English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Avukat mı

Avukat mı traduction Français

7,959 traduction parallèle
- Avukat mı? Dwayne, biz sadece nişanlına bunu kimin yaptığını bulmaya çalışıyoruz.
Dwayne, nous essayons juste de savoir qui a fait ça à votre fiancée.
- Avukat mı?
Un avocat?
Nesin sen avukat mı?
Attendez, vous êtes un avocat?
Keşke benim avukatım olsaydın.
J'aurai aimé que vous soyez mon avocat.
Hayır, avukatım.
Non, c'est pour mon avocat.
Avukatımı aradığın taktirde gelecek yıl hakkında konuşabiliriz.
Ton avocat appelle le mien, et on parlera du Nouvel An.
Avukatım, eğer o gece ne olduğunu hatırlayamazsam suçu itiraf etmem gerektiğini söyledi.
Mon avocat dit que si je ne peux pas me souvenir de ce qui s'est passé cette nuit, je devrais plaider coupable.
Ben, ben iki defa boşanmış bir suç avukatıyım ve burada iki şey vardır, birincisi kesin olarak bildiğim, eşinin para sakladığıdır ve ikincisi ise, çok daha fazla paranın olduğudur.
Ben, je suis un avocat criminel deux fois divorcé, et il y a deux choses que je sais avec certitude... De un, votre femme cache de l'argent, et de deux, il y en a encore plus.
Princeton'da hukuğa hazırlanmıştım ama sonradan avukat olmak istemedim ve işletme yönetimi lisansıyla mezun oldum.
J'ai étudier le pré-droit à Princeton et puis j'ai décider que je ne voulais pas devenir avocat alors j'ai passer un diplôme de commerce.
Avukatımı istiyorum.
Je veux mon avocat.
Avukatım az önce polisle konuştu.
Mon avocat vient de parler à la police.
- Avukatımı istiyorum.
- Je veux un avocat.
İflası kayda geçen avukat Charles Laney'yle konuşalım.
On va aller voir l'avocat qui a déposé le dossier de banqueroute, Charles Laney.
Şu avukat hakkında biraz araştırma yapalım.
Creusons un peu sur l'avocat.
Avukatımız beni Barso'yla tanıştırdı.
Notre avocat m'a présenté Barso.
Avukatıyım, merhaba.
Je suis son avocat.
Avukatım nerede?
Où est mon avocat?
Söyledim size, avukatımla görüşünceye dek konuşmayacağım.
Je ne dirai rien avant d'avoir vu mon avocat.
Avukatımı istiyorum.
Je veux un avocat.
Avukatımı falan aramam gerekiyor mu?
Dois-je appeler un avocat?
Anladığım kadarıyla, Doktor Ellison bir avukat istemedi.
Je sais que Dr Ellison n'a pas demandé d'avocat.
Bunu onun avukat olarak performansından ötürü yaptım.
Il avait été un mauvais avocat.
çünkü o sadece para basma makinesi ve harika bir avukat değil, aynı zamanda beni kişisel olarak birden çok kez beladan kurtardı ve benim adımın yanında görmek isteyeceğim tek kişi dostum Louis Litt
Il nous rapporte de l'argent, il est un excellent avocat, il m'a souvent tiré du pétrin, et j'exulte d'avoir mon nom apposé à celui de mon ami, Louis Litt. Merci.
Benim nasıl bir avukat olacağım hakkında hiçbir fikrin yok.
Vous ne savez pas quelle avocate je serai.
Çünkü karşı tarafın avukatını tanımıyorum.
Vous connaissez l'avocat dans l'autre camp.
Gerçek bir avukat olmadığımı biliyorum ama bana da ortakmış gibi geldi.
Je suis un faux avocat, mais ça me paraît logique.
Ben gerçek bir avukatım.
Je suis avocat. Il est complice.
Avukat velayet anlaşmasını getirdi ve bizden ortak velayet şartlarını belirlememizi istiyor.
Les avocats m'ont relancée au sujet de la garde, ils attendent qu'on se mette d'accord sur la garde alternée.
Ezik Şerefsiz ve avukatını aradım, Rebecca'nın cinayeti sırasında müzakere turnuvasındaymış meğer.
J'ai parlé à Sketchy D-bag et son avocat. Il s'avère qu'il était un un concours de débats à l'heure du meurtre de Rebecca.
- Enerji Bakanlığı'nda avukatım.
Je suis avocat pour le Département Énergie.
Okuldayken arkadaşlarım... Hepsi avukat, mühendis ya da ne olacaklarının bilincindeydi.
À l'école, mes amis savaient s'ils voulaient devenir avocats ou ingénieurs, ou que sais-je.
- Bay Goldberg, aile avukatımız.
Mr. Goldberg, l'avocat familial.
- Avukatım.
Mon avocat.
Başka soru sormak istiyorsanız avukatımın gözetiminde sormak zorundasınız.
Si vous voulez me poser d'autres questions, vous aurez à faire dans la présence de mon avocat.
Hayır. Avukatım buraya geliyor.
Mon avocat va arriver.
Bruce'un sikkafalı avukatı beni şeytan gibi,... çocukları umurunda olmayan ihmalkar bir pislik gibi göstermeye çalıştı.
Le connard d'avocat, Bruce m'a fait passer pour un démon, un con négligeant qui n'en a rien à foutre de ses gosses.
- Sen de kimsin? Avukatıyım, Jon Gottlief.
Son avocat, Jon Gottlief.
Avukat Jon Gottlief ve müvekkili Helen Solloway adına buradayım.
Je viens de la part de l'avocat Jon Gottlief et de sa cliente Helen Solloway.
Bugünlerde sermayeniz nereden geliyor bilmiyorum ama sizin yerinizde olsaydım bu ara bir gayrimenkul avukatının mali durumumu kurcalamasını istemezdim.
J'ignore d'où tu tires ton argent, mais j'éviterais qu'un juriste épluche mes comptes, si j'étais toi.
Avukatım.
Je suis avocat.
İkisi de. Avukatım ama aynı zaman da lobiciyim de.
Je suis avocat, mais aussi lobbyiste.
Onlara avukatım gelmeden konuşmayacağımı söyledim zaten.
Je lui ai déjà parlé Je ne dirai rien sans mon avocat.
Dustin'in avukatıyım.
Je suis l'avocat de Dustin.
Avukatını mı öldürmek istiyorsun?
Tu veux tuer ton avocat?
Avukatım olmadan tek kelime etmem.
Je ne dirais pas un mot sans la présence d'un avocat.
Sanırım artık bir avukat istiyorum.
Je pense que j'aimerais un avocat maintenant.
Çok sayıda avukatımız var.
On a beaucoup d'avocats.
- Bu dava kapanmadı mı avukat?
Cette affaire n'est-elle pas terminée, maître?
Sadece 4 saatinizin kaldığının farkındasınız değil mi avukat hanım?
Vous savez qu'il ne vous reste que 4 heures?
Ben politikada bir kariyer beklentisinde değilim. Ben basit bir avukatım, eğitimli ve ölçülü.
Je suis une avocate, de formation et de caractère.
Bay Stout izlemeye hakkım olduğunu söyledi. Kendisi avukat.
Mr Stout m'a dit que c'était mon droit, et c'est un avocat.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]