Anlaşmıştık traduction Français
1,060 traduction parallèle
- Tanrım, Charley! Düğün günü Turbino'yu öldürmesi için bir tetikçiyle anlaşmıştık ya...
C'est elle, la gâchette venue d'ailleurs, au mariage, pour buter Netturbino.
Hayır, Masha. Anlaşmıştık.
Non, Masha, on était d'accord.
Senden kurtulsam mı karar veremiyorum! Anlaşmıştık.
Je peux plus avoir confiance dès que j'ai le dos tourné!
Anlaşmıştık, değil mi, peki sorun nedir?
On est d'accord alors où est le problème?
Öğle yemeğinde anlaşmıştık ama aynı masada olmak zorunda mı?
Je sais que le déjeuner est dans notre marché, mais pas à la même table?
Bak, Alex, beni aramayacağın konusunda anlaşmıştık.
Alex, Je pensais que nous étions d'accord de ne plus nous revoir.
Kevin. Yine başlamayalım. Anlaşmıştık.
Ne remets pas ça sur le tapis, on a décidé ensemble.
- Ne? Tüm vücut için anlaşmıştık.
On avait dit la prothèse intégrale.
Çok naziksiniz baylar. Ancak kendi yollarımızda ilerleyeceğimize dair anlaşmıştık, değil mi?
C'est très gentil à vous, messieurs... mais nous étions d'accord pour prendre chacun notre chemin, non?
Garcia'ya son talimatları göndereceğime dair anlaşmıştık.
Nous avions convenu avec Garcia que je lui enverrai les dernières instructions.
Söylediklerimi yapacağın konusunda anlaşmıştık.
Vous avez accepté de m'obéir.
Dikkati dağılmayacaktı, anlaşmıştık. Onu hastaneye yollamak istemem.
Toute distraction peut précipiter son retour à l'hôpital.
Anlaşmıştık. Buraya gelip iyi vakit geçirecektik.
On a bien dit qu'on venait ici pour s'éclater, non?
- Hesapta anlaşmıştık.
- Notre budget est stable.
Sizi istasyona kadar götürecektim, anlaşmıştık. Sizden böyle ayrılmak istemezdim.
On avait dit que je vous déposerais à la gare.
- 5'e anlaşmıştık.
On était d'accord pour 5! Cinq!
Anlaşmıştık.
Un accord!
Gemimi tekrar rahatsız etmemen konusunda anlaşmıştık.
Et votre promesse de rester loin de mon navire?
Bize karışmayı keseceğin konusunda seninle anlaşmıştık.
Vous deviez ne plus venir à bord de ce navire.
Annem için ayrılmıştı. Öyle anlaşmıştık.
Elle devait être pour maman.
İkimiz yapacağımıza anlaşmıştık.
On était d'accord pour le faire ensemble.
Sanırım 300 dolarda anlaşmıştık.
Bon, on était d'accord pour 300 $.
- Sen ne diyorsun? Anlaşmıştık!
On était d'accord!
Şu konuda anlaşmıştık, eğer bu ciğer işiyle ilgilenirsen, ev ile ilgilenecek birine ihtiyacımız olacak, öyle değil mi?
On était d'accord que si tu continuais on aurait besoin de quelqu'un pour s'occuper de la maison.
Catherine, anlaşmıştık. Misafirlerin önünde gösteri yok. Melodramı en aza indirelim.
Catherine, on avait dit pas de scènes devant les invités, évitons de faire des vagues.
En iyisi olduğunda anlaşmıştık.
On a convenu que c'était mieux.
Anlaşmıştık. Anlaşmıştık! Ama o her rakamı değiştirdi!
On était d'accord, mais il a tout changé!
Dikkat edeceğin konusunda anlaşmıştık.
Tu devais te corriger.
Anlaşmıştık.
Quel devoir?
Şimdilik. Clifford, sahibine geri verme konusunda anlaşmıştık.
- On était d'accord pour le rendre à son propriétaire.
Bob, seni arayacağıma anlaşmıştık.
Bob, on était d'accord pour que je vous appelle!
Sanıyorum iş başında nakit ödeme için anlaşmıştık.
Dans notre accord, j'étais payé d'avance.
- Jimmy, bu konuda dün anlaşmıştık.
- On s'est mis d'accord, hier.
Açmaktan nefret ediyorum, biliyorum basınç altındasın, ama ilk davanı kazanınca evlenmekte anlaşmıştık.
Je sais la pression qu'il y a sur toi mais... un procès gagné et on se mariait!
Önceki gün, ruhsal hastalığı olduğu konusunda anlaşmıştık.
Jusqu'à hier, je croyais qu'on avait affaire à un psychotique.
Yalan söylememek konusunda anlaşmıştık.
Nous étions convenus de ne pas leur mentir.
Seninle 500 dolarda anlaşmıştık.
On était d'accord que je te donne pas plus de 500 $.
Paul, anlaşmıştık.
- Paul, on était d'accord.
Perşembeleri izin günüm olduğunda anlaşmıştık.
Le jeudi est mon jour de sortie.
Kenetlenme işlemlerinde gecikme olmayacağı konusunda anlaşmıştık.
Nous avons décidé qu'il n'y aurait pas de contretemps.
- Biliyorum, anlaşmıştık.
Je sais, nous avions un accord.
Biz "Minnie" de anlaşmıştık.
On avait dit Minnie.
Biz de hayatımızı birlikte sürdürmekte anlaşmıştık.
On avait prévu de passer notre vie ensemble.
- Ama anlaşmıştık.
- Mais nous étions d'accord.
Tıbbi veri tabanına bakmadan önce bana geleceğinize dair anlaşmıştık.
Vous deviez venir me voir avant d'utiliser les bases de données.
En son dadısı. Bu yıl için anlaşmıştık, ve daha nisan ayındayız.
C'est la 4ème depuis le début de l'année, et on n'est qu'en avril.
Tarihte anlaşmıştık.
Je t'ai fixé un délai.
Sid, hani anlaşmıştık?
Sid!
- Anlaşmıştık Chris.
- Je sais.
- Hani anlaşmıştık.
- On avait un accord.
Anlaşmıştık.
On avait un accord.
anlaştık 1085
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19
anlaşıldı 2701
anlasana 51
anlaşıldı mı 1385
anlaşılan 207
anlaşma 49
anlaştık o zaman 44
anlaştık mı 503
anlaşalım 38
anlaşıldı tamam 19