Değildim traduction Français
10,412 traduction parallèle
Muhtemelen de bugün burada değildim.
et il y aurait de grandes chances que je ne sois pas là aujourd'hui.
- Bugün onunlaydın ama. - Hayır değildim.
- Mais tu l'as vu tout à l'heure.
- Bir çok kere. Evet. - Hayır değildim.
- Plusieurs fois même.
Kendinize inanmakla ilgiliydi ve orada yalnız değildim.
C'était le combat d'un homme contre ses doutes. Mais je n'étais pas seul.
Tamam, bunu açıklayım. Bahar tatiliydi, 17 yaşındaydım. Henüz reşit değildim.
Ok, laissez moi juste dire que c'était le Spring Break, j'avais 17 ans et donc je n'étais pas encore officiellement une adulte.
Evet, ben değildim.
Non, je ne l'ai pas fait.
Çok iyi bir ders arkadaşı değildim, değil mi?
- une bonne partenaire de révision, pas vrai?
Değildim.
Non. Mais le truc...
Demek istediğim, kendi okulumdaki en iyi futbolcu bile değildim - Yine de gittim.
Enfin je veux dire, je n'étais même pas le meilleur footballeur de mon école... j'y suis quand même allé.
Yarışırken kusursuz bir eş değildim ama en azından çekiciydim. Hatta belki biraz da heyecan verici.
En tant que pilote, je n'étais pas votre égal, mais un choix excentrique, peut-être même excitant.
En azından boktan bir Cumartesi bekleyen bir ben değildim.
Au moins, je n'étais pas la seule à passer un samedi de merde.
Etiketlemekten bile sorumlu değildim.
Même pas responsable des étiquetages.
Sadece kız değildim ben.
Je n'étais pas qu'une fille.
Eminim ben de dünyanın en iyi kızı değildim.
Et je suis sûre que je n'étais pas la meilleure des filles.
Bunu yapan Kraliçe'ydi, ben değildim.
C'était la Reine, pas moi.
Kaç zamandır buralarda değildim,... buna rağmen aynı sarayda yaşasak bile,.... bu, aynı dünyada yaşadığımız anlamına gelmiyor.
Ça te fait pas si longtemps que je suis de retour, et même si on vit dans le même palais, cela ne veut pas dire que l'on vit dans le même monde.
Weston Steward'ın Yüzbaşı'yı vurmasını araştırırken ben Grimm değildim.
Quand elle enquêtait sur Weston Steward qui a tiré sur le capitaine, je n'étais plus un Grimm.
Burada olmak isteyeceğinden emin değildim.
Je n'étais pas sûre que tu voulais y être.
Farkında değildim.
Je n'étais pas au courant de chuchotements.
Hayır, gerçeğe gönüllü değildim ama hiç yalan söylemedim.
Non. Je n'ai pas dit la vérité, mais je n'ai jamais menti.
Ben görevde değildim, onun için, hayır Walt'un nerde olduğunu bilmiyorum.
Je n'étais pas de service, donc je ne sais pas.
Değildim.
- Je ne l'étais pas.
Hayır, ben değildim.
- Non, pas moi.
Geleceğinden emin değildim.
Je n'étais pas sûr de vous avoir.
Duşta yanında değildim.
Je n'étais pas avec elle dans la douche.
- Depo odasında falan değildim.
Je n'étais dans aucun entrepôt. Oh, alors c'est qui?
- Ben Jade Temple'da değildim.
Je n'ai été à aucun temple de Jade.
Biraz su kestanesiyle mucizeler yaratmıyor değildim.
J'ai accompli des miracles avec des châtaignes d'eau.
Evet doğru kiracı değildim ama vekilim öyleydi.
C'est vrai je n'étais plus locataire, Mais mon mandataire l'était.
- O ben değildim.
Ce n'était pas moi.
Bak, ben de bu akşam kendimden pek hoşnut değildim ama sen, o bunalımdan çıkmama yardımcı oldun.
Je ne me sentais pas bien ce soir, et tu m'as aidé à aller mieux.
- Hayır, öyle. Daha neler hissettiğimin bile farkında değildim sen söylemeden önce.
Je n'aurais jamais pu comprendre ce que je ressentais sans que tu me le montres.
Hoşuma gitse de gitmese de yalnız değildim.
Que ça m'ait plu ou non, je n'étais pas seule.
- Hayır, değildim.
- Non, c'es faux.
Ben değildim.
C'était pas moi.
Bekar olduğum için listenin üst sıralarında değildim.
Je suis célibataire, donc pas vraiment en haut de la liste.
- Kaçan ben değildim Doktor.
Ce n'est pas moi qui ai fui, Docteur.
Sabah söylediklerimde ciddi değildim.
Je n'étais... pas sérieuse ce matin. J'étais juste...
Çok küçük değildim.
Je n'étais pas trop jeune.
Hazırlıklı değildim.
Je n'étais pas préparé.
Hayır, o ben değildim. Sinema dersleri profesörü Tony DiNardo olarak gizli görevdeydim.
Techniquement c'était pas moi j'étais sous couverture en tant que Tony Dinardo, professeur en études cinématographique.
Kendim değildim.
Je n'étais pas moi-même à l'époque.
Başta değildim, ama sonradan, bize verdiği dosyalar, karşılığında aldığından çok ulusal güvenliğin işine yarıyordu.
Au début, non, mais vu comment cela se passe, les cas qu'il nous livre ont beaucoup plus de valeur pour la sécurité nationale que ce qu'il obtient en échange.
O zamanlar kocamla sorunlarım vardı, ve kendimde değildim.
J'avais des problèmes avec mon mari à ce moment là, et je me suis laissée emporter.
Asla bunu kullanman niyetinde değildim, Diane.
Je n'ai jamais pensé que tu l'utiliserais, Diane.
Oren babanızın ilişkisinden sonra onunla ve benle zar zor konuşuyor zaten. Suçlu olan ben de değildim.
Oren ne nous parlait plus quand ton père a eu une aventure, et je n'y étais pour rien.
Ev... Hayır, onunla değildim.
Non.
Henüz burada değildim o zamanlar.
Je n'étais pas encore là.
Hislerimden emin değildim.
Je ne savais pas ce que je ressentais.
O kişi ben değildim.
Je ne suis pas comme ça.
Ben değildim.
Ce n'était pas moi.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102