Daha iyi traduction Français
75,223 traduction parallèle
Daha iyi olduğu zamanlar olmuştu.
Ça pourrait aller mieux.
Daha iyi bir anlaşma.
Un meilleur contrat.
Bay Croome buna benden daha iyi cevap verebilir.
Croome peut répondre à cela mieux que moi.
Ve her ikimiz için de daha iyi bir geleceğin teminatı.
Et un acompte en vue d'un avenir meilleur pour nous deux.
O korkunç grevleri hatırlayanlar babanın başına gelen trajediyi daha iyi anlayacaklardır.
Ceux qui se rappellent ces manifestations comprendront la tragédie qui est arrivée à votre père.
Aynı kurallar geçerli, bulduğundan daha iyi bırak.
On les laisse dans un meilleur état qu'on les a trouvés.
Ben onun sayesinde çok daha iyi ve cesur bir adamım.
Je suis devenu meilleur et plus courageux grâce à lui.
Daha iyi mi?
C'est mieux?
"Daha iyi bir ulus için çiftleş."
"La copulation pour une meilleure nation."
Bu ülkeyi daha iyi bir hâlâ getirmek için tek umudumuz bizleriz.
Le seul espoir qu'on a d'améliorer ce pays, c'est en le faisant nous-mêmes.
Dünya onlarsız daha iyi bir yer.
Le monde tourne mieux sans eux.
Onunki gibi zihinleri kullanmanın daha iyi yolları var.
Son cerveau pourrait être utilisé à meilleur escient.
Hayatımın aşkı bile daha iyi seçenekler var diyor.
Même l'homme de ma vie pense qu'ils valent mieux que moi.
Telsizden söylemesem daha iyi ama yerde altı mahkum var.
Pas au talkie, mais j'ai six détenues au sol.
Ders ve daha iyi iş verilmesini ve belki biraz olsun saygı görmeyi.
Qu'on ait des cours, des boulots meilleurs et un minimum de dignité.
Çok daha iyi.
Ah, beaucoup mieux.
Bazılarını almak için yalnız gitmem daha iyi olabilir.
Il vaudrait mieux pour moi que j'y aille seule.
Daha iyi hissedeceksin.
Tu te sentiras mieux.
Baksana, rengi daha iyi.
Regarde. Elle a repris des couleurs.
Daha iyi olamazdı.
C'était très bien.
Daha iyi olmasına sevindim. İletirim.
- Ravie qu'elle aille mieux.
Seni rahat bırakması için ölü olduğunu düşünmesi daha iyi olmaz mıydı?
En le laissant te croire mort, il t'aurait fichu la paix.
Çok daha iyi çalışıyor.
Il fonctionne bien mieux.
En stresli ve zahmetli günümdü ama... umarım daha iyi hissediyorsundur.
Ça a été stressant et inopportun, mais.. J'espère que vous irez mieux.
- Daha iyi teşekkürler.
- Bien mieux, merci.
Böylesi daha iyi.
J'adorerais ça.
Bugün daha iyi hissettim.
Je me suis senti mieux aujourd'hui.
Oraya senden daha iyi uyum sağlarım gülüm.
Je passerai mieux, là-bas que toi, face de craie.
Daha iyi misin?
Tu te sens mieux?
Bence baş başa olmamız daha iyi. Tıpkı o hafta sonu kaçamağındaki gibi.
On est mieux tous les deux, comme pendant ce fameux week-end.
Hope onlarsız daha iyi olabilir diye durup bir düşündün mü hiç?
Tu n'as jamais pensé qu'Hope pourrait être mieux sans eux?
Pekala bak, senin burada olman şehirdeki herkes için daha iyi olacak.
Ce sera mieux pour tout le monde dans cette ville si tu es ici pour ce qu'il va se passer.
Benim daha iyi bir fikrim var.
J'ai une meilleure idée.
Zayıf olmanın daha iyi olduğunu söylemiyorlar mı?
C'est pas plus sain d'être mince?
- Daha iyi bir sebebi mi var?
- Une meilleure raison?
Doktor Beck'in birkaç gün içinde sizin için özel bir gezi ayarladığını bilmek kendini daha iyi hissettirebilir.
Si ça peut te remonter le moral, le Dr Beck a prévu une sortie pour tout le monde dans quelques jours.
- Hayır, yapmasam daha iyi.
- Je ne préfère pas.
Vitamin alımları yukarı çıkıyor. Beslenmenin tümü belirgin şekilde daha iyi bir hâle geliyor.
Leur nutrition générale devient largement meilleure.
Sorun, et ağırlıklı diyetle de ihtiyaç olan besinleri almıyorsunuz ve bitki temelli bir diyetle daha iyi beslenme elde edersiniz.
Le fait est, la nutrition qu'il vous faut, vous ne l'aurez pas par la viande et vous aurez une nutrition largement meilleure sous régime végétalien.
Et ve yumurtaları dozunda yiyerek, kalp rahatsızlığını iyileştirdiğinizi ve daha iyi olduğunuzu gösteren bir çalışma yok.
Il n'y a pas vraiment d'étude montrant qu'en mangeant œufs et viande modérément, vous pouvez renverser une maladie cardiaque et retrouver la santé.
Sizi bir atlet olarak güçlendirebilir. Bana göre, daha önce olduğumdan yüzde yüz daha iyi bir atletim.
Ça peut vous améliorer en tant qu'athlète, je suis devenu 100 pour cent meilleur que je ne l'étais, ça a ouvert un tout nouveau chapitre de mon entraînement.
bu yaşam tarzını benimseyerek. Daha iyi hissediyorum, bir atlet olarak daha iyi bir performans sergiliyorum. Daha iyi uyuyorum, çocuklarımla beraberken daha enerjiğim.
Je me sens mieux, je suis un athlète plus performant, je dors mieux, mon énergie avec mes enfants est meilleure, je me concentre mieux au travail.
İşime daha iyi odaklanıyorum. Her şey daha iyi. Cildim düzeldi.
Tout est mieux, ma peau est saine, je suis svelte depuis 9 ans que je fais ça.
Bunu yaparak vücudumu dokuz yıl korudum. Size söyleyebileceğim tek şey, kendimi iyi hissetmeye devam ettiğim ve çok daha iyi hissettiğimdir.
Tout ce que je peux vous dire c'est que je me suis senti et je me sens mieux que jamais.
Bize bu fırtınada yol gösterecek daha iyi birini düşünemiyorum.
Personne n'est mieux placé pour nous guider dans cette tempête.
Daha iyi bir ajan istemezdim.
Je ne pourrais pas rêver d'un meilleur agent.
En iyi arkadaş olmak dostum, onu işinden daha çok önemsemektir, tamam mı?
Mais tes meilleurs amis sont plus importants qu'un boulot.
- Böylesi daha iyi.
- C'est mieux.
Bunu hızlı yapsan iyi olur, çünkü daha büyük sorunların var.
Mieux vaut le faire au plus vite, car tu as de plus gros soucis.
Daha doğrusu, iyi bir plan değil.
Enfin, pas un super plan.
Tavuk eti daha mı iyi?
Le poulet, c'est mieux?
daha iyi olur 49
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi ya 37