Değil mi oğlum traduction Français
195 traduction parallèle
Bundan sonra her şeyi konuşabiliriz, değil mi oğlum?
Nous parlerons de tout, d'accord?
Kafanda birşeyler var, değil mi oğlum?
Tu songes à t'établir, hein?
Bir çok güzel kitap var, değil mi oğlum?
Il y en a des livres, hein?
Gelişi çok uzaktan belli oluyor, değil mi oğlum?
Il annonce sa venue de loin, n'est-ce pas, mon fils?
Öğle değil mi oğlum?
N'est-ce pas, mon fils?
Olmazsın değil mi oğlum?
N'est-ce pas vieux? Allez, viens!
Bankada paraya her zaman ihtiyaç var değil mi oğlum?
Il faut faire fructifier son argent à la banque, mon garçon.
Bu kez berbat ettin, değil mi oğlum? Gerçekten berbat ettin.
Vous avez tout fichu en l'air.
Kutsal alfabeni unutmadın değil mi oğlum?
Tu n'as pas oublié l'alphabet?
Belki de ona kulaksız demeliyiz. Fazla dinlemiyorsun sen değil mi oğlum?
T'as pas l'air de bien entendre, "Sourdingue"?
Sana güzelce masaj yaptım, değil mi oğlum?
Ça fait du bien, hein?
Onları yakalayacağız, değil mi oğlum?
On les aura!
Konuşmamız gereken şeyler var, değil mi oğlum?
Nous devons finir notre bavardage? D'accord, mon garçon?
Değil mi oğlum?
Pas vrai, fiston?
- Evet. - Şimdi şaka yapmadığı kesin, değil mi oğlum?
- Il blague pas maintenant, hein fils?
Bayan Idgie için her şeyi yaparsın, değil mi oğlum?
Tu ferais n'importe quoi pour Mlle Idgie, n'est-ce pas?
Oh, Ralphie benim hayranım, değil mi oğlum?
ralphie est mon fan, n'est-ce pas, mon garçon?
Yüne ihtiyacın vardı değil mi oğlum?
T'as besoin de laine, non?
Bunu Gromit üstünde test ettik, değil mi oğlum?
On l'a testé, Pas vrai?
Değil mi oğlum?
Hein, mon grand?
Eğlenceli değil mi, oğlum?
On s'amuse bien, hein?
Öyle değil mi, oğlum?
- N'est-ce pas, mon fils? - Quoi?
- Öyle değil mi, oğlum.
- N'est-ce pas, mon fils?
- Öyle değil mi, oğlum?
- N'est-ce pas, fils?
Tabii beni de bu işte istiyorsun, oğlum, değil mi?
Car je suppose que vous avez besoin de moi.
Söyle oğlum annen çok güzel değil mi?
Dis-moi fiston... ta maman n'est-elle pas très jolie?
Tabi böylece, cehennem yoksa cennet de yoktur. Öyle değil mi, Jim oğlum?
Et si l'enfer n'existe pas, le paradis non plus.
İyiyiz oğlum iyiyiz! Ne çok benziyorlar birbirlerine değil mi? Evet hepsi birbirinin kopyası gibi.
Oui, ils se ressemblent beaucoup.
Bu oğlum Rocco askerliği yeni bitti ne güzel değil mi?
Regardez, c'est Rocco qui a fini son service!
Değil mi oğlum?
N'est-ce pas, petit?
- Oğlum, sorun çıkarmak istemezsin değil mi?
- Si tu veux pas d'ennuis, dégage. - Ne soyez pas bête.
Sadece bu tür seslere alışık değilsin, değil mi, oğlum?
Pas l'habitude du bruit, pas vrai, mon grand?
Senin suçun değil oğlum, değil mi?
Ce n'est pas de ta faute, mon gars!
Oğlum adam olacak, bebek değil. Doğru değil mi?
J'veux en faire un homme, pas un bébé gâté.
Değil mi, oğlum?
Ça va, petit?
Gidip bir film izlemek istiyorum ben, eski günlerdeki gibi, değil mi, Johnny? Doğru, oğlum. Hadi.
Je veux juste aller me faire une toile, comme au bon vieux temps.
"Oğlum" derken Enrique'yi kastediyorsun değil mi?
Quand tu dis "ton fils", tu veux dire Enrique, non?
Sonra oğlum bana şöyle dedi : "Baba, fırsatların sona eriyor, değil mi?"
Et puis, mon fils m'a dit : "Ça y est, t'es sur la pente descendante."
Oğlum Gordon'la tanışmadınız. Değil mi Bay Alford?
Vous ne connaissez pas mon fils Gordon, n'est-ce pas Mr.Alford?
Ah, oğlum, Belle hayatının sürprizi ile karşılaşacak. değil mi, Gaston?
Belle va avoir la surprise de sa vie, pas vrai, Gaston?
Bu benim oğlum, değil mi?
C'est mon fils, non?
Güzel espriydi değil mi, oğlum?
Elle était bien bonne, hein?
Güzel bir gün değil mi, oğlum?
Une journée merveilleuse, n'est-ce pas?
- Benim oğlum bir Hawk, Ördek değil. - Bu senin işin değil mi, Gordon?
Mon fils est un Hawk, non un Duck.
değil mi, oğlum Seema geldi!
Le thé de votre maison est comme un nectar.
Sen iyi bir köpeksin, değil mi, oğlum?
T'es un bon chien, hein?
- Oğlum, hayat bu işte değil mi?
- Ça, c'est la vie, hein?
Benim için hiçbir şey yapmadılar. Artık onlara ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum, değil mi, oğlum?
On a plus besoin d'eux, hein fils?
Sevgili oğlum tamamen gitmiş, değil mi?
Mon cher petit s'en est allé, pas vrai?
Protein alman gerek, benim büyük, güçlü oğlum, çünkü sana dün yapman için bir liste vermiştim, değil mi?
Il te faut des protéines, mon grand costaud, car... je t'ai donné la liste hier. Juste quelques petites choses.
Yanlış anlamıyorsun oğlum, değil mi?
Ne comprend pas ça mal Altan, n'est-ce pas?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25