English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Anlamadığım şey

Anlamadığım şey traduction Français

726 traduction parallèle
Benim anlamadığım şey, Musgrave'lerin neden asırlar önce arazide hak iddia etmedikleri.
Je ne comprends pas pourquoi les Musgrave n'ont jamais réclamé ces terres
Ama anlamadığım şey onun sanatçı olduğu yönünde konuşulanlar. Onun resim yaptığını hiç görmedim.
Je ne comprends pas cette histoire d'artiste, elle n'a jamais peint.
Polis, Lavery'in evde karşılaşmamızdan bir gece önce öldürüldüğünü söylüyor. Anlamadığım şey, sabah neden geri geldiğin?
Si Lavery a été tué la nuit avant notre rencontre, pourquoi êtes-vous revenue le matin?
Anlamadığım şey, ortada ağlanacak ne var?
Je ne comprends pas. Pleurer pour quoi?
Anlamadığım şey ise... beni bu saatte ziyaret etme sebebin.
Mais que me vaut une visite si tardive?
Anlamadığım şey, onu nasıl ilk Nana'nın bulduğu.
Mais je ne comprends pas comment Nana l'a trouvée. Elle...
Yine de anlamadığım şey sen kadınlarla tanışmak konusunda sıkıntı yaşayacak birine benzemiyorsun.
Ce qui m'échappe, c'est que vous ne devez pas avoir de mal à rencontrer des femmes.
Anlamadığım şey, o adam evli neden seni öpsün ki?
Ça n'a aucun sens. Il est avec elle. Pourquoi voudrait-il t'embrasser, toi?
Anlamadığım şey neden bunu daha önce düşünemediğim.
Ce que je ne comprends pas, c'est pourquoi je n'y ai pas pensé plus tôt.
Ama anlamadığım şey ise, efendim onları neden bir birlerine düşürdüğünüz?
Oui. Ce que je ne comprends pas, c'est pourquoi vous les montez les uns contre les autres.
Anlamadığım şey şu... nasıl oldu da bu kadar uzun sürebildi?
- Je ne comprends pas que ça ait tant duré.
Anlamadığım şey, bu emirlere neden itaatsizlik ettiğiniz.
Je ne comprends pas pourquoi vous désobéissez à ces ordres.
Anlamadığım şey, Claire'in ne düşünüp düşünmediğinden sanane?
Mais ce qu'elle pensait, qu'est-ce que ça peut te faire?
- Anlamadığım şey...
Je vous demande pardon, mais..
Ne demeye çalıştığınızı, anlamadım memur bey Şey, bak :
Je ne comprends pas, M. L'agent.
Anlamadığım daha pek çok şey var galiba.
Il y a beaucoup de choses que je ne comprends pas.
Anlamadığım birçok şey var. Ama gitmen işimize yaramaz.
Il y a beaucoup de choses que je ne comprends pas, mais que tu partes ne nous aidera pas.
Kitty, anlamadığım bir şey var.
Un mystère subsiste pour moi.
Anlamadığım bir şey var, Susan :
Il y a une chose que je ne comprends pas :
Son zamanlarda anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Il y a beaucoup de choses que je ne comprends pas ces jours-ci.
- Ne demek istediğini anlamadım. - Laszlo için yaptığın şey. Ya Ilsa'yi onunla göndermek için anlattığın masal.
- De ce que vous avez fait pour Laszlo... et pour qu'elle parte avec lui.
- Yalnız anlamadığım bir şey var.
- Une chose m'échappe.
Hepinizin anlamadığı şey şu ki, onun oralarda bir yerlerde olduğunu bilmek zorundayım.
Ce que personne ne comprend, c'est que je dois savoir que c'est pas loin.
Anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Il y a tant de choses que je ne comprends pas.
Anlamadığım tek şey, silahını neden kullanmıyorsun?
Je ne comprends pas. Vous avez un pistolet. Pourquoi ne pas l'utiliser?
Dinle evlat, senin hakkında anlamadığım tek bir şey var.
Ecoute petite, il y a un truc que je ne pige pas.
New York'ta anlamadığım tek şey insanların neden düşmanca davrandıkları.
Je ne comprends pas pourquoi... les gens sont si froids à New York.
Bay Baron, anlamadığım bir şey var, kendim de servisteydim...
Non, on ne change pas le plan. Va aider Benny.
Gösteri dünyasıyla konusunda anlamadığım çok şey var.
Apparemment, je n'y connais rien en spectacles!
Bence yaptıklarında bir kötülük yok... yalnız anlamadığım bir şey var.
Tu n'es pas mauvais, mais je ne te comprends pas.
Jonathan'ın günlüğünde anlamadığım o kadar çok şey var ki.
Tant de choses m'échappent!
Ancak anlamadığım bir şey var.
Il y a une chose que je ne comprends pas.
Ölüm ve yaşamda anlamadığımız birçok şey vardır.
Beaucoup d'éléments de la vie et de la mort nous échappent.
Daha da anlamadığım gidişinizin ne kadar doğal bir şey olduğunu pek az takdir etmeniz.
Autre détail qui me chiffonne : vous n'appréciez jamais la nature de votre départ.
Dünyada anlamadığımız çok şey var. Birçoğu da gerçek.
Il y a tant de choses sur la terre que nous ne comprenons pas et tant de choses incroyables qui sont vraies.
Ama anlamadığım bir şey var.
Mais quelques chose m'échappe.
Anlamadığım bir şey var.
J'ai du mal à comprendre.
Evet. İzin verirseniz... anlamadığım bir şey var.
Il y a une chose, si vous voulez bien m'excuser... que je ne comprends pas vraiment.
Anlamadığım bir şey var.
Il y a une chose que je ne comprends pas.
Davada anlamadığım tek şey de bu işte.
C'est d'ailleurs le seul élément de l'affaire que je ne m'explique pas.
Şey, sanırım öncelikle onları okumanız daha iyi olur... anlamadığınız bir şey olursa, açıklamaya çalışırım.
Je vous conseille de les lire et si un détail vous échappe, je vous expliquerai.
Anlamadığım bir şey var Batman.
Il y a une chose que je ne pige pas, Batman.
Anlamadığımız bir sürü şey.
Elles nous dépassent.
Anlamadığım bir şey var. - İşte oldu.
Je ne comprends pas.
Dinleyin, anlamadığımız bir şey adamlarımdan birini öldürdü.
Ecoutez, une chose qui nous échappe a tué un de mes hommes.
Çavuş, bu adamın dava dosyasında anlamadığım iki şey var.
J'ai lu le compte rendu du procès de cet homme. Je ne comprends pas...
Evet, ama anlamadığım bir şey var.
Sauf un petit détail.
Anlamadığım bir şey var. İçkiler neden iki kadehle sınırlanmış?
Je ne comprends pas, c'est deux boissons maximum.
Burada anlamadığım bir şey var.
Quelque chose m'échappe.
Anlamadığımız bir şey var!
C'est bizarre.
Bu, hakkında hiçbir şey anlamadığım bir mesele.
C'est une chose qui me dépasse totalement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]