim.
- Il est mort, monsieur.
- Adam ölmüş Bay Bligh.
- Il est mort, M. Bligh.
Bu adam ölmüş şerif.
Y a un mort, shérif.
- Bu adam ölmüş.
- Cet homme est mort.
Bu adam ölmüş.
Il est mort.
- Adam ölmüş. Onu sigortalamıştık ve bize pahalıya mal olacak.Sorun bu.
- Il est mort et ça risque de nous coûter cher, c'est tout.
- Bir adam ölmüş. 3. katta hâlâ biri var.
Un gars tué, il y a encore quelqu'un au 3ème étage.
- Adam ölmüş. - Kız da ölmüş.
- Le conducteur est mort.
- Adam ölmüş.
Il est mort.
Adam ölmüş efendimiz.
Il est mort, Seigneur.
Guy dedi ki, yüzden fazla adam ölmüş.
Où cent ouvriers sont morts de faim.
Eğer çatlamışsa Quatermass, o içerideki 3 adam ölmüş demektir.
Sinon ces trois hommes sont...
Adam ölmüş, buna şüphe yok.
Il ne fait aucun doute qu'il est mort.
- Tamam, ama bu adam ölmüş.
- Oui, mais il est mort.
Adam ölmüş müydü?
Etait-il mort?
Bu adam ölmüş Teğmen.
Le mitrailleur est mort.
Bir yıl önce burada yangın çıkmış ve bir adam ölmüş.
Il y a eu un incendie ici il y a un an, un homme a été brûlé.
Taşıdıkları adam ölmüş müydü?
- Il était mort? - Je n'en sais rien.
Bu kör adam ölmüş, gözleri açık yerde yatıyor.!
L'autre aveugle est mort les yeux grands ouverts.
Dr. Schaefer'ın 806 numaralı odada olduğunu biliyor muydun? Adam ölmüş.
Tu sais que le Dr Schaefer est dans la 806 parce qu'il est mort?
Oradaki kafasında beyaz örtü olan genç adam ölmüş
Ce qui s'est passé, c'est que cet homme là-bas est mort.
Devriyelerden 20 adam öldürülmüş,... 100 tanesi de tren kazasında ölmüş.
Il y a eu 20 morts dans l'équipe de recherche et 100 dans l'accident de train.
Bu adam uyumuyor. Ölmüş.
Ils se sont moqués de moi quand j'ai mis mon masque à gaz, mais grâce à lui, je suis là et tout le monde dort.
Ölmüş, yaşlı bir adam için dua etmek istemem, çünkü onun bir derdi yok.
Je ne prierai pas pour un vieux qui est mort, c'est fini pour lui.
Adam ölmüş.
Il est mort.
Adam... Ölmüş.
Il est mort.
Adam bir kazada ölmüş.
Un gars tué dans un accident.
Otopsiyi yapan doktorun söylediğine göre adam boğularak ölmüş.
Mort par noyade.
Pazartesi sabahı. Bu Backalis denen adam da aynı sabah 3 : 00 ve 6 : 00 saatleri arasında ölmüş.
Backalis entre 3 et 6 h le même matin.
Eğer o adam bu gemide bulunduysa, sen ve tayfanızın çoğu daha Santiago yolunu yarılamadan ölmüş olacaksınız!
Je vais descendre. Si l'homme était à bord, vous... et votre équipage serez morts avant d'être à Santiago.
McNully ve King sokaklarının oradaki mağaza dümdüz olmuş! Bir adam ve karısı ölmüş.
Une pharmacie a été complètement écrasée et un couple a été tué.
Anlamıyor musun? O adam Firavun'u kurtarmamış olsaydı bugün ölmüş olsaydı ya da eğer yarın ölürse Ben ne olacağım?
Si Pharaon n'avait pas été sauvé, ou s'il mourait demain, que deviendrais-je?
Bu kadında diğer adamın kollarında ölmüş.
Elle est morte enlacée à l'autre type.
Mark Trevor adında ölmüş bir adam iki kadını da elde etmiş.
Un défunt du nom de Mark Trevor retient deux femmes.
Yaşlı adamın yasını tutanlar belki fark etmemişti ama, Cenazeyi izleyenler arasında ölmüş eşi de vardı.
Aux funérailles du vieillard, le cadavre de sa propre femme observait la scène.
Altı adamın hepsi de ölmüş! Bildir hemen!
Les six hommes ont été tués!
Şu anda ölmüş olması gereken adam böyle düşünmüyor ama.
Cet homme serait mort maintenant si je pensais comme ça.
Ölmüş. Ama Doktor, bu adam Yüzbaşı Rawlings!
C'est le capitaine Rawlings!
Bunun sorumlusu olan adam şimdi ölmüş bulunuyor.
Maintenant, l'homme responsable de ça est mort.
Orayı, karısı ölmüş sakallı bir adam işletir.
On l'appelle comme ça à cause de sa barbe et de ses deux femmes qui sont mortes.
Eğer sızarsa, bu adam ve gazetesini ölmüş bilin.
La moindre fuite, le type et son journal sont cuits.
Ölmekten korkmayan yegane adam zaten ölmüş olandır.
Celui qui n'a pas peur de mourir... est celui qui est déjà mort.
Ian senin için ateş yakmasaydı kurukafa mağarasında - Ölmüş olacağının farkında mısın seni yaşlı aptal adam?
Est-ce que vous réalisez, stupide vieil homme, que vous seriez mort dans la caverne des crânes si Ian n'avait pas fait du feu pour vous?
Daha sonra bir akademik denklem oluşturabilirim. Yirmi adam, on beş kadın, dokuz çocuk ölmüş ve üç metre ilerleme olmuş.
Ensuite, on peut donner des chiffres, vingt hommes tués, quinze femmes, neuf enfants et deux mètres d'avancée.
Herkesin, ölmüş bir adamın itiraflarını anlatabilecek kadar aklı vardır.
Il est facile d'invoquer le témoignage d'un mort.
Öncelikle ölmüs bir adamın sessizliğini düşünün.
Considérez d'abord le silence d'un homme mort.
Giyinik bir adam duşun altında donarak ölmüş.
Et un homme tout habillé, mort sous la douche.
45'inde yaşlılıktan ölmüş ve hayatı boyunca 10 dolardan fazla toplu para görmemiş bir adam.
Un homme mort, vieilli, à 45 ans.
Onun aklından neler geçiyor bilmiyorum... ama benim içinde bulunduğum durumda... benden geride sırtından mermi yiyerek ölmüş bir adam bırakmamam bekleniyor.
Je ne sais pas pour lui, mais moi, je ne suis pas censé laisser un de mes hommes avec une balle dans le dos.
Adamın ölmüş olması bile bir şeyi değiştirmez.
Et ça ne change rien pour celui qui est déjà enterré.
ölmüş 552
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş yani 32
olmuş bil 39
ölmüş olamaz 20
ölmüş olmalı 19
adam ol 18
adam deli 37
adam haklı 53
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adam kaçırma 35
adam değil 16
adam mı 39
adam ol 18
adam deli 37
adam haklı 53
adam kim 19
adam öldü 39
adam nerede 23
adam kaçırma 35
adam değil 16
adam mı 39