Daha iyi değil mi traduction Français
1,133 traduction parallèle
İkimiz baksak, daha iyi değil mi?
On devrait pas rester ensemble?
Harita olduğu yerde kalsa daha iyi değil mi?
Ne vaudrait-il pas mieux la laisser ou elle est en sûreté?
Beklesek daha iyi değil mi?
Ça ne peut pas attendre?
Bu hapisten daha iyi değil mi?
Ça n'est pas mieux que Mick, pas vrai?
Lütfen David, kaybolmamız daha iyi değil mi? Haydi gidelim!
David, ce sont des documents federaux.
Bir aynadan daha iyi değil mi?
Ce n'est pas mieux qu'un miroir?
- Böylesi daha iyi değil mi?
C'est mieux comme ça.
- Böyle daha iyi değil mi?
- N'est-ce pas mieux ainsi?
- Her şey şimdi daha iyi değil mi?
– Ça va mieux maintenant?
- Yapma Shauna, beklemektense şimdi bilmen daha iyi değil mi?
Il vaut mieux que tu le saches maintenant que plus tard.
Daha iyi değil mi?
C'est mieux?
Ve bu daha iyi değil mi? Ya da Billy Botsky'nin kızı da mı bir tele kız yoksa?
Et là, c'est mieux... ou est-ce aussi une call-girl?
Ama iyi bir baba olarak, sence de, Lal'in değerlendirme usulleri üzerinde... eğitim görmüş kişilerle olması daha iyi değil mi?
Mais en tant que père, ne pensez-vous qu'il serait mieux que Lal soit entourée de personnes entraînées aux tests d'évaluation?
Kendini o odada asmak daha iyi değil mi?
Ne vaudrait-il pas mieux aller se pendre là-haut?
Böyle daha iyi değil mi?
C'est pas mieux comme ça?
Roma trenine binsen daha iyi değil mi?
Hé, tu ferais mieux de prendre le train pour Rome.
He, bu daha iyi değil mi?
Hey, c'est cool non?
Bazıları daha iyi değil mi, ne düşünüyorsun?
Bonne peinture. A votre avis?
Tanıdığın birini seçsen daha iyi değil mi? Kim olduğunu, ne yaptığını falan da bilirsin o zaman.
Autant choisir quelqu'un qu'on connaît, pour pouvoir faire, être ou avoir ce qu'il a fait, été ou eu.
Memlekette olmaktan daha iyi, değil mi?
C'est mieux qu'à la maison, hein?
Ona anlatmamak daha iyi olur. Değil mi?
Je crois qu'il vaut mieux ne rien lui dire.
- Şimdi daha iyi, değil mi?
- Ça va mieux maintenant?
Çalışmaktan daha iyi, öyle değil mi, arkadaş?
C'est mieux que de travailler, non?
Bilimle aramın daha iyi olmasını istersin, değil mi?
Tu veux que je m'améliore?
Kendini daha iyi hissediyorsun değil mi?
On se sent un peu mieux?
Daha iyi değil mi?
Ca va mieux?
Ama o daha iyi yapıyor, değil mi?
Mais elle s'y prend mieux.
Mesele bu, değil mi? O daha iyi yapıyor.
C'est ce que tu lui reproches.
Daha iyi yapıyor, değil mi?
Il fait des progrès, non?
Uçakta filmden daha iyi, değil mi?
Mieux que le film de l'avion, non?
Böyle daha iyi, değil mi?
C'est mieux, hein?
Daha iyi hissediyorsun değil mi?
Vous vous sentez mieux?
Daha iyi hissediyorsun, değil mi?
Vous vous sentez mieux?
Tecrübeden daha iyi eğitim yoktur, değil mi, Pin?
La meilleure des écoles, c'est la vie.
Sence, 7,500 daha iyi bir teklif değil mi? Yok, sağol.
Alors, ne crois-tu pas que 7500 $ serait une offre plus chrétienne? - Non, merci. Je reste à la bière.
Giysi üstünde ve sen benden daha iyi yüzücüsün değil mi?
Tu as le scaphandre et tu nages mieux que moi, OK?
Beni hastanede görmekten daha iyi, değil mi?
C'est mieux que les visites à l'hôpital, hein?
Kimin umurunda, bir tane daha dikin! ... " İyi olmuş değil mi?
Bâtissons-en une autre. " Pas mal comme résultat, hein?
- Daha iyi hissediyorsun, değil mi?
Tu te sens mieux?
Bu daha iyi, değil mi? - Evet, tamam.
- C'est mieux?
Siz daha iyi biliyorsunuz, değil mi?
Mais vous êtes plus intelligent que ça, n'est-ce pas?
- Bugün moraliniz iyi. - Evet hisselerim, 9.5 puan daha yükseldi. Harika, değil mi?
Il voulait lui faire porter la responsabilité de sa disparition.
Bu daha iyi, değil mi?
Vous sentez-vous mieux, Reg?
Her soruya yanıt bulamamış olabilir ama daha iyi biliyor. Değil mi?
N'a peut-ìtre pas toutes les réponses, mais a une meilleure idée, non?
Bu daha iyi bir plan! Değil mi?
C'est beaucoup mieux, pas vrai?
- Böylesi daha iyi, değil mi? - Kesinlikle.
- C'est mieux comme ça, n'est-ce pas?
Benimle olman çok daha iyi, biliyorsun değil mi?
Si sais que tu ferais mieux de rentrer avec moi.
Eğer işler hep böyle olsaydı... eğer silahlarını alıp bunları bıraksalardı, daha iyi yaşardık, değil mi?
Si les choses se passaient toujours ainsi, Si nous lâchions nos armes pour ça, on vivrait mieux, non?
Ne harika değil mi? Daha iyi bir fikri olan var mı?
Quelqu'un a une meilleure idée?
Onu daha iyi tanımak için sabırsızlanıyorsun değil mi?
Tu crèves d'en savoir plus sur elle, non?
Hepimizin daha iyi insanlar olması güzel değil mi?
On en sort tous grandis. Génial, non?
daha iyi olur 49
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68
daha iyi 561
daha iyiyim 141
daha iyisini yapabilirsin 39
daha iyi olacak 29
daha iyi misin 168
daha iyisin 19
daha iyi misiniz 18
daha iyi olurdu 21
daha iyi mi 68