Değil mi dostum traduction Français
499 traduction parallèle
Kötü olmadın değil mi dostum?
Vous vous sentez mal?
Şimdi de o tutuyor. Ayrıca bir şey bilmiyordum. Değil mi dostum?
Je ne suis au courant de rien.
Değil mi dostum?
Pas vrai, mon ami?
Ona Torquil ismini vermiştim. Bir mahsuru olmaz, değil mi dostum?
Je l'ai baptisé Torquil, vous ne m'en voulez pas?
Bir karın ve çocukların var, değil mi dostum.
T'as une femme et des enfants, hein?
- Ama şu anda bana ihtiyacın var değil mi dostum?
l'essence. - Et c'est moi que tu cherches, mon pote?
İyileşeceksin, değil mi dostum?
Vous allez vous remettre, hein?
Ama artık endişelenmemize gerek yok, değil mi dostum?
Mais c'est fini, les soucis, pas vrai?
Bu kadar içmeyle ben sarhoş olmam, değil mi dostum?
Il m'en faut plus pour être soul, pas vrai, copain?
Gerçekten de yaratıyor, değil mi dostum?
C'est vrai, ça rappelle la ferme!
Benimle birlikte Hermanville geliyorsun, değil mi dostum?
Tu viens avec moi à Hermanville, pas vrai, mon pote?
Değil mi dostum?
N'est-ce pas?
Bu şaka, değil mi dostum?
C'est une blague, n'est-ce pas, mon frère?
Bak dostum eğer arkadaşım Guy Holden gibi dans ederse bu onun Guy Holden olduğunu kanıtlar değil mi?
Ecoutez, mon vieux, si mon ami danse comme Guy Holden, ça prouve qu'il est Guy Holden, n'est-ce pas?
Keyifliydi değil mi küçük dostum?
Un vrai comique, celui-ci!
- Kimse görmedi, değil mi? - Sadece eski dostum, Gypo Nolan.
- Qui t'a vu?
Danny, dostum, haksız mıyım? İkimiz bunların hakkından geliriz, değil mi?
Danny, fils... tous les deux, on peut les mettre en fuite.
Evet, beni gördüğüne sevindin, değil mi, eski dostum?
Content de me voir, hein, mon grand?
Oh, güzel değil mi? Senin zayıf tarafın ne dostum?
Alors qu'est-ce qui te fais craquer, mon ami?
- Dostum, çok soru soruyorum, değil mi?
Je pose beaucoup de questions.
Joe, tebrikler dostum, senden daha iyisine olamazdı. Bana geçen gece anlatmaya çalışıyordu, değil mi Joe?
C'est ça que tu allais me dire, l'autre soir?
Scrooge'u hatırlarsın, değil mi, eski dostum? Ebenezer Scrooge'u?
Il a dit ça au fantôme.
Şehre her gelişimde, bizimle çalışmasını isteyip duruyorum. Öyle değil mi, dostum?
Je lui ai proposé mille fois de travailler pour nous.
Söylesene dostum, Pulitzer ödülü aldığını biliyorum, ama bütün şu evrim zırvalıklarına artık inanmıyorsun değil mi?
Dites-moi, mon vieux... Je sais que vous avez eu le prix Pulitzer, mais vous croyez quand même pas à ces sornettes sur l'évolution?
Dostum Charles ile tanışmamıştın, değil mi?
Dis donc tu connaissais pas mon ami Charles.
Doğru değil mi, dostum?
N'est-ce pas, mec?
Meraklı görünmek istemem sevgili dostum ama bazı şeyler dikkatimden kaçmıyor. Son zamanlarda hafta sonlarınızı epey uzun tutuyorsunuz, değil mi ama?
Je ne veux pas jouer les curieux, mais j'ai remarqué que vos week-ends se sont rallongés.
Dostum biliyor musun... Çocuklar gerçekten de çok özeller, sencede öyle değil mi?
Tu sais, mon ami... les enfants, c'est vraiment quelque chose.
Bağışla dostum. - Konyağı tercih edersin, değil mi?
Excusez-moi, vous prenez du cognac, je crois.
Bayağı gürültü çıkardın dostum, değil mi?
Tu as fait un boucan de tous les diables.
İşte bu ilginç bir haber, değil mi Potts dostum?
En voilà des manières, hein, Potts?
Şok oldun değil mi, eski dostum, Dickie?
Ca te choque, vieux Dicky?
Sizler tekne yolculuğunun keyfini sürerken eski dostum Weaver, karargaha tıkılmış olacak, değil mi?
Tandis que vous profiterez de la croisière, je serai au Q.G.
Uyuyor, değil mi, eski dostum?
C'est tout toi, hein, vieux frère?
Başardık, değil mi dostum?
On a réussi, hein, hombre?
Bu onları susturur, değil mi? Hey, dostum?
Ca leur apprendra, tiens!
Öyle değil mi Bantu dostum?
N'est-ce pas, mon cher ami Bantou?
Bir seçim yapacaksınız değil mi dostum.
Choisissez, mon ami.
- Ölümden döndün dostum, değil mi? - Evet.
De retour ïentre les morts?
Peki, bu isim yeterli, değil mi, dostum?
Pas la peine de chercher plus loin.
Dostum, anlaşmayı bilmiyorsun, değil mi?
Tu ne piges rien, pas vrai?
Seni kandırdı dostum, değil mi?
Il t'a bien eu, mon vieux!
Hadi dostum. Sen olsan inerdin, değil mi?
Tu atterrirais, non?
Piyadeler senin için yeterince iyi değil mi... dostum?
L'Infanterie ce n'est pas assez bien pour toi vieux?
- Ne, bu araba senin değil mi, dostum?
- Elle est à toi, cette voiture?
Tamam, oyunu biliyorsun değil mi dostum?
Allez, hop!
Dinle dostum, sen ve ben uzun süredir bu işin içindeyiz, değil mi?
Toi et moi, on est là depuis longtemps, hein?
Yani oda eski bir dostum değil mi o zaman beni ve Kenett'i suçlamaya... başlayacağınızı bilmiyordum.
C'est un vieux copain. Et je ne savais pas que vous nous accuseriez, Kenneth et moi.
Oğlunun oda arkadaşım ve en iyi dostum olduğunu anlıyorsun değil mi?
Tu te rends compte que ton fils est mon meilleur copain?
Bir dahaki cevizlerini hedef alacak, dostum. Anlıyorsun, değil mi?
La prochaine fois, tu l'auras dans les couilles.
Öyle değil mi, dostum?
N'est-ce pas, mon gars?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
degil mi 350
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34