English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bir şeyler ye

Bir şeyler ye traduction Français

431 traduction parallèle
Al... Uzatma artık da bir şeyler ye.
Allez, arrêtez ça et mangez un peu.
- Bir şeyler ye aptal.
- Mange, idiot.
Gel, dostum. Gel de bir şeyler ye.
Viens prendre un morceau.
Bu arada Stiles ile eşyaları arabayı yükleyin, ve sen de bir şeyler ye.
En attendant, aide Stiles à charger la voiture et mange un peu.
- Gidip bir şeyler ye. Ben yerine bakarım
- Va manger un morceau, je prends le relais.
Hadi. Bir şeyler ye. Kendini daha iyi hissedersin.
Mangez, vous vous sentirez mieux.
Al ve bir şeyler ye.
Prends-le, tu t'achèteras à manger.
Ben, bir şeyler ye ve biraz uyu.
Allez manger et vous reposer un peu.
Haydi, gir içeri ve bir şeyler ye.
Entrez manger quelque chose.
Teşekkür ederim. Git ve bir şeyler ye.
Mangez quelque chose...
Bir şeyler ye Mike.
Mange, Mike. C'est délicieux.
Bir şeyler ye.
Tenez. Mangez.
Fefe, annenin hatırı için bir şeyler ye.
Fefé, fais-moi plaisir, mange quelque chose.
Bir şeyler ye.
Remettez-vous.
Gel ve bir şeyler ye.
Viens manger!
Bir şeyler ye.
Vous ne mangez rien.
Şimdi bir şeyler ye, hadi.
D'abord, mangeons un morceau.
Sana oradayken bir şeyler ye demiştim.
Je vous ai dit de manger, tout à l'heure.
Bir şeyler ye! bendensin!
Commande à manger, j'ai de l'argent.
Git de bir şeyler ye. Dinlen. Bir ay sonra bu meşhur Hollywood'lu istediğini verecek.
Il faut que tu manges, que tu te reposes, et dans un mois, ce type d'Hollywood te donnera le rôle.
- Öyle diyelim. Bir şeyler ye!
- Que ce soit la femme de ménage.
Bir şeyler ye.
Mangez quelque chose.
Sen bir şeyler ye.
mange quelque chose.
Otur canım, bir şeyler ye.
Assieds-toi et mange. C-Caligula.
Gel bakalım ihtiyar! Bir şeyler ye.
Allez, mon vieux... il faut manger.
Bir şeyler ye ve bir şeyler yapmaya çalış.
Déjeune et réfléchis à tout ça.
Biraz uyu. Bir şeyler ye.
Dors, mange quelque chose.
- Bir şeyler ye Karen.
- Mange un peu.
Aşağı in bir şeyler ye. Ve sessiz ol!
Descends manger... quelque chose.
Audrey, lütfen bir şeyler ye.
Audrey, mange un peu.
Bir şeyler ye tatlım.
Mange un peu, mon coeur.
Gel, bir şeyler ye.
Viens manger quelque chose.
Bir şeyler ye!
Qu'est ce que tu fais?
Haydi, bir şeyler ye.
Viens te servir.
Keşke Minnie'ye şu uykusuzluğuna bir çözüm bulması için bir şeyler söyleseniz.
Dites à Mignonette de soigner son insomnie. Je me suis retournée toute la nuit.
Çok şaşırdım doğrusu. Senin için Leydi'ye onunla konuşacak bir şeyler bulmasını söyledim.
Faites que ces dames se plaisent, qu'elles aient de quoi papoter.
Bakın, bu adam hakkında kim bir şeyler biliyorsa saat 07.00'ye kadar yan taraftaki Frank'in yerinde olacağım.
- Pas de quoi. Si l'un de vous veut me voir, je serai au bar de Frank jusqu'à 7 h.
Stone... Duncan, Lucy'ye bir şeyler söylediği için Stone korktu.
Stone avait peur que Duncan lui ait parlé.
- Evet, biliyorum. Toby'ye cidden bir şeyler yapmaya kalkışır mı sizce?
Croyez-vous qu'il s'attaquera à Toby?
Telaş yoktu : Çünkü gidilecek yer, satın alınacak bir şeyler yoktu... alışveriş için para da yoktu... aslında Maycomb County'ye hiçbir şeyden korkmaması gerektiği... korkacağı tek şeyin kendisi olduğu çoktan söylenmişti.
Nul n'était pressé car il n'y avait nulle part où aller... et pas d'argent avec lequel acheter... bien qu'il eût paru depuis peu que le comté de Maycomb... ne devait avoir peur de rien sinon de la peur elle-même.
Bir şeyler ye.
- Mange un peu.
- Bir şeyler ye.
- Mangez quelque chose.
Git Yancy'ye yiyecek bir şeyler getir.
Va apporter â manger â Yancy.
İyi, bir şeyler ye öyleyse.
Sers-toi.
Annen ve Sonny için bir şeyler aldım. Freddy'ye bir kravat ve Tom Hagen'a da bir Reynolds kalem.
Un cadeau pour ta mère, et Sonny, une cravate pour Freddy, et Tom a le stylo.
Lütfen, bir şeyler ye.
Mange, rien qu'un peu.
Bak Jackie, Merle bir şey yokmuş gibi davrandığını söylüyor ama bir şeyler var ve Debbie'ye yardım edilebilir.
D'après Merle, tu fais toujours comme si tout allait bien. Mais ça ne va pas. Debbie peut se faire aider.
Trude'ye sahip olduğunda sana bir şeyler getirir. Saat getirir.
Ecoute, si Trude passe te voir, elle pourrait t'apporter... une montre...
Ama sonra André'ye bir şeyler oldu. Tiyatroyu bıraktı. Ortalıklardan kayboldu.
Et puis, quelque chose s'est passé et André abandonna le théâtre et disparut!
Johnny'ye bir şeyler öğretmek için.
Et faire travailler Johnny.
Moriarty'ye takip edecek bir şeyler vermeliyiz.
Il faut une piste à suivre pour Moriarty.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]