English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Aıle

Aıle traduction Français

360,241 traduction parallèle
Başkan sizi eve sağ salim ulaştırmamı istedi.
Le Président m'a demandé de vous raccompagner.
Ona istediğini verirsek... Usher'a onun söylediği şeyi, onun adaletini verirsek olay biter.
Si on donne à Usher ce qu'il veut, on le légitimise, ce sera fini.
General Braegher'a katılıyorum.
Le général Braegher a raison.
İkinizi de Beyaz Saray'a sokmaya çalışıyoruz.
On veut le faire entrer à la Maison-Blanche.
Mikrofon açıkken Brockhart konuşmaya devam etmiş.
Brockhart a parlé le micro ouvert, - d'après elle.
Bu kadar sürüncemeli, karmaşık ve kaotik bir seçimin ardından net bir bilgiyi hak ediyoruz.
Après une élection aussi longue et chaotique, on a le droit à de la transparence.
Bahriye Komandoları, Ahmed el Ahmedi'nin peşindeymiş. Ama Ulusal İstihbarat'a göre onu takip ettiğimizi anlamış, kamyon da bir karşı tedbirmiş.
Les SEAL pistent Ahmed al Ahmadi, mais d'après le renseignement, il sait qu'on le suit et le camion est une contre-mesure.
Bugün Claire'le görüşmeyi kim istedi?
Qui a demandé à rencontrer Claire?
Onu yakalamak isteyen birçok grup olduğunu ama hiçbirinin yakalayamayacağını söyledi. Ne bugün ne de seçimden önce.
Elle a dit que personne ne le capturerait, ni aujourd'hui ni avant l'élection.
Ona benzeyen biri kirayı ödedi.
Il a payé le loyer.
Kamyon bulunmuş.
On a trouvé le camion.
Işınlayıcılar ve sezyum yerlerindeymiş.
Tout le césium a été retrouvé.
Ustabaşı bunu bildirmemiş.
Le contremaître ne l'a pas signalé.
Sorun Macallan ve Macallan'ın sorun hâline gelmesine izin veren kişi.
Le problème est MacAllan. Et la personne qui a permis que MacAllan soit un problème.
General istifasını verdi mi?
Le général a donné sa démission?
Herhâlde biliyorsundur, dün Beyaz Saray'da bir tatbikat yaptık.
Vous devez le savoir, il y a eu une sorte d'exercice hier à la Maison-Blanche.
Savaş İlanı Komitesi'ni kapattırdı mı?
Il a détruit le comité?
- Missouri'yi getirebildi mi? - Yeter.
- Il a livré le Missouri en novembre?
Üreticinin seri numarasını kullanarak nereye dağıtıldığını buldum.
J'ai vérifié le numéro de série et je sais où il a été vendu :
Ültimatom verirseniz... ve buna rağmen bu trajik saldırı gerçekleşirse Amerikan hükûmetinin fazladan 30.000 küsur asker göndermesi gerekir. Petrol hatlarını koruyup Petrov'un Şam'a girmesini önlemek için.
Si vous deviez fixer les limites et que cette attaque avait lieu, le gouvernement devrait envoyer environ 30 000 militaires de plus pour protéger le pétrole, pour empêcher Petrov d'atteindre Damas
Anthony Moretti'ye verilecek karaciğerin Başkan'a verildiğini söylüyor.
Le foie reçu par le Président était pour un certain Anthony Moretti.
"Alex Romero, seçimi kazanmak için Savaş İlanı Komitesi'ni kullanmak üzere Vali Conway'le iş birliği yaptı."
"Alex Romero s'est allié à Conway et a utilisé le comité pour lui faire gagner l'élection."
En kötüsü oydu.
D'une certain façon, ça a été le pire.
UNDERWOOD'A ELEŞTİRİ OKLARI Walker'ın ifadesindeki suçlamalar korkunç.
Le témoignage de Walker est accablant.
Bu konuya eğilmesi için uğraşan bendim ve kovuldum.
- Sean... Je voulais le relancer. - C'est ce qui m'a fait virer.
Evet, üçüncü parti adayı geleceğimiz olacak.
Le 3e candidat est l'avenir et l'a toujours été.
Slugline'a ver.
Refilez-le à Slugline.
Bayan Lee, Başkan'a imtiyaz gösterildiğinin zannedilmesini istemeyiz.
Mme Lee, le public ne doit pas s'imaginer que le président a reçu un traitement de faveur.
Zamanlamadan belliydi.
Le timing t'a trahi.
Sana bir şey verdiyse bana ver.
S'il vous a donné quelque chose, il faut le remettre.
" Beyaz Saray'ın içinden önemli bir kaynak... Başkan Underwood'un, oy merkezlerinin kapatılmasına gerekçe olsun diye şüpheli istihbarat kullanarak... UNDERWOOD BİLİYOR MUYDU?
"Une source... haut placée à la Maison-Blanche... confirme que le président a exploité des informations douteuses pour faire fermer les centres de vote et semer le chaos dans les élections."
Senato için bir planımız var.
On a un plan pour le Sénat.
Salam. Başkan'a Albay İsmet'le görüşmesi için izin verelim.
Laissons le président avec le colonel Ismat.
Senatör Richardson da beni geri aramadı.
Le sénateur Richardson ne m'a pas rappelé.
Nasser, Suriye Başkanı ile zaten görüşmüş.
Nasser a rencontré le président syrien.
Suriye Başkanı sivilleri gazla zehirledi.
Le président syrien a gazé des civils.
Tek bir hata bile yapamazsın, dikkatin dağılamaz.
On n'a pas le droit à l'erreur, ni de se dissiper.
Herald'ın elindekiler kesin kanıt değil.
Le Herald a des preuves indirectes.
Bilmiyorum.
- Le texte a été noirci.
Müsvedde kimde var?
Qui a le manuscrit?
"Başkan'a, Dışışleri Bakanlığı'nın aradığı aynı isimde dört kişi olduğunu söyledim. İkisi ABD'deydi."
"J'ai dit au Président que le Département d'État traquait quatre hommes du même nom."
Muhammed Kalabi'nin gerçek bir tehdit olmadığının farkındaydı. "
"Le Président a compris que le Kalabi du Tennessee n'était pas une menace."
Başkan bunun bir tehdit olmadığını bildiğini size hiç belirtti mi?
Le président a-t-il indiqué qu'il savait que ce n'était pas une menace?
Şimdiye kadar tek öğrendiğimiz, Başkan'ın Beyaz Saray'da yaşananlardan bihaber olduğu.
On a appris que le Président ne savait rien de ce qui se passait.
Tanığın olumlu cevap verdiği kayıtlara geçsin.
Notez que le témoin a répondu par l'affirmative.
Acaba uzun zaman önce sattığınız ruhunuzdaki küçük boşluğu doldurmaya mı çalışıyorsunuz?
Peut-être essayez-vous de combler le trou dans votre âme que vous avez vendue il y a longtemps.
Başka bir konuya geçmeden önce... Başkan Underwood kongre üyesiyken Zoe Barnes'ı öldürdü mü?
Mais avant d'aller plus loin... le président Underwood a-t-il tué Zoe Barnes?
Doug'ın yaptıklarını düşününce içimiz sızlıyor.
Ce qu'a fait Doug nous brise le cœur.
Gore Vidal, gücün kendi içinde bir araç ve içgüdüsel bir üstün gelme dürtüsü olduğunu yazmıştı... ki bu da en önemli tek insani özelliktir.
Gore Vidal a écrit que "le pouvoir est une fin en soi", et que "le besoin instinctif de dominer est la caractéristique centrale de tout humain".
Bay Grayson göreve çağrıldığı için geçici olarak yerine bakacağım.
- M. Grayson a été retenu. Je le remplace temporairement.
Birkaç saat önce Başkan Underwood, Birleşik Devletler başkanlığından istifa etti.
Le président Underwood a démissionné de ses fonctions.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]