Şeytan mı traduction Français
1,937 traduction parallèle
- Şeytan mı?
- Démons?
Yoksa bu kaltak şeytan mı?
Ou cette pute démoniaque?
On saniye içinde aziz mi yoksa şeytan mı olacağımıza karar vereceksin. Anladın mı?
Tu peux faire de nous des anges ou des démons.
Evet, beyaz bir şeytanım.
C'est vrai, je suis le diable blanc.
Sanırım şeytan burada.
Le démon est ici.
Bu kesinlikle bir şeytan çıkarma tamam mı?
C'est vraiment un exorcisme.
Ve bir koşulu da hesaba katacağım. "Şeytan üçlü seksinde" göz temasına girilmeyecek.
Et j'inclurai une clause qui interdit tout contact visuel dans un trio diabolique.
Yani, sanrım artık düşünmüyorum Şeytan'la antlaşma yapmayı.
Alors, j'imagine qu'il n'y a pas de moyen pour briser un contrat avec le Diable.
Hayır, Tony, şeytanı son yenmeye çalıştığınızda Sadece ölüm ve yıkım ile sonuçlanmıştı.
- La dernière fois que tu as essayé de défaire le Diable, ça s'est terminé dans la mort et la destruction.
Ben şeytanım Sam. Yalan söylemek benim en büyük maharetim.
Je suis le Diable, Sam, mentir c'est ma nature.
Bir şeytan beni çekmiş yada dışarıya sürüklemiş gibi.
- Comme si un démon m'avait attrapé. Ou m'avait sauvé.
Bir şeytanın oyuncağı mı oldun?
Tu es au service d'un démon?
Şeytanın kapısını açmayı denedim. Anlaşma yapmayı denedim Dean. Ama anlaşacak bir şeytan bulamadım.
D'ouvrir les portes de l'enfer, j'ai essayé de marchander, Dean, mais aucun démon ne voulait, d'accord?
Beni acayip bir şeytan dışarı çıkardı şimdi de bunlar mı oluyor?
Mais un foutu démon m'a fait sortir, maintenant ça?
Aynı şuradaki şeytanı ve zavallı Anna'yı tanıdığım gibi.
Comme je sais que c'est un démon et que cette fille est Anna.
Bir şeytanın meleği nasıl koruduğu hakkında mı?
De quoi? De comment un démon protège un ange?
Bende şeytanım.
Je suis un démon.
Bu o şeytan saçımı kesip beni bir sürtük gibi giydirmeden önceki halimdi.
Je ressemblais à ça avant qu'un démon ne me coupe les cheveux et ne m'habille comme une salope.
Tüm hayatımız boyunca bu şeytanı aradık.
Le but de ma vie a été de chercher ces démons.
Bir şeytan için fazla ölüm ve yıkım var.
Ça fait beaucoup de morts pour un démon.
O şeytan beni, kardeşimi ve herkesi öldürecekti.
Ce démon m'aurait tué, moi, mon frère et tous les autres.
Şeytanı çıkarttırdım.
Je me suis fait exorciser.
- Şeytanı çıkarttırdın mı?
- T'as fait l'exorcisme?
Daha yeni şeytan çıkarma kazığı yedim ve de sarhoş araba kullandım.
Avec un exorcisme bidon et une conduite en état d'ivresse.
Ve elimdeki çözüm de harabe olmuş bir otobüste yaşayan çatlak bir kadına ödemeye imkanımın olmadığı 800 Dolar'a şeytan çıkarttırmak.
La solution, c'est de donner 800 $ à une folle qui vit dans un bus pour qu'elle m'exorcise alors que j'ai pas un rond.
Öyleyse şeytanımı çıkarttıracağım galiba.
Je pense me faire exorciser.
Şeytanın oğlu seni! Atışın da berbat mı?
Tu sais pas viser, gros dur.
- Voltayı alın bakalım, şeytanın çocukları!
- Lâchez ça, bordel!
Tanrı elime bir silah verdi İçimde şeytan olduğunu biliyordu Bunu bahşiş almak için söylerim ama gerçekten çok kötü bir kız oldum.
Dieu m'a désarmé. Il savait que j'avais de mauvaises intentions. Je sais que je dis toujours ça pour avoir un gros pourboire, mais j'ai vraiment été une méchante fille.
İncil'in sana çarptığını biliyorum, ama bana nişan almış olması da büyük ihtimal Bir zamanlar şeytandan hamile kalmıştım Şeytan bizim ilkokulun maskotuydu ama yine de...
Je sais que la Bible t'a touché, mais il y a des chances que ce soit moi qu'Il visait. J'ai porté l'enfant du Diable. Le Diable était la mascotte de l'université, mais quand même.
Şeytan robot ölüyor ve, kahramanımız kızı alıyor.
Le méchant robot meurt et le héros a la fille.
Fakat şeytan o hain parmaklarıyla beni dürttü ve ben de elimi uzattım.
C'est le diable qui m'a conduit ici.
Yani benim şeytan olmadığımı biliyorsun.
Tu sais donc que je ne suis pas le diable.
Geçen sömestr, aranızdan bazıları bana gelip, şeytanın neye benzediğini görmek istediğinizi söylemiştiniz.
Le semestre dernier, certains d'entre vous sont venus me voir et m'ont dit qu'ils souhaitaient voir à quoi ressemblait le visage du mal.
Biliyorum. Şeytanın tekiyim ben. Ama artık çıkar mısın?
Je suis démoniaque, mais sors de là, maintenant.
Zaten elimizde, suratsız, saygısız bir dişi-şeytanımız var.
On a déjà notre petite diablesse obstinée et irrespectueuse.
Adım Miller, efendim, bu da Şeytan.
Miller et Satan, monsieur.
Efendim, Hiyeroglifler biraz solmuş, ama sanırım bu bir uyarı eğer bir şeye dokunursak ruhlarımızı şeytanın pisliğine dönüşeceği hakkında...
Monsieur, je suis un petit peu rouillé en hiéroglyphes, mais je pense que c'est un avertissement... Un truc qui parle de changer nos âmes en poudre démoniaque si on touche au...
Kimsenin canını yakmadın. Ama dört yıl banka soygunları özel biriminde, yedi yıl da dedektiflik bürosunda çalıştım ve Şeytan Yüzüğü'yle yalnızca iki kere karşılaştım.
Tu n'as jamais blessé quelqu'un, mais j'ai fait 4 ans dans la brigade anti cambriolage de banques et 7 dans un commissariat et je n'ai rencontré l'anneau de Satan que 2 fois :
İstediğim o kadar mı fazla ki bana bir şeytan gibi işkence ediyorsun?
C'est trop te demander que de cesser de me tourmenter comme un démon?
Onu şeytan gelip benden aldıktan beridir her dakika, her saat her gün düşünüyorum.
Je pense à elle chaque minute de chaque heure... Tous les jours, depuis l'instant où Satan m'en a privé.
- Daha ufacık bir kızdım. - Şeytan senin içine girdi mi?
- J'étais une enfant...
Öyleyse ben de Şeytanın Fahişesi'ne âşık oldum. Samimiyetle söylüyorum, leydim Angelica Fanshawe'a asla âşık olamazdım.
- Alors, j'aime la Putain du Diable, car je ne pourrai jamais aimer Lady Angelica Fanshawe.
Ben senin şeytanınım bebeğim.
Une diablesse.
Kaç tane yağlı şeytanı düzmek isterdin, adamım?
Tu t'es tapé toutes ces petites cochonnes?
Birçok kez bir kılıcım var bir şeytan görüyorum ve ardından bir şeyler görüyorum ve kaçmaya çalışıyorum, fakat korkuyorum.
Une fois ou deux, j'aurais juré avoir vu un démon ou je ne sais quoi. J'aurais essayé de partir avant, mais j'avais peur.
Ama biz şeytanın yardımıyla herkesin menfaatine uygun bir şekilde toparlandık, şimdiki halimize baksana!
Mais ce fut à l'origine d'un vaste ralliement national. Nous nous sommes tous unis dans le mal.
Bu şeytanın bir adı var mı?
Est-ce que ce diable a un nom?
Suçlama, 28 yaşındaki yüce hükümdarımız... İngiltere Kralı Henry'nin karısı olan kraliçe,... şeytanın baştan çıkarmasıyla,
Lors de la 28ème année du règne de notre souverain Henri, roi d'Angleterre, sa femme, la reine, séduite par le Démon,
- Şeytan bile olsa umurumda değil!
C'est une sorcière. Même si elle était le diable incarné, je m'en foutrai!
Size, şayet yardım etmezsem, kurtulamayacağınız şeytanı göstereceğim.
Je vous montre le démon dont vous ne pourrez vous débarasser sans mon aide.