Cesaret mi traduction Français
304 traduction parallèle
Cesaret mi?
Courageuse! Allons donc!
Sert rüzgarda ihtiyar bir kadın gibi ağır çekim kalkıyorsun sonra da gerçek bir uçak hakkında konuşmaya cesaret mi ediyorsun?
II décolle comme une grand-mère et il a l'audace de se moquer d'un vrai avion.
Cesaret mi?
Le courage?
Cesaret mi?
- Courageux?
Fort Smith'de buna cesaret mi diyorlar?
Ils appellent ça du cran à Fort Smith?
Cesaret mi?
Courage?
Kahramanlık mı, cesaret mi?
L'héroïsme, la bravoure?
Cesaret mi?
Si on a du cran...
Bu cesaret midir, çaresizlik mi?
Alors sincèrement, pensez-vous que c'est de la bravoure ou du désespoir?
Reddetmeye cesaret mi ediyorsun?
Tu oses refuser!
Hiç biriniz azcık cesaret gösterecek kadar viski de mi içmediniz?
Il n'y a personne qui ait un peu de courage?
Değil mi? Anneme göstermeye cesaret edemedim.
N'est-ce pas?
Öldürme ~ cesaret isteyen bir iş, değil mi?
Ah, ça, et bien, cela montre un certain courage,
Cesaret kırıcı, değil mi?
Décourageant, non?
Ama içmeye nadiren cesaret ederdi, değil mi?
Il adorait ce vin mais en buvait peu.
İşte bu yüzden onun, çalmaktan ziyade çalınmış olması daha cesaret kırıcı olduğundan hatırlamaya değer, değil mi?
C'est pourquoi il est plus déprimant d'être le voleur que le volé.
Mahkeme olmadan beni öldürmeye cesaret edebilirler mi?
Vont-ils me tuer sans procès?
- Cesaret kırıcı, değil mi?
- C'est désespérant.
Ümit etmeye cesaret edeyim mi?
Puis-je l'espérer?
Cesaret seremonisi mi?
La Cérémonie du Courage?
Polise haber vermedi, değil mi? Bunu yapmaya cesaret edemez.
Il n'a pas informé la Police?
- Bu şişenin çare olmadığını biliyorum. Viskinin, sana cesaret vereceğini mi sanıyorsun?
- Le courage se trouve pas en bouteille.
Bir Moğol, Kumlek'in kızına saldırmaya cesaret edebilir mi?
Un Mongol oserait-il toucher la fille de Kumlek?
Buraya yalnızca bunu bana söylemek için mi cesaret edip döndün?
Tu oses revenir ici simplement pour me dire ceci?
Yarım milyon Sestertius sana cesaret verir mi?
Est-ce qu'un demi-million de sesterces te rendrait brave?
Bakalım sizin gibi bir adamı yargılamaya cesaret edebilecekler mi?
Nous verrons bien s'ils ont le courage de juger un homme de votre stature.
Ne mi oldu? Bana bunu sormaya cesaret ediyorsun!
Tu oses me le demander!
Yarım saattir yardım istemeye cesaret edemeden içeride mi bekledin?
Qu'est-ce que tu fous? T'as pas osé appeler?
Medeni cesaret mi?
Du courage artificiel?
Udono, Şogun'un İmparator'un düşmanı olduğunu ifşa etmeye cesaret edebilecek mi?
Il y aurait une crise ouverte entre les deux pouvoirs.
- Biraz cesaret kırıcı, değil mi?
Décevant, non?
- Cesaret kırıcı, değil mi?
- Ca fait peur, hein?
Yüzüme karşı söylemeye cesaret edemediniz mi?
Vous n'avez pas eu les tripes de me le dire en face, n'est-ce pas?
Nasıl cesaret, efendim! Böyle taktiklere tenezzül etmemi mi öneriyorsun?
Suggérez-vous que je m'abaisserais à faire pareille chose?
Talih, gösterdiği cesaret ve azmi ödüllendirecek mi?
La chance va-t-elle récompenser son courage et son énergie?
- Cheyenne mi, demek istediğin - hayır iyi cesaret doğrusu, buraya gelerek kendini öldürttmek.
Non! Ils viennent tuer de vrais indiens et bâtir des forts sur leurs terres.
- Cesaret edemez ki, değil mi?
Il n'oserait pas, hein?
Şansımı denemeye cesaret etsem, # biri # # yardım eder mi?
Si je prenais ce risque Est-ce que quelqu'un Me montrerait le chemin
Bende onu öldürdüm. Ne? Hsiang'i öldürmeye mi cesaret etti?
Serait-ce l'antique épée Cangshan qui avait disparu?
Meksika sınırını geçmeye cesaret etmezsin, öyle değil mi?
Mais vous n'oseriez pas franchir la frontière mexicaine?
Arkadaşlarının da başından benzer şeyler geçmiş mi bilmek istiyorsun. Ama birbirimize sormaya cesaret edemiyoruz. Hayır.
Supposons qu'on ait un drame dans sa vie, on voudrait savoir si un ami a vécu un drame similaire, mais on n'ose pas demander.
Değil mi? Buna cesaret edemezsin!
Tu voudrais que je ressorte le fichier de Flynn pour le publier au Times?
Patron, avluyu bugün temizlesek mi? Hiçkimse oraya gitmeye cesaret edemiyor.
Est ce que nous devons nettoyer la cour?
Küçük kiz yüzünden, ilk günden onu eve götürmeye cesaret edemezdim anladin mi?
Chez moi, c'était impossible.
Seni dövmeye cesaret edemeyeceğimi mi sanıyorsun?
Tu penses que je n'oserais pas te toucher?
Bayanlar ve baylar milli programda ortaya çıkıp insan zaaflarını itiraf etmek müthiş bir cesaret istiyor değil mi?
Mesdames et messieurs, ne faut-il pas une dose extraordinaire de courage... pour venir ici à la télévision nationale... avouer ses faiblesses?
Bu cesaret sizin için yeterli mi?
Assez courageux pour vous?
Ben mi cesaret edemezmişim?
Pissou! Moi, pas capable?
Cesaret ister Bay Resnick ve sizde fazlasıyla var. Öyle değil mi?
Et c'est pas ce qui vous manque!
Biraz daha cesaret vermeye mi geldin?
Tu es venu m'encourager?
Yoksa cesaret ve cesur hareketlerin tarihin akışını değiştirebileceğini mi düşünüyorsun?
Ou croyez-vous qu'un acte audacieux peut changer le cours de l'histoire?