Canım istemiyor traduction Français
387 traduction parallèle
Canım istemiyor.
Je n'en ai pas envie.
- Canım istemiyor.
- Je n'ai pas envie.
- Hayır, canım istemiyor.
- Non merci.
- Sadece ikimiz ve bir şişe şarap. - Canım istemiyor.
Tu ne peux pas faire deux spectacles à la fois.
- Canım istemiyor tatlım.
Je n'en veux pas, chérie.
- Canım istemiyor. Bob'u al.
Ça ne me dit rien.
Canım istemiyor.
Je n'ai pas envie.
Üzgünüm, canım istemiyor.
Pardon, mais j'en ai pas envie. - Que dira-t-on?
Hiç canım istemiyor.
Je ne m'en ressens pas.
Canım istemiyor Johnny.
J'ai pas envie.
Benim de canım istemiyor.
Moi, c'est pareil. Ça ne me dit rien.
Canım istemiyor, aç değilim zaten.
Je ne veux pas, je n'ai plus faim.
Hatırladığım kadarıyla ilk kez canım istemiyor.
Je n'ai même pas envie d'un verre.
Benim canım istemiyor.
Moi, j'ai pas envie.
Sanırım canım istemiyor.
- Je suppose que ce n'était pas justifié.
- Canım istemiyor.
- Je n'en veux pas.
- Canım istemiyor.
Pas maintenant.
Canım istemiyor.
C'est que... je n'ai pas envie.
- Canım istemiyor.
Ça ne me dit rien.
- Canım istemiyor ne demek? Yeni bir hatun varmış. Çok iyiymiş.
Puisque je te dis qu'il y a une nouvelle fille.
- Benim canım istemiyor.
J'ai pas envie. OK.
- Benim canım istemiyor. İyi hissetmiyorum. Oraya gitmek zorunda mıyım?
J'ai aucune envie d'aller là-bas.
- Canım istemiyor.
J'ai pas envie!
Canım buna katılmak istemiyor.
Nous sommes sûrs qu'il est malfaisant!
Söyledim sana, canım içmek istemiyor.
Juste un. J'en prends un avec toi.
Canım istemiyor.
Ça ne me dit rien.
Kurşun gibi bir uyku çöküyor üstüme. Oysa hiç uyumak istemiyor canım.
Le sommeil pèse sur moi comme du plomb, mais je ne veux pas dormir.
- Canım bir şey istemiyor.
- J'ai besoin de rien.
- Güzel olmuş. - Canım hiç istemiyor.
Mais c'est bon.
Canım hiç istemiyor.
Goûte! Je n'en veux pas.
Canım film izlemek istemiyor.
Je crois pas avoir envie de cinéma ce soir.
- Anne, canım gitmek istemiyor.
- Je ne veux voir personne.
Canım istemiyor...
Ca ne me dit rien.
- Canım hiç istemiyor.
- Je n'ai pas envie de dîner.
Eğlence istemiyor canım.
Aucune envie.
Sebep benim keyfim. Gelmek istemiyor canım.
La raison, c'est que je ne veux pas.
Canım hiçbir şey istemiyor ve çok çirkinim.
Je me sens épuisée et...
- Henüz canım dans etmek istemiyor.
- Je n'ai pas encore envie de danser.
Canım bir şey istemiyor.
Je ne veux rien.
- Canım dans etmek istemiyor. - Haydi!
- J'ai pas envie de danser.
Canım dışarı çıkmak istemiyor bu aralar.
Je ne sors pas actuellement, pas envie.
Canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
Laissez-moi donc tranquille.
- Canım şu anda sevişmek istemiyor.
Je n'ai pas du tout envie.
Canım markete gitmek istemiyor.
- J'ai pas envie de descendre acheter des trucs et de remonter.
- Canım istemiyor.
Bien sûr que si.
- Canım istemiyor.
- Non. Nanny me l'a dit.
- Canım şarkı söylemek istemiyor.
- Je n'ai pas envie de chanter.
Ama görüyorsun şu anda canım hiç çalışmak istemiyor.
C'est que je n'ai pas envie de travailler.
- Canım bir şey yemek istemiyor.
- Je ne peut rien avaler pour l'instant.
Miriam benim kimseyle ciddi bir birlikteliğim olmasını istemiyor, canım.
Chérie, c'est juste que Miriam veut rigoler un peu.
Zaten canım seni vurmak istemiyor şu anda, ortak.
Eh bien, je n'avais pas trop envie de tirer ce matin, cher associé.
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
canım 2922
canim 19
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
canım 2922
canim 19