English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Başka bir gün

Başka bir gün traduction Français

1,199 traduction parallèle
Belki başka bir gün.
Un autre jour peut-être.
- Başka bir gün uzak kalabilirdin, Ama bugün değil.
Oui mais ce soir tu ne peux pas lui faire ça.
Peki ala, bu günlük, sentezleyicilere ihtiyacım yok, isterseniz başka bir gün bitirebilirsiniz.
Je n'en aurai pas besoin aujourd'hui, vous finirez tout à l'heure.
Başka bir gün daha.
Une nouvelle journée commence!
Başka bir gün, başka bir saygsızlıkta bulunma.
Ah, autre jour, autre souillure.
Sen patlatmasaydın olmazdı. Başka bir gün ben bakarım.
C'est ta faute
Sevgili defter, bu da hayatımda başka bir gün.
Cher journal, voici un autre jour de ma vie.
Başka bir gün, başka bir hologram.
C'est ce qui s'appelle faire des ronds dans l'holo.
Bilirsin, "başka bir gün, başka bir dolar" Başka bir gün, başka bir hologram
"Des ronds dans l'holo." Ça fait un jeu de mots avec "des ronds dans l'eau."
Bunu başka bir gün yaparız. Ne de olsa aylardır bekledik!
On est plus à quelques années près.
İstersen bu işi bugün yapabiliriz. Ama tercih edersen şimdi gidip başka bir gün de gelebilirim.
On peut faire ça aujourd'hui, mais je peux revenir un autre jour, si vous préférez.
Başka bir gün, başka bir para yüklemesi.
Nouveau jour, nouvelle récolte.
Başka bir gün.
Un autre jour.
... gerisini de anlatamayacağım. Yapamam. Belki başka bir gün.
Quant au reste, je te le dirai peut-être un jour.
Evet, başka bir gün ve para.
A chaque jour suffit sa peine...
Peki, şuna bir bakın. Bu başka bir gün için.
Encore une journée de finie...
Başka bir gün.
Une autre fois.
Başka bir gün. Sen iyi misin?
Une autre fois.
" William'sız başka bir gün daha geçti.
" Encore un jour sans William.
Başka bir gün işte.
Seulement chaque deux jours.
Sızlanmadan geçirdiğim anlamsız başka bir gün daha.
Encore un autre jour où je n'aurais rien fait.
Başka bir gün.
Un jour, peut-être.
Başka bir gün belki..?
Et s'iI pleut? On fixe un autre rendez-vous?
İnfazdan üç gün sonra aynı güvertede başka bir bombalama oldu neredeyse Dukat ölüyordu.
Trois jours après l'exécution, il y a eu une autre bombe, identique à celle qui avait failli tuer Dukat.
Bu savaş, üç gün öncesinde gerçekleşen başka bir olaydan sonra oldu.
Ils ont détruit nos scanners de visée.
Başka karılarının olması seni rahatsız etmiyor mu? "O gün yedi kadın tek bir adamın elini tutacak ve diyecekler ki :"
" Et sept femmes saisiront en ce jour un seul homme, et diront :
Öyleyse ne? Her gün benim mutluluğum için başka bir asker ölüyor.
Chaque jour, des soldats meurent.
Bütün gün işyerinde çay servisi yapıyorum,.. ... ama Zehra'nın elinden içtiğim çayın tadı bir başka.
Je sers du thé toute la journée au travail, mais le thé de Zahra est vraiment différent.
- Başka bir sokağa taşındım sadece - Seni her gün görebilirim
Je déménage, mais je viendrai te voir.
Tüm gün şehirde koşturup durdum... ve belediye başkanının bir başka dayanılmaz toplantısı.
J'ai eu droit aux T.B. sortant partout dans la ville... et un face à face avec le maire, s'inquiétant d'une autre convention.
Başkanın eşinin sanırım bir gün kalması gerekiyordu Onlar karşılama için başka bir asker gurubu daha eklediler
On a prolongé son séjour de 24 h pour qu'elle rencontre des soldats.
Her gün başka bir soru hatırlıyorum. Baktığımda yanlış çıkıyor hepsi.
A chaque fois que je me rappelle une question, je réalise que j'ai tout faux.
Ve işte cennette bir başka güzel gün, dostlar,... ama emniyet kemerlerinizi takmayı unutmayın.
Encore une radieuse journée. N'oubliez pas votre ceinture.
- İyiyim, ofiste bir başka gün.
Bof, la routine.
Görünüşe göre bugün de bir başka güneşli güzel bir gün olacak.
On dirait que nous allons avoir une autre belle journée ensoleillée.
Belki bir gün başka birisi gelip hemen hemen aynı şeyleri söyleyecek.
Un autre dira peut-être la même chose.
Hep, bir gün başka bir gezegenden insanların geleceğini ve benden haklarını isteyeceklerini düşünürdüm.
J'ai toujours cru qu'un jour, des extraterrestres... viendraient sur terre, me demander de garantir leurs droits civils.
Leydim, göreceksiniz ki, bütün bir gün çalışmaktan başka göğüs..... geremeyeceğim zorluk yoktur.
Madame, sachez que, excepté une honnête journée de travail, je ne recule devant aucun défi.
Sevgililer Gününden başka herhangi bir gün!
N'importe quand, sauf la Saint-Valentin!
Bir başka gün.
Un autre jour.
Şey, senin de dediğin gibi, sadece başka sıradan bir gün.
Elle a décrit notre vie de tous les jours.
Başka bir avukat bul. Geçen gün söylediğin gibi.
Changer d'avocat, c'était ton idée...
Bir gün bunu bir daha denemeyi düşünüyorsan başka. Bombanın patlamadığı yazıyor.
Et si ce n'était pas un événement isolé, et si tu envisageais de recommencer un jour?
O gün, orada toprağa gömülen şey şeytanın tohumundan başka bir şey değildi.
Car ce qu'on avait mis en terre était le germe du Mal.
Seks düşkünü biri odasında misafiriyle cinsel ilişkiye girip aynı gün hasta bakıcıyla bir başka cinsel ilişkiye girebilir.
Un compulsion sexuelle... pousse à avoir des rapports avec un invité... et d'autres rapports sexuels le même jour, avec un aide-infirmier.
Her gün başka bir ailenin evinde yiyecek.
Il mangera dans une famille différente chaque jour.
Bir gün başka biriyle tanışacak ve kendini daha iyi hissedeceksin.
Mais tu vas rencontrer quelqu'un et ça ira mieux.
Varmamızdan 2 tam gün sonra... başka bir gemi aniden belirdi... daha önce hiç bu tür bir silah görmemiştim...
Deux jours solaires après notre arrivée... un vaisseau a surgi de nulle part... Je n'avais jamais vu un tel armement...
Bu gün için başka bir planım yoktu.
J'avais rien d'autre de prévu.
- başka sıcak bir gün daha.
Une journée chaude avec cette étrange canicule de décembre.
Ve bir gün, beyler bayanlar eğer sıkı çalışırsak dünyada yağmur ormanlarından başka bir şey olmayacak.
Retroussons nos manches Et si on nous laisse faire Bientôt y aura plus Que des forêts vierges sur la terre

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]