Bir defa traduction Français
4,033 traduction parallèle
Sadece bir defa Olympia kazanmakla şanınız yürümez. Bunun yürümesi kaç defa kazandığınıza bağlıdır.
Votre héritage ne va pas être dictée à en gagner un Olympia, ça va être dictée sur le nombre.
Yılda bir defa, Broadway cömert kollarını ülkenin dört bir yanındaki müzikal tiyatro öğrencilerine açar.
Une fois par an, Broadway ouvre ses bras généreux aux étudiants de comédie musicale de tout le pays.
Los Angeles'a ayda bir defa geliyor.
Il ne vient à Los Angeles qu'une fois par mois.
- Haftada bir defa şampuan ; Deli misin sen?
Elle ne se lave les cheveux qu'une fois par semaine?
Bu, bir defa girdiğinde dışarı çıkamayacağın bir katran çukuru.
C'est un tas de goudron dont tu ne peux pas t'échapper.
Herkesin yolu bir defa buradan geçer.
Tout le monde passe par ici à un moment donné.
- Bir defa oraya gitmiştim.
- J'y suis allé une fois.
Yani elimde bütün gece dışarıda olabilmem için meşru bir gerekçem varken Larissa'nın beni bir defa daha Limelight'a davet edebilme ihtimali var mı?
Je veux dire, qu'elles sont les chances que Larissa m'invite la seule nuit ou j'ai une excuse légitime pour sortir toute la nuit?
Çünkü seni yendim bir defa.
je t'ai déjà battu une fois
- Hayatta bir defa eline geçecek bir fırsat bu.
Il n'y a qu'une seule opportunité dans la vie.
Topu bir defa düşürdüm, ama sen iyi ellerim olduğunu biliyorsun.
J'ai laissé tomber le ballon, mais tu sais que je suis doué.
Oğlum şok geçiriyor, ilk defa böyle bir şey yaşadı.
Il est sous le choc en ce moment et il n'a pas d'expérience.
Yapma, 16 yaşımdan beri bir işim var ve ilk defa boş vaktim oldu.
Je bosse depuis que j'ai 16 ans. J'ai enfin du temps libre.
İlk defa bir pazarın silahla dolu olduğunu görüyorum.
Je vois un marché plein d'armes pour la première fois. Oh Bapu, bienvenue... bienvenue.
Ranjaar'da ilk defa bir erkek kadınların onuru için savaşıyor.
Pour la première fois dans Ranjaar, un homme a combattu pour l'honneur de la femme.
Hep beraber umalım ki adli takibat ve politikacılar ikinci defa masum bir adamı suçlamak yerine gerçek katillerin izini sürsünler.
Espérons que les autorités poursuivent les vrais meurtriers, plutôt qu'un innocent cette fois ci.
İnşallah. İlk defa yönetmenlik yapan biri olduğum için şovdaki herhangi bir problem benim üstüme kalır.
En tant que metteur en scène pour la première fois, s'il y a quelque chose de mauvais avec le spectacle, c'est pour moi.
Hayatında ilk defa, çok istediği bir şeyin gerçekleşebileceğine onu inandırdın.
Et pour la première fois de sa vie, tu le laisses penser que la seule chose qu'il a jamais voulue pourrait vraiment se réaliser.
* Ne şanslı bir kız olduğumu anlıyorum bir daha * * Hayatımda ilk defa * * Ben de varım bu dünyada *
I know that l'm a lucky girl for the first time in my life
Terleme hastalığının ilk defa Avrupada görüldüğünü ve.. 1485 ve 1551 yılları arasında bilinen bir kaç.. .. salgın olduğunu biliyoruz.
Et bien, nous savons que la maladie de la transpiration a eu lieu en premier en Europe et qu'il y a eu plusieurs récidives entre 1485 et 1551.
Hepimiz ilk defa bir takım gibi hareket ettik.
On a agi en équipe pour la première fois.
Bir haftada iki defa.
Deux fois dans la semaine!
Bundan haberdarım çünkü birçok kişi Reis Haraldson'u nasıl öldürdüğünü ve yeni bir cins gemi inşa edip ilk defa batıya yelken açtığını ve İngiltere Kralı'nı yendiğini anlattı.
Je le sais parce que beaucoup m'ont parlé de la façon dont tu as tué jarl Harldson pour ensuite construire une nouvelle sorte de navire... et être le premier à avoir navigué vers l'ouest et avoir vaincu un roi d'Angleterre!
Bundan haberdarım çünkü birçok kişi Reis Haraldson'u nasıl öldürdüğünü ve yeni bir cins gemi inşa edip ilk defa batıya yelken açtığını ve İngiltere Kralı'nı yendiğini anlattı.
On m'a raconté comment tu as tué le comte Haraldson, puis construit un nouveau modèle de bateau, et que tu es le premier à vaincre un roi d'Angleterre.
Uzun yaşadım, ama böyle bir şeyi ilk defa duyuyorum.
J'ai entendu beaucoup de choses, mais c'est la première fois que j'entends ça!
Buraya ilk defa geliyorum,... böyle bir yeri daha önce hiç görmemiştim.
Je viens d'arriver. J'ai jamais vu un tel endroit.
Bu, Abraham Lincoln'ün öldürülüşünün gerçek hikayesidir. Bir Amerikan başkanının ilk defa suikaste uğramasının ve belki de bir ulusun tarihindeki en sarsıcı suç olayının.
Voici la véritable histoire du meurtre d'Abraham Lincoln, le premier assassinat d'un président américain et peut-être le crime le plus retentissant de l'histoire de la Nation.
- İlk defa müzik için kullanılan.. .. bir bilgisayar görmüştüm, çünkü o gitar kısmını çalmak.. .. çok zordu.
C'est à ce moment-là que j'ai vu pour la première fois un ordinateur utilisé avec la musique, parce qu'il était si dur de jouer de cette guitare.
Biriyle ilk tanıştığında ilk defa onları tanımaya başladığında bir an gelir onların arkadaşlarını ve ailelerini tanırsın.
Quand tu rencontres quelqu'un, quand tu commences à le connaître, il vient un temps, où tu rencontres ses amis et sa famille.
O zaman bir şey söylemek istemedim ama komşumuz yaşlı Yamashita, Keita'yı ilk defa gördüğünde, "İkisine de benzemiyor." demişti.
Je n'ai pas voulu te le dire à l'époque, mais quand la vieille Yamashita, notre voisine, a vu Keita pour la première fois, elle a dit : "Il ne ressemble à aucun des deux."
Onları etkileyebilen yakışıklı ve karizmatik bir adam hayatlarına girince ilk defa yaşadıklarını hissediyorlar.
Et voila qu'entre un bel homme charismatique qui peut les toucher, les laisser sentir leur vies, pour la première fois, qui les conditionne.
Bilemiyorum. İlk defa aramızda gerçek bir bağ hissettim.
Je ne sais pas, pour la première fois j'ai senti une vraie connexion.
Yani ona karşı bir hissin falan olmadığını bana kaç defa söyledin zaten.
Combien de fois tu m'as dit que tu n'as pas de sentiments pour elle?
Gizli Servis ilk defa kendi korumasındaki bir Başkan'ı kaybetti. Merhaba, pardon.
- C'est la première fois... que les services secrets perdent un président sous leur protection.
Tarihte ilk defa her işçinin böceklerinden kurtulup çiçek açabileceği, saf ideolojiyle dolu bir bahçe.
Pour la première fois de l'histoire, un jardin de pure idéologie, où chaque travailleur peut éclore, à l'abri des insectes nuisibles.
İlk defa bir roman yazacağım, Proust tarzında bir şey.
Je vais me concentrer sur mon premier roman, un truc proustien.
'Banaras'ta Aligarh'ta sonra Delhi de...''... ilk defa bana bir adam böyle davranmıştı..'
De Banaras à Delhi, en passant par Aligarh.. ... c'était le premier homme qui me traitait ainsi.
Hayatımda ilk defa özel bir uçağa biniyorum.
Je n'ai jamais pris un avion particulier avant.
İlk defa duydum böyle bir şeyi.
C'est la première fois que j'en entends parler.
İlk defa velilerden birine böyle bir şey yaptım.
C'est la première fois que je soigne un parent d'élève.
Uzun zamandır ilk defa, bir arkadaşlık olasılığı görüyorum.
C'est la 1e fois depuis longtemps que je pensais avoir trouvé un ami.
İlk defa 8 silindirli bir arabaya sahip olduğum için sevmiştim.
Pour la première fois j'avais du plaisir avec ma voiture huit cylindres.
Yıllardır ilk defa bir Cadılar Bayramını heyecanla bekliyorum.
C'est le premier Halloween depuis des années où je vais de l'avant.
Daha evleneli bir hafta oldu ve yalnızca iki defa falan pişmanlık duydum.
On est mariés que depuis une semaine et je l'ai regretté, que genre, deux fois.
Böyle bir şeyle en son uğraştığımız vakit başarısız evliliğin ile kolundaki yağları ilk defa fark etmenin üst üste geldiği yıl olan 2006'ydı.
Nous n'avions pas eu affaire à ça depuis le-mariage-raté / première-fois-que-tu-as-remarqué-tes - gros-bras lors de la crise de 2006.
Biliyor musun Ian seni ilk defa korkmuş bir halde gördüm.
Tu sais, Ian, c'est la première fois que je te vois effrayé.
Hiçbir kısıtlama olmadan ölümüne şarkı söylemek için senede 2 defa, gizlice bir sınıfa gireriz.
Deux fois par an, on rentre par effraction dans une classe pour un combat de chant sans merci jusqu'à la mort.
Görüyorum ki, bu odada son defa bir şarkı seçtiğimde, sen hastanedeydin.
Tu vois, la dernière fois que je t'ai dédié une chanson dans cette pièce, tu étais à l'hôpital.
Babam ilk defa bir talebe kabul ediyor, biliyor musunuz?
Sachez que père n'a jamais pris d'élève.
Bay Blake, biliyorum belediye binası daima harika bir günah keçisidir ama bu defa biz bir şey yapmadık.
Monsieur Blake, je sais que les élus de la mairie sont des boucs émissaires parfaits, mais pour une fois, nous n'avons rien fait!
Bu bazı insanların ilk defa birini öldürdükleri zaman kullandıkları bir ifadedir.
C'est l'expression consacrée... quand un homme en assassine un autre pour la première fois.
defalarca 39
defans 37
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
defans 37
bir dakika 5689
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dilek tut 57
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir dakika bekle 619
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir daha olmasın 24
bir de bana sor 80
bir daha olmaz 55
bir dakika bekler misiniz 17
bir dolar 65
bir dakika sürmez 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika daha 36
bir dakika önce 23
bir daha olmasın 24
bir de bana sor 80
bir daha olmaz 55