English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Biliyorlar mı

Biliyorlar mı traduction Français

1,213 traduction parallèle
Atlar yarıştıklarını biliyorlar mı? Bunun farkındalar mı?
Les chevaux savent-ils que c'est une course?
- Torakotomi gerektiğini biliyorlar mı?
- Il savent que c'est une thoraco? - Oui.
Kulağına sokmadan önce, pamuklu çubukları yaladığını biliyorlar mı?
Ils savent que tu lèches les cotons-tiges avant usage?
Acaba milenyumun sona erdiğini biliyorlar mıydı?
Savait-on seulement que c'était Ia fin du millénaire?
Gina'yı biliyorlar mı?
Pour Gina?
Bizim burada olduğumuzu biliyorlar mı?
Ils savent que nous sommes ici?
Onlar biliyorlar mı?
Ils sont au courant?
Burda olduğunu biliyorlar mı?
Ils savent que tu es là?
Eve girdiklerinde senin kim olduğunu biliyorlar mıydı?
Ils savaient qui tu étais, en entrant chez toi?
Git ve köylülerden ifade al başka şeyler biliyorlar mı bir bak.
Allez recueillir les déclarations de ces paysans, et vois s'ils savent autre chose.
Çıktığını biliyorlar mı?
Ils savent que tu t'es sauvée?
- Joey? Bildiğimizi biliyorlar mı?
Ils savent qu'on sait?
Polisler kimin yaptığını biliyorlar mı?
Les flics savent qui c'est?
İnsanlar bu fotoğrafı biliyorlar mı? Ben biliyorum, şimdi de siz biliyorsunuz.
- Quelqu'un sait pour cette photo?
Sonlarının bu şekilde olacağını biliyorlar mıydı? Çekirdek işçilerinin ömrü iki aydan biraz fazladır.
Le travail d'un seul de ces hommes vaut deux Malons.
Senin bildiğini biliyorlar mı?
Savent-ils que vous savez qu'ils savent?
Babasının kim olduğunu biliyorlar mı?
- Qui est le père?
Peki onlar burada yaşadığınızı biliyorlar mı?
Ils savent que vous vivez ici?
Buradaki insanlar ne yaptıklarını biliyorlar mı?
Merde. Ceux de Parkes connaissent leur affaire?
Sence ne yaptığımızı biliyorlar mı?
Savent-ils ce qu'on fait là?
Sence cüceler kapı zillerini biliyorlar mı?
Tu crois qu'un troll peut sonner à une porte?
- Bekle, nerede yaşadığımızı biliyorlar mı?
- lls savent où on habite?
- Bir şey biliyorlar mı?
- Des nouvelles?
Biliyorlar mıydı peki?
Ils le savaient?
- Biliyorlar mı?
- Ils le savent?
Doug, buna dayanamıyorum! Biliyorlar mı, öğrenmem lazım.
C'est insupportable, il faut que je sache.
- Bunları biliyorlar mı? - Senin bildiğinden daha fazlasını biliyorlar.
- Ils savent tout sur vous.
Elindeki o şeyi çok sevdiğini biliyorlar mı?
Ils savent qu'il aime un peu trop ce produit?
Sence çocuklarının başına ne geldiğini biliyorlar mı? Belki, belki de bilmiyorlar.
- Ils savent ce qui s'est passé?
Bizim karşı koymayacağımızı biliyorlar.
Nous ne résisterons pas.
Adımı biliyorlar.
Ils ont mon nom.
Benim kabadayı olduğumu biliyorlar, benim dürüst olmadığımdan şüpheleniyorlar. Hatta karımı aldattığımı bile düşündüler.
Ils savent que je suis un tyran, me pensent malhonnête, et pensent que j'ai trompé ma femme.
Konuşamadığını biliyorlar mı?
II sait que tu parles pas?
Sanki yapacaklarımızı biliyorlar gibi.
C'est comme s'ils anticipaient tout ce qu'on fait.
Fakat onu zamanında geri alacağımızı da biliyorlar.
Mais ils savent qu'avec le temps, nous allons tout récupérer.
Bu küçük yaratıklar baştan beri onlarla oynamak için veya onları öldürmek için çıkardığımı biliyorlar.
Ces créatures savent déjà que je les sors pour jouer avec elles ou pour les tuer.
Bizim hakkımızda herşeyi biliyorlar.
Ils savent tout de nous.
Planımızı biliyorlar. Her şeyi biliyorlar.
Ils connaissent nos plans et sont au courant de tout.
- Şaka yaptığımı biliyorlar.
- Ils savent que je blague.
Kahretsin, yaptığımız her şeyi biliyorlar!
Ils savent tout ce qu'on fait!
Avrupalılar kımıldamıyor ve bu yandaki kapı ne yaptıklarını biliyorlar.
Les Européens bougent pas et c'est la porte à côté ils savent ce qu'ils font
Fotoğraflarımızın bu savaşı anlattığını biliyorlar.
Ils savent que nos photos racontent cette guerre
Elçilik size yardım edemez ve bunu biliyorlar.
L'ambassade ne peut rien pour vous et le sait
Daha önce sana yardım etmediler. Şimdi de yardım etmeyecekler. Hepsi buradan tek çıkış yolunun kendilerinde olduğunu biliyorlar.
Ils refuseront de t'aider. ils savent qu'ils peuvent compter que sur eux pour sortir.
Çünkü şuan cüceler Kate'e yardım ettiğimizi biliyorlar ve üçümüzü durdurmak için ellerinden geleni yapacaklar.
Les trolls savent que nous aidons Kate et ils feront tout leur possible pour nous empêcher d'agir.
Bunlar biliyorlar mı?
Ils savent ce que c'est?
Nerede olduğumuzu biliyorlar mı?
- Ils savent où on est?
Tek zaafımın ne olduğunu biliyorlar.
Ils connaissent ma seule faiblesse.
Bizim hakkımızda ne biliyorlar?
- Que savent-ils de nous?
Kalkan frekanslarımızı ve hangi sistemleri hedef alacaklarını biliyorlar... Borda ediliyoruz!
- lls montent à l'abordage!
Hayır, sanırım artık dışarının nasıl olduğunu biliyorlar.
Non, il est temps de les laisser redécouvrir le monde extérieur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]