Açayım mı traduction Français
1,002 traduction parallèle
- Perdeleri açayım mı?
Si tu veux!
Açayım mı ki?
J'y vais?
- Taretin elektriğini açayım mı?
- Dois-je enclencher la tourelle?
Sizin için açayım mı, Doktor?
Je peux vous aider, docteur?
Açayım mı? - Gerek yok.
- J'ai la clef.
- Konuyu açayım mı?
- Puis-je vous parler?
Mikrofonu açayım mı, efendim?
Je branche le micro?
Açayım mı?
Je peux?
- Açayım mı?
- Je le prends?
- Kapıları açayım mı, büyükbaba?
Dois-je ouvrir les portes, Grand-père?
- Onu sizin için açayım mı?
Je vous l'ouvre?
Radyoyu açayım mı?
Je vous allume la radio?
Mektubunuzu açayım mı, Bayan Vogler?
J'ouvre votre lettre, Mme Vogler?
Ben açayım mı Susy?
Je réponds, Susy?
Ben ışıkları açayım. Henüz değil. Şimdi.
- Attendez que je trouve l'interrupteur.
- Silah dolabını açayım.
Je vais en chercher un.
Bir şişe daha açayım.
Je vais ouvrir une autre bouteille.
Servisinizi aşağıya mı açayım efendim?
Dois-je vous servir en bas?
Yanıma sürüne sürüne dönse bile açık bir kapı bulamayacak - sakın sen de kapıyı açayım deme.
Et ne lui ouvre pas! Chers parents...
Ben pencereyi açayım.
Je vais ouvrir la fenêtre.
Önce hangisini açayım?
J'ouvre lequel en premier?
Bu Don Pietro olmalı. Kapıyı açayım.
C'est Don Pietro!
Perdeleri açayım da biraz güneş girsin.
Ouvre les rideaux, laisse entrer la lumière.
Ben gidip kapıyı açayım.
Je vais ouvrir.
- Her evsize kapımı mı açayım? - Ev işlerine yardım ederiz.
On vous fera la vaisselle, la cuisine, n'importe quoi!
- Ben açayım mı?
- Je réponds? - Non, qu'il sonne.
Size kapıyı açayım.
Je vous ouvre la porte.
Ona uzun süre senin ağzının kapalı kalması garanti olsun diye sırtında bir delik açayım diye yalvardım.
Je les ai suppliés de me laisser te tuer pour être sûr que tu te taises.
- Gözlerimi mi açayım?
- Que j'ouvre mes yeux?
Sadece biraz daha, bir telefon açayım. Sonrasında seni benim mekana götüreceğim.
Je téléphone, puis je t'emmène chez moi.
Mutfağa gidip, yemeğin altını biraz açayım.
Je vais baisser le feu sous mes casseroles.
Işığı açayım.
Je vais allumer.
Sizin için açayım.
Je vais faire ouvrir les portes.
Ben römork`u açayım.
Je prépare la remorque.
- Sana yer açayım.
- Pousse-toi.
Sakın ağzını açayım deme.
Toi, tu n'ouvriras pas la bouche.
- Dur bir dakika. Ben açayım.
- Laisse-moi ouvrir.
Perdeleri açayım.
Je vais ouvrir les rideaux.
Kapıyı açayım.
Je vous ouvre la portière.
Klimayı açayım.
Je vais mettre la climatisation.
Neden açayım?
Pourquoi? Elle t'appartient.
Sigara içecekseniz pencere açayım.
Si vous fumez autant ouvrir les fenêtres.
Eve bir telefon açayım.
Je vais leur téléphoner.
O daha büyüktü, ama ışığı açayım diye önce hep ben girerdim.
Il était plus âgé mais c'était à moi d'allumer.
Telefon açayım.
Je les préviens.
Suya batırılmış ellerle geçen günlük 16 saat mesai. Sonra tanıdığım bir sürü aptal gibi gözlerimi hastanede açayım. Ben de meslek değiştirdim.
Seize heures par jour les mains dans l'eau pour finir à l'hôpital comme tant d'idiots que je connais.
Saçmalama! Tanımadığım bir kadının bavulunu mu açayım?
Je t'en prie Fouiller une valise qui n'est pas à toi!
- Kapıları açayım.
- J'ouvre les portes.
- Şofbeni açayım.
Je sais pas si l'eau sera chaude.
Gel, sana kapıyı açayım.
Je vous ouvre.
- O zaman bırakın bir telefon açayım.
Laissez-moi téléphoner!