Endiselenme traduction Français
10,897 traduction parallèle
O konuda endiselenme. Onlari açiga çekecek bir planim var.
Ne t'inquiète pas, j'ai un plan pour les trouver.
Endişelenme.
Ne t'inquiète pas.
- O konuda endişelenme.
Il n'est pas un problème.
- Endişelenme
Ne t'inquiète
Endişelenme - Bir şeyden
Ne t'inquiète De rien
Ah, endişelenme - Endişelenme
- Ne t'inquiète
Bir şey hakkında endişelenme
Ne t'inquiète de rien
Bir şey hakkında endişelenme
Ne t'inquiète De rien
Endişelenme Bir şeyden
Ne t'inquiète de rien
Bir şeyden endişelenme
Ne t'inquiète de rien
Bunun hakkında endişelenme.
Ne t'inquiète pas pour ça.
Endişelenme sen.
Ne t'en fais pas pour ça.
Burada olacak. Endişelenme.
Ne t'inquiète pas.
Endişelenme dostum.
T'inquiètes pas pour ça.
Endişelenme dostum.
MIKE ( chuchotant ) : Désolé mon gars.
Endişelenme.
T'en fais pas.
O konuda endişelenme.
Ne t'en inquiète pas.
Endişelenme.
Ne vous inquiétez pas.
Endişelenme ahbap.
T'inquiète pas pour ça mon pote.
Endişelenme.
Oh, ne t'inquiète pas.
Endişelenme Finch.
Pas de panique.
Endişelenme sizi koruyacağım.
Ne t'inquiète pas.
Endişelenme, seni gölgede bırakmayacağım.
Ne t'inquiète pas. Je ne vais pas voler ton projet.
Bak, endişelenme.
Ecoute, ne t'inquiète pas Lolly est une grande fille
- Endişelenme, hayatım.
- Ne t'inquiètes pas.
- Endişelenme, iyi bir iş için kullanacağım.
Ne t'en fais pas, cousin. J'en ferai bon usage.
- Endişelenme, hallederim.
Je gère.
Endişelenme, Claire.
Ne t'inquiète pas, Claire.
- Bu tarz bi endişelenme mi?
- Inquiet comme ça?
Benim yüzümden endişelenme, aynı kafadanız.
Je ne m'inquiète pas pour moi, je suis comme vous.
Endişelenme.
Ne... ne vous inquiétez pas.
"Endişelenme, unutmam."
Je n'oublierai pas. Du calme.
Onlar iş planımızın değerini anlıyor, endişelenme sen.
Elles savent reconnaitre une affaire qui marche.
Endişelenme, zamanın var.
Ne t'en fais pas, tu as le temps.
Endişelenme, baba.
J'ai compris.
Endişelenme, baba.
Ne t'en fais pas, papa. J'ai compris.
Endişelenme Tilda.
Ne t'inquiète.
Endişelenme.
Inutile.
Endişelenme.
Ne t'en fais pas.
Endişelenme, endişelenme.
T'inquiète pas.
- Endişelenme.
Ne t'inquiète pas.
Çocukken babamın bana Lucas Reem'le ilgili olarak söylediği şeyin aynısı. Kabustan uyanıp gecenin bir yarısı ağlarken derdi ki : " Endişelenme...
C'est ce que me disait mon père quand j'étais petite, sur Lucas Reem, quand je crierais au milieu de la nuit pour un cauchemar.
Onlar hakkında endişelenme.
Ne t'inquiète pas pour elles.
Endişelenme.
Ne t'en fais pas pour ça.
- Endişelenme.
Oui, pas de problème.
- Endişelenme.
- Ne t'inquiètes pas. T'inquiètes pas.
Ding, endişelenme.
Ding, ne t'en fais pas.
- Endişelenme, ben sen korurum.
Ne t'en fais pas, je te protégerai.
Endişelenme. Hemen döneceğim.
Ne t'inquiète pas, je reviens vite.
- Endişelenme.
- Ne t'en fais pas.
Benimle gel Sarah, endişelenme.
Viens avec moi, Sarah. Ne t'inquiètes pas.
endişelenme 2019
endişelenmeyin 418
endişelenmene gerek yok 116
endişelenmenize gerek yok 42
endişelenmeye gerek yok 31
endişelenme tatlım 16
endişelenmeyi bırak 24
endişelenmeye başlamıştım 19
endişeleniyorum 63
endişe 26
endişelenmeyin 418
endişelenmene gerek yok 116
endişelenmenize gerek yok 42
endişelenmeye gerek yok 31
endişelenme tatlım 16
endişelenmeyi bırak 24
endişelenmeye başlamıştım 19
endişeleniyorum 63
endişe 26