Bir arkadaş traduction Français
31,144 traduction parallèle
- Çünkü o bir arkadaşım.
C'est un ami.
- Ne kadar yakın bir arkadaş?
Ami à quel point? Sérieusement?
Bürodan bir arkadaşından dosyaların kopyalarını istedi.
Il a demandé à un ami du FBI des documents.
Bir arkadaşım haber verdi.
Un associé me l'avait signalé.
Ne tür bir arkadaş olduğumu sanıyorsun ki?
Quel genre d'ami penses-tu que je suis?
Dairesi olan bir arkadaşım var ve bana bir odasını kiraya verecek.
J'ai cette amie avec un appartement et elle me louera une chambre.
Birkaç hafta önce, Grace bir arkadaşının müsveddesini göndermişti.
Il y a quelques semaines, Grace m'a envoyé le manuscrit d'une de ses amis.
Liseden, uyuşturucu satıcısı olan bir arkadaşım vardı.
Un copain de lycée était dealer.
Drake bir arkadaşının Molly'i hamile bıraktığını ve onu hırpalaması gerektiğini söyledi.
Drake a dit que Molly a été assommé par un de ses amis et juste nécessaire pour évacuer.
İyi bir arkadaşım olarak gördüğüm Larry Tesler adında bir adam bu sözcükleri değiştirdi ve bunu insanlığa karşı bir suç olarak görüyorum.
Un gars du nom de Larry Tesler, que je considère un bon ami, modifia la signification de ces mots. J'estime que c'est un crime contre l'humanité. Il ne comprend pas pourquoi.
SABIKA FOTOĞRAFI... teknolojiyle ilgili her şeyi aldım ve bir arkadaşın evine götürdüm, sonra da Winchell's Donuts'a gidip, sanırım 24 kutuydu, donut aldım.
J'ai tout ramené chez un pote, puis je suis allé chez Winchell's Donuts, et j'ai acheté une énorme... je crois que c'était une boîte de 24 beignets.
Ama Vietnam'da Chicago'lu bir arkadaşımı kaybetmiştim.
Mais j'ai perdu un bon copain au Vietnam qui l'était.
Altı sene önce Alicia, bir arkadaşından mesaj almıştı.
Il y a 6 ans, Alicia a reçu un message vocal.
- Ona aşık olan bir arkadaşından.
D'un ami, d'un amoureux.
Takılırken bir arkadaşım senin yaşadıklarını anlattı ve ikimizin de benzer şeyler yaşadığını fark ettik.
J'étais sur Facebook et une amie m'a racontée ton histoire qui est similaire à la mienne.
Yanında bir arkadaşı vardı.
Elle était accompagnée d'une amie.
Üniversiteden eski bir arkadaşı şehre gelmişti.
Une de ses amies de l'université était en ville.
E - mail hesabını bir arkadaşıma baktırttım.
Un de mes amis a examiné son compte.
Sylvia. Bu eski bir arkadaşımdır. Bardağını boş bırakma.
Sylvia, c'est un vieil ami.
Bu arada çok iyi bir arkadaş olabilirdim.
Pour info, j'aurais fait une meilleure amie.
Bir arkadaşım Veliaht Prensi vurmak suçundan tutuklandı.
Un ami à moi a été arrêté pour avoir tiré sur le prince héritier.
Kurbanın bir arkadaşı bizden olaya göz atmamızı istedi.
J'agis au nom d'une amie de la victime.
Ben onun cebini dolduran adamın oğluyum bu yüzden dün bana bir arkadaş gibi davranmasını beklerdim.
Je suis le fils de l'homme qui lui en met plein les poches, alors hier je pensais être traité en ami.
Onun paralı asker grubundan bir arkadaşın olduğunu sanıyorum.
J'imagine que c'était votre amie mercenaire?
Kardeşi bir arkadaşımdır.
Son frère est un ami.
Lisede bir arkadaş grubu gibi takip edip duruyorsun onu.
Toi le suivant partout comme une groupie lycéenne.
Otuz yaşıma geldim ve bir tane bile arkadaşım yok.
J'ai 30 ans et je n'ai pas... une seule amie.
Bölge Savcısı arkadaşından öğrendiğimize göre... Cassidy'nin telefonu kesilmeden önce bir araba yaklaşıyormuş.
Alors, on sait par ton amie la procureur qu'une voiture approchait avant que le téléphone de Cassidy soit coupé.
Biz artık ev arkadaşıyız, ve bizim evde bir şey yapılacaksa hep beraber yapılır, bir aile gibi.
On est coloc'maintenant, et dans notre loft, on fait des trucs ensemble, comme une famille.
Kabul edersen 20 dakikalık bir ev arkadaşı yemeği ısmarlayacağım.
Si tu le fais, je fais un dîner de colocataires.
Çünkü, bak, Reagan çok iyi bir ev arkadaşı.
Parce que Reagan est une super colocataire.
Seni bir anne gibi bir kız kardeş ya da bir kız arkadaş gibi seviyorum.
Je t'adore comme une mère ou une soeur, ou une amie.
Arkadaşıyla bardan çıkıp eve yürürken SUV ile bir adam yanaşmış ve çekiçle saldırmış.
Elle sortait apparemment d'un bar avec une amie quand un homme dans un 4 x 4 les a agressées avec un marteau.
O bir gezgin--o bir gezgindi--ve düşündüm ki- - arkadaşına ne olduğunu biliyorum.
C'est un voyageur et je pensais... Je sais ce qui est arrivé à son ami.
Bir kaç arkadaş ve ben ekleme dükleme bir şeylerin içindeydik.
Des amis et moi, avons abordé un terrain prodigieux.
Arkadaşım, "Yani onu soyup her tarafına bir şey çizdin."
Mon ami a dit : "Donc, techniquement, tu l'as désapée et tu as dessiné partout."
Dün gece bir bayan arkadaşımla birlikteydim.
J'étais avec une amie hier soir.
Ya burada yalnız başıma oturup erkek arkadaşımın onu öldürmek için durmayacak bir avcı tarafından ülkenin dört bir yanına kaçması konusunda endişelenebilirim. Ya da işe yarayabilirim.
Je ne peux pas non plus rester assise ici, seule, flippant car mon petit ami est quelques part dans ce pays essayant d'échapper à une chasseuse qui ne reculera devant rien pour le tuer, ou je peux être utile.
Gerçi senden uzak olduğu her yerde güvende oluyor. Bir kız arkadaşı olduğunu biliyorsun değil mi?
Tu savais qu'il avait une petite amie?
Erkek arkadaşın bunu açık bir şekilde söyledi bana.
Cela m'a été parfaitement clarifié par ton petit-ami.
Ayrıca yeni bir içki arkadaşı bulmak zorunda kalmaya içerlenmemi hiç saymıyorum bile.
Sans mentionner le sentiment que j'aurais ressenti si j'étais forcé de tuer un nouveau copain de boisson.
Evet, eğer arkadaşımı bundan kurtaracak bir yol bulamazsak öleceksin.
Oui, vous mourrez à moins qu'on trouve un moyen de sortir mon ami de là.
Gerçekten % 2'lik bir ihtimal için arkadaşının ölmesine göz yumacak mısın?
Est-tu prête à laisser ton amie mourir pour 2 % de chance?
Arkadaşına böyle kötü bir şey denir mi?
Est-ce une chose gentille à dire à ton ami?
Arkadaşım için bir şeyi düzeltmem gerekiyor.
Je dois arranger un truc pour mon amie.
Görünüşe göre bir LA EA'n varmış. ( Erkek Arkadaş )
Et il se pourrait que tu aies un petit-ami de LA.
Bir sürü arkadaşım var.
J'ai beaucoup d'amis.
Bu bir iş arkadaşınızı kaybettiğiniz son olay olmayacak.
Ceci étant dit, ce n'est pas la dernière fois que vous perdez un de vos collègues.
Bu kız arkadaşın bir ismi var mı?
Elle a un nom?
Arkadaşınızın Mackmain aşiretinin bir işareti olarak giydiği İskoç tartanını fark ettim.
J'ai reconnu le tartan de votre ami : celui du clan Mackmain.
Şu merhemleri alıp kız arkadaşımla güzel bir akşam yemeği yemek istiyorum.
Je veux trouver ces herbes et dîner au calme avec ma copine.
bir arkadaşım var 42
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
arkadaşım 498
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşlarım 129
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
bir arkadaşım vardı 16
bir arkadaşım 117
arkadaşım 498
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşlarım 129
arkadaşın 91
arkadaşlık 38