English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ D ] / Daha yukarı

Daha yukarı traduction Français

1,196 traduction parallèle
daha yukarıya.
Bien hautes.
- Kimse daha yukarısını görmeyecek.
Personne n'ira voir si haut.
Şu suratının haline bak! Az daha yukarı vursa, kafanı uçuracaktı.
La tête que tu fais... 5 cm plus haut, tu n'avais plus de tête.
- Ben daha yukarı çıkmayacağım.
- Je n'irai pas plus haut.
O halde daha yukarılara çıkalım.
Allez voir les supérieurs.
Daha yukarı, kolların gergin olsun.
Non, toi, tend le bras encore un peu, s'il te plaît.
Biraz daha yukarı. İşte oldu.
Un peu plus haut... voilà
sonra dizlerine uzandım... daha yukarı, daha yukarı... her yanı taş kesmiş gibiydi.
Alors, j'ai remonté ma main jusqu'à ses genoux... puis plus haut... et plus haut. Et tout était... froid comme de la pierre.
Daha yukarı.
Plus haut.
Şöhret ve servet kaygısı olmadan çalışmak Öyle bir seyahat ki aya şans eseri muzaffer. Kısacası parazit sarmaşık olmayı kendine layık görmeden hatta olmaksızın bir meşe ya da ıhlamur tırmanma daha yukarılara boy ver tek başına. Hak ettiğine bak.
Travailler sans souci de gloire et de fortune à tel voyage auquel on pense dans la lune triomphant, par hasard regarder le mérite.
Onu daha yukarıya sürükleyeceğim.
Il me fait signe de passer.
Evet! Daha yukarıya vur!
- Oui, dedans!
Daha yukarı!
Une autre!
- Daha yukarıya! Daha yukarı! - Lucio!
- Lucio, venez!
- Daha yukarıyı hedef almalısın.
Il faudrait peut-être viser un peu plus haut.
Bouin, daha yukarıda tut.
Bouïn, soulève plus haut.
İki basamak daha yukarı çık.
Remonte deux marches.
Daha yukarı, başın.
Plus haut, la tête.
Daha yukarı, daha yukarı!
Plus haut, plus haut!
Daha yukarıya!
Plus haut.
Daha yukarı.
Plus haut!
Ama inceledikçe şunu fark ettim ki... bu çürüme çok daha yukarılara uzanıyordu.
Je me suis vite aperçu... que les signes de corruption remontaient bien plus haut.
Saatleri biraz daha yukarı çek!
Plus haut! Plus!
Daha yukarı kaldır.
Lève-la plus haut.
- Daha yukarıda. - Yukarıda.
Vers le haut.
Bu sefer daha yukarı tırmanacağım!
Je monte plus haut qu'avant!
Yüzde 80'e kadar çık, daha yukarı değil.
80 % de tolérance. Pas plus.
"Şimdi yukarıdakiler kelimelerin söyleyebileceğinden daha tatlı görünür."
Alors, sans faute, au hangar. " Pendersleigh, demain soir.
Daha yukarı!
Plus haut!
Daha da kötüsü, Şef Mühendis Logan yukarı geliyor, ve bu, bir nezaket ziyareti de değil.
Vous auriez vraiment pu le réparer? Oui.
37 yaşımdayım. 8 daha koy, etti 43, yani aşağı-yukarı.
J'ai 37 ans, et 8 de plus me feront 45 ans.
Bir sayfa yukarı koysak daha iyi olur.
Mettons-la en page 1.
Grace seni yukarıya çıkarsın, orası buradan daha emniyetli. Oldu mu?
Grace va vous emmener là-haut, vous serez plus tranquille.
Geç bir nesilde büyüdüm sanırım... çünkü artık sistemin işleyişi şu yönde... kim, dünyayı daha sonra değiştirecek olan... çılgın bir fikirle gelecek olursa... herkes ona gülüyor... yukarıdakiler tarafından eziliyor.
J'ai dû me tromper de génération, car dans le système actuel, le rêveur solitaire, l'original qui s'amène avec une idée folle, dont tout le monde se moque mais qui révolutionne tout ensuite, on l'étouffe sans lui laisser sortir la tête de l'eau!
Sana alışveriş için para bulmak uğruna başka bir işe daha başlamaktansa. Burnumu bir konserve acacağı ile yırtmayı tercih ederim. Elma için lağımda aşağı yukarı salınmayı tercih ederim.
je préfère m'ouvrir le nez avec un ouvre-boîte, ramasser des pommes dans les égouts, porter un cathéter aussi gros qu'un tuyau d'arrosage plutôt que de me crever pour ton shopping.
Yanılsamayı daha da ilerletmek için küllükleri yukarı çıkardınız ki iki insanın orada oturup konuştuğu sanılsın.
Vous montez le cendrier pour confirmer que deux personnes étaient en haut.
Yukarı çıksak daha iyi olacak sanırım.
Nous ferions mieux de remonter.
Biraz daha yukarıya, sonunda da kalçanı kıvır.
Mieux que ça.
Biraz daha yukarı çıkarsam dizine vurmaz mıyım?
Plus haut?
Sen de biraz daha aşağı yukarı zıplarsın.
Alors on saute, on saute encore un peu.
Bana beş dakika ver yukarı çıkıp daha rahat bir şey giyeceğim.
Laisse-moi cinq minutes. Je vais monter et mettre une tenue un peu plus confortable.
Chicago'da hava hâlâ güneşli fakat yukarıda Washington da daha fazla bulut beklenmekte.
On a du soleil ici à Chicago, mais à Washington, on prévoit plus de nuages.
Bay Masuto saygıyla diyor ki, başınızı fazla yukarıda tutuyorsunuz ve sopayı tamamen yanlış tutuyorsunuz, fakat sizinle bir raund daha oynamaktan onur duyar.
M. Masuto dit respectueusement que vous levez trop la tête, et que votre prise n'est pas bonne. Mais qu'il serait honoré de rejouer.
Burayı daha önce hiç yukarıdan görmemiştim. Bakmak için hiç zamanım olmamıştı.
Je n'avais jamais pris le temps de la regarder d'ici.
Yukarıdakini, daha çok bir kadın tuvaletine çevirdim.
La salle de bain du haut est encore plus féminine.
Daha yukarı aşkım daha yukarı, lütfen.
- Il m'a touchée juste là.
Yukarıda daha çok para ve çok daha az tehlike görüyor.
Il sent que manager, il se bourrera les poches.
Yukarısı daha az rüzgarlı olabilir.
Il y aura moins de turbulences.
Dieyi, kaşlar çok yukarıdaysa, daha iyi görünür demişti.
Dieyi dit que les sourcils doivent avoir un tracé fin.
Adamın yukarıda büyük olabilir. Ama aşağıda benim adamın daha büyük.
Ton bonhomme est plus fort que le mien là-haut... mais le mien est plus fort que le tien ici bas.
Biraz daha yukarı.
Un peu plus haut.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]