Daha mı traduction Français
127,959 traduction parallèle
Daha konuşkan olmam gerektiğini şimdi anlıyorum.
J'aurais dû être plus franc, je m'en rends compte.
Bir daha yapmayacağım.
Je ne le referai plus.
Başka birini daha kaybetmeden Framework'ten çıkmamız lazım.
Nous devons sortir du Cadre avant de perdre quelqu'un d'autre.
Birkaç kişi daha lazım olabilir.
J'aurai besoin de personnes en plus.
Daha dikkatli olmamız lazım.
On doit être plus prudentes.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım.
Je n'ai jamais fait une telle chose.
Unutmayın bizim sayımız onlardan daha fazla.
Souvenez-vous que nous sommes plus nombreux qu'eux.
Bilge bir adam bana bir keresinde bir insan daha büyük bir şeyin parçası olduğunu farkederse her şeyi yapabileceğini söylemişti.
Un sage m'a dit un jour qu'une personne peut tout réussir une fois qu'elle réalise qu'elle fait partie de quelque chose d'important.
Görev beklediğimden daha karmaşıktı.
La... la mission était un peu plus dure que ce à quoi je m'attendais.
Şu zengin budaladan biraz daha bahset.
Dis-m'en plus sur cet idiot de riche.
Sonra bir daha konuşalım, ha?
Et on en reparle, O.K.?
Ama sonra bir daha bir şey yaznadığınızı söyledi.
Mais il m'a dit que vous n'avez plus rien écrit ensuite.
Bu bir zayıflık mı bilemiyorum. Daha çok olan bir şey işte.
Je sais pas si c'est une faiblesse ou... un truc qui est arrivé.
Daha önce yaptım.
Je l'ai déjà fait.
Bunu daha hızlı yapamaz mıyız?
- La machine va plus vite?
Sana daha önce yaptığımı söylemiştim.
Je te l'ai dit, je l'ai déjà fait.
Daha önce de bunu yaptım.
Je l'ai déjà fait.
Odette biraz daha kilo alırsan seni kapının önüne koyacağını söyledi.
Odette m'a dit qu'elle te quittera, si tu grossis encore.
- Bu mümkün değil. Maaşım daha dün yattı.
Impossible, j'ai déposé un chèque hier.
The Handmaid's Tale'de daha önce... Sana ihtiyacımız var.
Précédemment...
Denedim ama daha odasına adımımı atar atmaz bağırmaya başladığından...
J'ai essayé mais il m'a méchamment rembarré dès que j'ai mis un pied dans son bureau, donc...
- Buraya benimle buluşmaya gelmedin. Buraya geldin çünkü başka krizin daha ortasındasın ve atlatmana yardım etmeme ihtiyacın var.
- Tu n'es pas venu pour sortir avec moi, mais parce que tu es au milieu d'une nouvelle crise et tu as besoin de moi
Bunu biliyorum ve her daim minnettar olacağım ama sana bu şekilde daha iyi olduğunu söylüyorum, çünkü -
Je sais, et je t'en serai toujours reconnaissant, mais c'est mieux comme ça, car...
Kendimizden ve yaptıklarımızdan daha korkutucu ne var ki?
Rien n'est plus effrayant que ce qu'on est. Ce qu'on a fait.
Kendine daha iyi bakman lazım.
Vous devez mieux prendre soin de vous.
O halde Nathan, başladığımdan beri burada haftada 7 gün çalıştım. Halletmem gereken birkaç özel... Daha fazlasını söylemene gerek yok.
Alors, Nathan, je travaille 7 jours par semaine depuis le début, et j'ai des choses personnelles a...
Nathan'a bu konudan bahsetmememin nedeni ona daha fazla yardım edebileceğim zamanın gelmesini bekliyor olmam.
Et je n'ai rien dit à Nathan car j'attends de pouvoir l'aider davantage.
Bunu daha sayısız kez izlemek zorunda kalacağımı da biliyordum.
Et j'ai compris que je devrai y assister encore et encore.
Şimdi bana itiraf etmezsen, bulur ve daha fena kullanırım.
Si vous ne vous mettez pas à table, je découvrirai ce que c'est, et appuyer où ça fait mal.
- Daha başlamadım bile.
- Oh non, loin de là.
Sanırım söylemeye çalıştığım şey aşırı tepki verdiğimin farkındayım. Ama yalvarırım Tara lütfen bana bir şans daha ver.
Je suppose que ce que j'essaie de dire est que j'ai perdu la raison, mais s'il te plait, si tu pouvais juste me donner une autre chance...
Özür dileyip bir daha yapmayacağına söz vereceğim.
Je m'excuserais et promettrais de ne plus jamais le refaire.
- Rica ederim. Seni daha fazla tutmayayım.
Je te laisse travailler.
Demeye çalıştığım Harvey adamın müvekkilini istiyorsa bunun başka bir yolu daha olmalı.
Ce que je veux dire, c'est que, si Harvey veut le client de cet homme, il doit y avoir un autre moyen de l'obtenir.
O zaman aklını başına al ve işlerini yoluna koy, çünkü daha önce senin için başımı derde soktum.
Alors arrêtez vos conneries et faites en sorte que cela fonctionne, ou non parce que j'ai déjà pris des risques pour toi une fois.
Daha iyi bir müvekkil için seninkini bıraktığım için kızgınsın.
Tu es énervée que je largue ton client pour un meilleur.
- Şuna bak, randevumuzu iptal etsek bile seni daha iyi tanıdığımı hissediyorum.
- Écoute, même si on annule, je sens déjà que je te connais mieux. Moi aussi.
Oysa bunun tersi oldu, bu yüzden artık yasal bir yetenek avcısı olarak önceki işimden % 10 daha fazla kazanıyorum, şimdi izin verirseniz birazdan bir müvekkilimle buluşacağım.
Ça n'a pas été le cas. Alors maintenant j'essaye d'être une chasseuse de têtes légitime, avec un salaire équivalent à 10 % de celui d'avant, donc, si vous voulez bien m'excuser, j'ai rendez-vous avec un vrai client dans quelques minutes. Mme.
Daha dikkatli olmalıyım.
Je vais être plus prudent.
Hayır hayır olmaz. Daha iyisini bulmama yardım et.
Aidez-moi à trouver mieux.
Umarım... Komutan Waterford, yenisine daha anlayışlı davranır.
J'espère seulement... que Waterford sera plus avisé, avec la suivante.
Bir battaniye daha koyalım.
Il lui faudrait une autre couverture.
Bacak kıllarım daha az çıkıyor.
Mes poils de jambes ne poussent plus partout.
Şu vitaminlerden daha var mı?
T'as encore des vitamines?
Bize göre, bu cehennemi biraz daha az cehenneme benzetmek için tek şansımız bu.
C'est notre unique chance de rendre ce trou merdique un petit peu moins merdique.
Değil mi? Ben daha coşkulu bekliyordum.
Je m'attendais à plus de feux d'artifice.
Bize daha iyi yemek, daha kaliteli üniforma lazım.
Meilleure nourriture. Meilleurs uniformes.
Soru, sence ben daha çok bir Goofus muyum yoksa Gallant mı?
Tu penses que je suis plus un Goofus, - ou plutôt un Gallant?
Daha önce hiç Kader Mızrağı'nı duymuş muydunuz?
Avez-vous entendu parler de la Lance du Destin?
Korkarım ki daha fazla bekleyemez.
Elle ne peut plus tenir longtemps.
- Uzak dur ondan! - Bir adım daha atma.
- Éloigne toi d'elle.
daha mı iyi 42
daha mı kötü 17
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
mira 52
mimi 88
daha mı kötü 17
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
mira 52
mimi 88