Bir daha asla olmayacak traduction Français
299 traduction parallèle
Bunlar yaşandı, ama bir daha asla olmayacak.
" Ça n'arrivera plus jamais!
- Bir daha asla olmayacak.
Ça ne se reproduira plus jamais.
Bir daha asla olmayacak.
Ça n'arrivera plus.
Lütfen Sayın Yargıç, size söz veriyorum... bu bir daha olmayacak, bir daha asla olmayacak.
Par pitié, M. Le Juge... je vous promets que cela ne se reproduira jamais.
Bu bir daha asla olmayacak.
Cela n'arrivera plus jamais.
- Evet bir zamanlar başım beladaydı ama bir daha asla olmayacak.
Oui, c'est vrai, j'ai eu des ennuis, mais tout ça, c'est fini.
Bir daha asla olmayacak.
Cela n'arrivera plus jamais.
Bir daha asla olmayacak.
Il n'apparaîtra plus.
Çok üzgünüm ve bir daha asla olmayacak.
Je suis vraiment désolé, et cela ne se reproduira plus.
Bir daha asla olmayacak. Hayatın 10 saniye bir şey! İnanmıyorum sana!
Tu te rends compte que tu n'es là que pour 10 secondes?
Söz veriyorum, bir daha asla olmayacak.
Je vous promets que ça n'arrivera plus.
Bu tarz bir şey, bir daha asla olmayacak.
Ça ne se reproduira plus.
Bir daha asla olmayacak. Değil mi, evlat?
Que cela n'arrivera plus jamais, on est d'accord, fils?
Bir daha asla olmayacak.
Ça n'arrivera plus jamais.
Bir daha asla olmayacak.
On ne m'y reprendra pas.
Merak etme Paulette, bir daha asla olmayacak.
Ne t'en fais pas, Paulette, ça n'arrivera plus.
eğer bunca yıl yanımda çalışmasaydın... bundan sonra suçluların boyunları vurulmadan önce bana danışacaksın yüceliğinize sığınırım bir daha asla olmayacak.
Sans toutes ces années de bons et loyaux services... Dorénavant, vous discuterez les sentences avec moi... avant d'exécuter les prisonniers. Cela ne se reproduira pas, votre altesse.
- Bir daha asla olmayacak.
- Ça n'arrivera plus!
Bir daha asla olmayacak, amca.
Cela n'arrivera plus, mon oncle.
Şimdi unut, çünkü bir daha asla olmayacak.
Ne l'oublie pas, car ça ne va plus jamais arriver.
bir daha asla olmayacak.
Ca ne se reproduira pas.
- Bir daha asla olmayacak.
Je recommencerai plus.
Bir daha asla olmayacak.
- Ça n'arrivera plus.
- Sadece bir daha asla olmayacak.
Qui ne se reproduirait plus.
- bu bir daha asla olmayacak.
Ça ne se reproduira pas.
Bir daha asla olmayacak.
Je ne ferai plus jamais ça.
Sana söz veriyorum, bir daha asla olmayacak.
C'est la dernière fois
Sana olan bir daha asla olmayacak.
Ce qui t'est arrivé ne se reproduira plus.
Oh, inan bana, bu şey bir daha asla olmayacak.
Cela ne se reproduira plus.
Bir daha asla böyle birşey olmayacak.
Non, chéri. Vous ne devrez jamais le faire.
Bir daha böyle bir şansım asla olmayacak.
Oublie ça. C'est sûrement ma seule chance.
Bu senin için bir daha asla korkunç olmayacak, Larry.
Elle ne sera plus jamais laide pour vous, Larry.
Ama sana tek bir şey söyleyeceğim. Bu asla bir daha olmayacak.
Mais dis-toi bien que ça ne se reproduira pas.
Size söz veriyorum, bir daha böyle bir şey asla olmayacak.
Je vous promets que cela ne se reproduira pas.
İnsanlık bir daha asla muhtaç veya korku dolu olmayacak.
L'humanité ne manquera plus de rien, n'aura plus peur.
Ama altınları aldıktan sonra, Colorado'yu bir daha buralarda gören olmayacak. Asla.
Mais quand j'aurai l'or, on n'entendra plus jamais parler de Colorado, par ici.
Ve asla bir daha olmayacak.
Et ça ne se reproduira pas.
Dün gece olanlar, bir daha asla olmayacak.
Ce qui s'est passé la nuit dernière ne se reproduira pas.
Dizin bir daha asla eskisi gibi olmayacak. Tekrar futbol oynamayı unutsan iyi olur.
Ton genou ne sera plus jamais le même, et tu le sais bien, oublie le football.
Bir daha asla böyle bir şey olmayacak.
Ceci n'arrivera plus jamais.
Öyleyse bir daha asla eskisi gibi olmayacak.
Mais elle ne sera plus la même!
Park Avenue ve Wall Street'in Sherman McCoy'u bir daha asla Sherman McCoy olmayacak!
Sherman McCoy de Park Avenue, de Wall Street... enterré! Je ne serai jamais plus... Sherman McCoy!
Bir daha asla böyle bir şey olmayacak.
Ce genre de truc peut plus arriver.
Daha mükemmel bir gece ya da iki insanın çok çaba göstermeden birbirini sevme şansı asla olmayacak.
Il n'y aura jamais de nuit plus parfaite, ni de meilleure occasion de s'aimer, sans se donner trop de mal.
Bir daha asla öyle olmayacak.
Les choses ont changé maintenant.
Bir daha asla böyle bir şansımız olmayacak.
Nous n'aurons plus jamais cette chance.
Yaşamları bir daha asla aynı olmayacak.
Leur vie ne sera plus la même.
Biliyorum, bir daha asla eskisi gibi olmayacak.
Je ne reverrai jamais Rumi.
Bir daha asla böyle bir şey olmayacak.
C'est la derniére fois.
Burası bir daha asla eskisi gibi olmayacak.
Cet endroit ne sera plus pareil.
Dünya bir daha asla aynı olmayacak.
Le monde ne sera plus jamais pareil.
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha bak 16
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yapma 24
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha bak 16
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha söyle 118
bir daha yap 42
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapmam 21
bir daha ki sefere 39
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha yapalım 21
bir daha yap 42
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapmam 21
bir daha ki sefere 39
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248