English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Başaramayacağız

Başaramayacağız traduction Français

336 traduction parallèle
Asla başaramayacağız!
On n'y arrivera jamais!
- Başaramayacağız!
Trop loin.
Bu sefer başaramayacağız.
On n'y arrivera pas cette fois.
Santa Chiara'nın, Santa Maria degli Angeli'de San Francesco ile harika buluşması. - Asla başaramayacağız!
Miraculeuse rencontre de Sainte Çlaire et Saint François.
- Asla başaramayacağız.
- On n'y arrivera jamais!
Asla başaramayacağız.
- Ça ne marchera pas! - Mais si.
Başaramayacağız!
Nous ne pouvons échapper!
Başaramayacağız.
On ne passera pas.
Başaramayacağız Teğmen.
Ça ne sert à rien, mon lieutenant.
Hemen çıkalım buradan, yoksa asla başaramayacağız.
Sauvons-nous, sinon on restera ici.
Hayır, asla başaramayacağız Daisy.
Je ne peux pas, Magriette.
Başaramayacağız...
Nous n'arrivons pas à...
Asla aşağıya inmeyi başaramayacağız.
On va pas atterrir, et on s'en sortira jamais.
Başaramayacağız da ne demek?
Quoi, on s'en sortira jamais?
Asla başaramayacağız! Sıkı tutunun! Kestirmeden gideceğiz!
- Cramponnez-vous, on va couper.
Başaramayacağız Jake, yeterince hızlı değiliz, onu yavaşlatıyoruz.
On y arrive pas Jake. nous n'avons pas assez de puissance, on ne fait que le ralentir.
Başaramayacağız.
On n'y arrivera pas.
Asla başaramayacağız.
On n'y arrivera jamais.
Asla başaramayacağız!
On n'y arrivera jamais.
Buraya gelip yardım etmezsen, başaramayacağız.
Si tu ne reviens pas pour me préparer le terrain, on y arrivera pas.
- Asla başaramayacağız.
- On y arrivera pas! .
- Aman Tanrım! - Asla başaramayacağız.
Oh, mon Dieu.
Başaramayacağız, değil mi?
On ne va pas y arriver.
- Başaramayacağız! Güç yetersiz.
- On n'a pas assez de puissance.
- Başaramayacağız!
- Vous ne reussirez pas.
Gidelim yoksa başaramayacağız.
On y va, sinon on n'y arrivera pas.
- Başaramayacağız.
- Ca ne passera pas!
Başaramayacağız değil mi?
On ne va pas s'en sortir, hein?
Asla başaramayacağız, burada öleceğiz.
Nous n'y arriverons jamais. Autant mourir ici.
Bunu başaramayacağız öyle değil mi?
On ne va pas s'en sortir, n'est-ce pas?
Akşam olmadan bunu başaramayacağız.
On n'y arrivera jamais avant la nuit.
Korkuyorum, başaramayacağız.
J'ai peur je ne le ferais pas.
- Başaramayacağız.
- On n'y arrivera pas.
Bunu asla başaramayacağız!
On va se tuer!
Asla başaramayacağımızı düşündüğüm anlar oldu.
J'ai parfois douté qu'on y arrive.
Hiç başaramayacağımızı sanmıştım.
Je ne pensais pas qu'on y arriverait.
Bazen hiç başaramayacağımızı düşündüğüm zamanlar oldu.
Il y a des moments où je pensais qu'on n'y arriverait jamais.
Bunu asla başaramayacağımızı sana söyledim.
Je savais que c'etait impossible.
Zaman zaman başaramayacağımızı düşündüğüm oldu.
Oui, j'ai parfois douté qu'on y parvienne.
Gemiyi ne kadar hafifletebileceğini bana söylersen başarıp başaramayacağınızı size söyleyeceğim.
On vous dira de combien il faut alléger la fusée et si c'est suffisant.
Eğer birbirimize destek olursak, başaramayacağımız şey yok.
Nous nous aiderons l'un l'autre.
Bir an başaramayacağımızı düşünmüştüm.
J'ai cru qu'on était perdu.
Bu yükle başaramayacağımız konusunda.
Nous n'arriverons que sans être chargés.
Bizim başaramayacağımız umuduyla Michealson'a Sydney'in mektubuyla izin verdi.
S'il a laissé passer le message de l'amiral Sydney, c'est dans l'espoir de nous abattre.
Daleklere karşı tek başımıza başaramayacağımızı biliyorsunuz, değil mi?
Vous réalisez tous, bien sûr, que nous ne pouvons pas vaincre les Daleks seuls?
Tanrım, başaramayacağız.
On n'y arrivera jamais!
Başaramayacağız!
On n'y arrivera pas.
Başaramayacağız, evlat.
On va pas y arriver, mon grand.
Başaramayacağımızı sanmıştım.
Je ne pensais pas qu'on y arriverait.
Bu odada başaramayacağımızı... söylemek isteyen var mı?
Qui, parmi vous, osera me dire que c'est infaisable?
Asla başaramayacağımızı düşünüyordum.
J'avais peur qu'on échoue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]