Bir hayalet traduction Français
2,345 traduction parallèle
Seni nişanlının öldürdüğünü öğrendin, Her şeyi düşüren bir hayalet oldun.
Tu découvres que ton fiancé t'a tuée, tu deviens un... - un fantôme casse-vaisselle.
Bir hayalet mi?
Un fantôme?
Droll bir hayalet değil.
Droll n'est pas un fantôme.
O zaman bir hayalet olmalı.
Mais c'est un fantôme!
Eee. Bir kurt adam, bir hayalet ve bir vampir insanlar gibi yaşamaya karar verir.
Alors, un loup-garou, un fantôme et un vampire décident de vivre comme des humains.
'Sevgililerimiz bir hayalet gibi içerdedirler... 'Koridorlarda dolaşıp, odaları terk edercesine.
Nos amours... s'attardent en nous, comme des fantômes... hantant couloirs et pièces vides.
Billy ve Danny tüm pencerelerin perdelerini düzenledikleri zaman evde bir hayalet olduğunu sanmanı sağlamışlardı hatırladın mı?
J'aime beaucoup. C'est ingénieux.
Bir hayalet hikayesiyle başlayalım.
On commencera avec une histoire de fantômes.
Üvey babamın ahırında bir hayalet gördüm.
Vers 20 h hier soir.
Senin gördüğün şey gerçekti ama ben bir hayalet görmedim öyle mi? Fark var. Ben sen değilim.
Il fait un trou dans cette vitre, ouvre de l'intérieur, elle se réveille, ils se battent.
Anlayamadığım tek şey, neden bir hayalet altın madeni kazsın?
Ce que je ne comprends pas, c'est pourquoi un fantôme ferait ça.
Onu göremiyormuş gibi yap. Kendini bir hayalet sanıyor.
Jouez le jeu, elle se prend pour un fantôme.
Burada bir hayalet mi var?
Y a-t-il un fantôme ici?
Burada korkunç bir hayalet mi var?
Y a-t-il un fantôme ici?
Senin bir hayalet olduğuna inanınca dediğin herşeyi dinleyecek.
Il croira vraiment que vous êtes un fantôme, alors il écoutera tout ce que vous direz.
Sanchez denen adam! O bir hayalet.
Ce Sanchez, c'est une ombre.
Garip bir şekilde güçlenmiş meyve yiyen bir hayalet. Ama yine de hayaletti. Şimdi gidelim.
Une pile électrique fruitarienne, certes, mais un fantôme quand même.
Bu demek oluyor ki o bir hayalet değil.
- Alors, c'est pas un... - Fantôme. Non.
Yapma, burada cidden bir hayalet olduğunu düşünmüyorsundur.
Tu penses que cette maison est hantée?
Takip etmen gereken bir hayalet yok muydu senin?
Vous n'avez pas un fantôme à chasser?
150 yaşındaki bir hayalet ona dadanmadı değil mi?
C'est pas elle qui est hantée par un fantôme de 150 ans.
Fark ettim ki, bugün burada yüzden fazla koruma görevlisi vardı. fakat bu gece tamamen bir hayalet kente dönüştü.
Il y avait plein de gars de la sécurité aujourd'hui mais ce soir on revient et c'est le désert complet
- Bir hayalet.
Un fantôme.
Çünkü bu bir nevi "hayalet intiharı" olmalı, biliyor musun?
Ce serait une sorte de suicide, façon fantôme.
Hayalet hikayelerini herkes gibi bende seviyorum ama bu olayın uzaylı yaratığın dirilmesinden daha iyi bir açıklaması vardır.
J'aime les histoires de fantômes, comme tout le monde. Mais il doit y avoir une explication plus logique que la résurrection d'un monstre extraterrestre.
Hayalet Bölge'ye bir geçit açacak.
Il ouvre un portail donnant accès à la Zone Fantôme.
- Orijinal bir ses, değil mi? - Sanki birisi hayalet boğazlıyormuş gibi.
- On dirait qu'on râpe un fantôme.
Echo'nun fiziksel gelişimini anlamak için Hayalet'in dosyalarına bir göz atacağım.
Je vais consulter les dossiers du Fantôme et étudier la progression physique d'Echo.
Benim için değil. Bir keresinde hayalet görmüştüm. Pekâlâ.
Les œuvres d'art sont par ici.
Ve orada bir başka hayalet olup alırsa aklınızı başınızdan? Bakınca yukarıdan derinlere, Uğultusunu duyunca denizin?
et là, prendre quelque autre forme horrible pour détruire en vous la souveraineté de la raison et vous jeter en démence?
Hayalet Basanların bu bölümünde... Colorado'lu küçük bir çocuğa ünlülerin hayaletleri musallat oldu.
Dans cet épisode de Chasseurs de fantômes, un petit garçon du Colorado serait hanté par des célébrités.
Hayalet şehirde bir alış-veriş merkezi. 500 konteynır. Dışişleri bakanlığı için eğlence masrafları.
Un centre commercial, 500 conteneurs maritimes, des contacts avec un ministère...
Belki de bir hayalet.
C'est peut-être un fantôme.
Bir sürü hayalet var burada.
Il y a beaucoup de fantômes, ici.
Hayalet diye bir şey yoktur.
Les fantômes n'existent pas.
Hiçbir şey yok. O hayalet bir şehir.
Rien, c'est une ville fantôme.
Hayır, değil. Çünkü hayalet diye bir şey yoktur.
Non, car les fantômes n'existent pas.
Bir hayalet.
C'est un fantôme.
Bir keresinde onu New York'a Operadaki Hayalet'i izlemeye götürdüm.
Je l'ai emmenée voir le "Fantôme de l'Opéra" à New York.
"Kapıları kilitle, hayalet gelmez böylece." Çoculça bir şey işte.
"Ferme tes portes à clé pour que le fantôme n'entre pas." Des trucs de gosses.
Onun şerefine bir kase kiraz ve biraz hayalet yemeği yiyeceğim.
Je mangerai un bol de cerises et de la viande de fantôme pour lui.
Buralarda biryerde o hayalet DNA'ya ait bir bağlantı olmalı.
Quelque chose doit les connecter à cet ADN fantôme.
Bu hayalet hakkında bir kaç aydır yazı yazıyorum.
J'y écris sur le Fantôme depuis quelques mois.
Hayır Bayan. Burada hayalet diye bir şey yoktur.
- Non, il n'y a pas de fantôme, ici.
Burada hayalet diye bir şey yoktur.
Il n'y a pas de fantôme, ici.
Strasbourg hayalet bir şehir hâline gelmişti.
- La ligne Siegfried, construite par Hitler.. ... en face de la ligne Maginot.
Bir de hayalet çocukların gözleri.
Et les yeux des enfants-fantômes.
İlk İpek Hayalet, şişko ve yaşlı bir fahişe artık. Kaliforniya'nın bir huzur evinde ölümünü bekliyor.
Le premier Spectre Soyeux est une vieille pute bouffie, en train de crever dans un mouroir en Californie.
Bir yılan hayalet tarafından.. ... bağırsaklarınız düğümlenmiş gibi hissedeceksiniz.
Vous aurez l'impression que vos intestins se feront percer par un serpent fantôme.
Belki de uykumda gezerken hayalet gibi bir şey gördüm galiba.
Une fois, peut-être lors d'un épisode de somnambulisme. Un genre de fantôme qui a disparu en allumant.
İçi boş, yalnız, hayalet gibi bir adamım.
Je suis vide, je suis seul. Je ne suis qu'un fantôme, en fait.
hayalet 78
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84