English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bağlantı yok

Bağlantı yok traduction Français

1,046 traduction parallèle
- Bağlantı yok.
Négatif.
- Bağlantı yok, efendim.
- La ligne est morte.
Bağlantı yok, hat kopuk.
La ligne est coupée.
Anakaraya doğrudan bağlantı yok ama yerel bir telefon santralı tesis etmiş olabilirler.
Ils ne sont pas raccordés au continent, mais il y a sans doute un réseau local.
Operasyondan Radara. 25.000m içinde bağlantı yok.
Aucune présence détectée à 25 km à la ronde.
Bağlantı yok, sinyal yok.
Aucun contact, aucune transmission.
Bağlantı yok, telefon kapanmış.
Coupé. J'ai perdu l'appel.
- Yapamıyorum 7 veya 8 nano saniye içinde önümüzde başka bir bağlantı yok.
Impossible sans une jonction pour 7 ou 8 nanosecondes!
Theta VIII yörüngesinde kalmaya devam ediyoruz, hala dış görev ekibiyle bağlantı yok.
Nous restons en orbite autour de Theta VIII. Toujours sans nouvelles de l'équipe d'exploration.
Bağlantı yok.
Aucun rapport.
2-9-5 kerterizde bağlantı yok.
Sonar, maintenez. Pas de contact au 2-9-5.
- Bağlantı yok mu henüz? - Yok
- Des relevés?
Arada bir bağlantı yok mu sence?
Il y a un rapport!
Transexualistlikle şiddet arasında hiçbi bağlantı yok.
Il n'y pas de lien entre le transsexualisme et la violence.
Bağlantı yok ve herkes, ben ortaya çıkana dek, beklemek zorunda.
Le contact perdu. Tout le monde va devoir attendre que... je déboule.
Palermo halkının çoğu polisle aynı fikirde, nokta. Öyle görünüyor ki De Mauro'nun ortadan kayboluşunun Mattei ilişkisi ile hiçbir bağlantısı yok.
.. d'implication de Mauro dans la disparition de Mattei, je répète Mattei.
"İsterseniz sesiniz kaydedilecek ve siz kapatmadan bağlantı kesilmeyecektir." Yok.
Votre voix sera enregistrée et la communication se terminera quand vous raccrocherez.
Hayatından bazı aptal lanet bağlantılar, bir meselenin aslını öğrenmek için vazgeçmiş bir adamın bir kere olsun sarhoş olma hakkı da mı yok?
Est-ce qu'un gus qui est prêt à sacrifier sa vie au nom de ce foutu contact, rien que pour savoir ce qu'il vaut, n'a pas le droit de se soûler?
Bunun, Shirley Blane'nin ölümünün bir bağlantısı yok, değil mi?
Y avait-il quelque chose de suspect dans la mort de Shirley Blaine?
Müdür bağlantıya geçmedi mi? Tek kelime yok.
Le commissaire n'est pas entré en contact avec toi?
Sayın Yargıç. Artık avukatlarımla bağlantım yok.
Votre Honneur, je ne suis plus d'accord avec mes avocats.
Manşet olmaya itirazım yok yeter ki anarşistlerle bağlantılı diye gösterilmesin.
Tous les gros titres peuvent me servir, sauf s'ils m'associent à des anarchistes.
Olaylar arasında zaman oranı bağlantısı bile yok.
Même pas l'intervalle entre chaque incident.
Coğrafik bir bağlantı da yok.
Pas de schéma géographique.
Radyo bağlantısı yok.
La radio est également foutue.
Hiçbir bağlantımız yok.
Votre divorce se déroulera sans heurts. J'y veillerai.
Ve Fransız Bağlantısı vurgunuyla da hiçbir ilgim yok.
Et je n'ai rien à voir avec l'arnaque de la filière francaise.
Bildiğim kadarıyla Bilyarsk'taki bağlantılarınızın yok edildiğini bildiririm.
Je signale que vos contacts de Bilyarsk... ont été éliminés.
Pekala, sizi temin ederim ki sual soran hiçkimseyle bir bağlantım yok.
Dommage.
Benim senin gibi bağlantılarım yok, anlarsın ya Fletcher.
- Je n'ai pas vos relations.
Bunun Külkedisi hikayesi ile bağlantısı yok, değil mi?
Ça ne parle pas de pantoufles de vair, par hasard, si?
Çünkü ne yaptığının önemi yok, Ben! Önemli olan bağlantılar!
Ce n'est pas ce qu'on fait, c'est les relations et le sourire!
Ailelerimizden kimsenin bir bağlantısı yok.
Nous ne pouvons pas avoir d'officier ayant de la famille dans le crime organisé.
Burada, dış dünya ile pek bağlantımız yok.
Nous sommes peu en contact avec le monde moderne.
Öncelik yok. Gelecek bağlantı 9 : 30'da.
priorité alpha. prochain contact09h30.
Hiç şüphe yok ki, bağlantı kurmanıza yardımcı olan Ariana oldu.
Pour le ramener à l'infirmerie, il faut réparer l'ordinateur. L'ordinateur?
Hiç bir partiyle bağlantım yok, politikayla da ilgilenmem.
Les partis ne m'intéressent pas du tout.
Bağlantım yok benim.
J'ai des relations qui en ont.
Bağlantısı yok.
Tu ne vois pas le rapport?
Jack, olaydan sonra oraya gittim. Benimle bağlantı kurabilecekleri bazı şeyleri yok etmeliydim.
Je suis allé chez elle après, je devais récupérer certaines choses à moi.
Şimdi, bugün meydana gelen faciayla, Junior'ın bağlantısı olduğuna dair bir delil kesinlikle yok.
Écoutez, il n'y a pas la moindre preuve qui lie Junior à la tragédie d'aujourd'hui.
Bu suçlarla söylediğiniz klanın bağlantısı olduğuna dair elimizde herhangi kanıt yok.
Nous n ´ avons pas de preuves permettant de lier les faits.
- Bağlantı yok... Nerede?
Je vous perds!
Teşkilatta bağlantım falan yok.
j'ai pas de tuyaux sur les flics.
En gizli noktalar haricinde tehlikeli bağlantılar yok.
Pas de contacts, sauf au point le plus secret.
Bunun önemi yok. Bu erkekler arasındaki bir bağlantı.
Il y a un lien entre nous deux.
Geminin görsel bağlantı yeteneği yok.
Le bâtiment ne possède pas de canal visuel.
Bu bağlantıyı kullanmak için yetkiniz yok.
vous suscitez une communication non autorisée.
Evle bir bağlantısı ya da ilişkisi olsa neyse ama Howards Malikânesi'yle ilişkisi yok ki.
Association d'idées, etc. Mais elle ne peut rien y associer.
Cassandra, onun gibi yakışıklı değilim, onun gibi param yok, Onun gibi bağlantılarım yok, şarap hakkında bilgim yok, yemek yerken çenemde bir kıtlama oluyor...
Cassandra, je le sais, je suis moins mignon, j'ai pas son fric, ses contacts, son goût des vins...
Kimseyle bağlantım yok.
Je suis plus dans le coup.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]