Bir bu eksikti traduction Français
250 traduction parallèle
- Artık yeterince yer var. - Bir bu eksikti.
Il y a de la place...
Bir bu eksikti!
Il ne manquait plus que ça!
Bir bu eksikti!
C'est le bouquet!
Bir bu eksikti.
C'est tout ce qu'il me fallait.
Bir bu eksikti...
Où est la voiture?
Bir bu eksikti.
Il manquait plus que ça.
Delisin! Bir bu eksikti!
Il ne manquerait plus que ça.
Bir bu eksikti!
Il ne manquait plus que ça.
Bir bu eksikti.
C'est quand même incroyable.
Bir bu eksikti. Elimde gayri meşru bir bebek var.
II ne manquait plus que ça... un bébé illégitime sur le bras.
- Bir bu eksikti. Kurtul şunlardan.
- Débarrasse-toi de ces trucs!
Bir bu eksikti şimdi. Neden gidiyorsunuz?
Il ne manquait plus que ca.
Bir bu eksikti.
II ne manquait plus que ça.
Bir bu eksikti zaten.
Voilà ce qui nous manquait.
Bir bu eksikti.
C'est ce qu'il me faut, une perspicacité clinique.
Bir bu eksikti. Bizi gece gündüz çalıştırıyorsunuz.
On travaille comme des bœufs, Noël compris.
Bir bu eksikti.
Il ne manquait plus que ça.
Bir bu eksikti.
Alors, il manquait plus que ça.
Bir bu eksikti zaten.
J'en avais bien besoin.
Tanrım, bir bu eksikti!
Il ne manquait plus que ça.
Bir bu eksikti!
C'est la dernière chose dont j'ai besoin!
Aman Tanrım! Bir bu eksikti!
Il ne manquerait plus que ça!
Bir bu eksikti!
Qu'est-ce qui se passe encore là?
Sanırım burktum. Bir bu eksikti!
Ce doit être une entorse, juste ce qu'il nous fallait!
Bir bu eksikti, Matty.
Bravo, Matty!
Bir bu eksikti.
Il ne me manquait plus que ça.
Fırtına kopacak, bir bu eksikti.
Un orage. Manquait plus que ça
Bir bu eksikti.
C'est de toi qu'il s'agit.
Bir bu eksikti. Bay Sulu! Bizi buradan çıkarın!
Nous sommes dépassés!
Bir bu eksikti!
Génial!
Bir bu eksikti.
Manquait plus que ça.
Bir bu eksikti.
Tout ce dont j'ai besoin.
Bir bu eksikti.
Ce qu'il nous fallait!
Bir bu eksikti!
Il manquait plus que lui!
O, Benjamin Franklin. Bir bu eksikti.
Benjamin Franklin, c'est non.
- Bir bu eksikti.
- Génial!
- Biliyordum! Bir bu eksikti. Ekipte bir de hırsız bir İtalyan muhacir var!
Il ne nous manquait qu'un salaud de Rital!
Bir bu eksikti!
C'est tout ce qu'il me fallait!
Bir bu kaltak eksikti.
Il ne manquait plus que cette catin.
Bir bu eksikti.
C'est du solide!
Bir bu ukâlâ eksikti, ha?
Futé!
Bu sabah bir bu eksikti.
C'est tout pour ce matin.
Bir bu eksikti.
Piège à con!
Bir de bu kitabın hamallığı eksikti şimdi.
Il fallait ce cocktail pour le livre!
Bir bu eksikti.
On a bien besoin de ça!
Bu boktan işte bir tek Bröton eksikti zaten!
Manquait plus qu'un Breton dans ce merdier.
Bir bu eksikti.
- Non, merde! ...
Öldüğünü gördüm Sam. Ama sorun bu değil. İmgelemde göremediğim bir şeyler eksikti.
Mais ce n'est pas tout, dans cette vision, quelque chose manquait.
Bir de bu eksikti. Lânet bir savaş.
Comme si j'avais besoin d'une guerre!
Bir de bu eksikti.
Oh, bien sûr!
Bir de bu eksikti.
Il ne manquait que lui!
bir buçuk 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir baba 17
bir beyefendi 18
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir b 23
bir bakın 70
bir bakabilir miyim 22
bir baba 17
bir beyefendi 18
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakarım 16
bir b 23
bir bakın 70