Endişelenmenize gerek yok traduction Français
278 traduction parallèle
Beyefendi, benim için endişelenmenize gerek yok.
Ne vous préoccupez pas de moi.
Endişelenmenize gerek yok.
Ne vous en faites pas.
Endişelenmenize gerek yok.
N'ayez aucune crainte.
Endişelenmenize gerek yok. Ona bir şey olmaz.
- Rassurez-vous, Al tient l'alcool.
Endişelenmenize gerek yok. Ofise gidip paraları alacağım.
Je vais aller le chercher moi-même.
Tamamen iyileşmesi zaman alacaktır ama endişelenmenize gerek yok.
La récupération sera lente, mais rien de préoccupant.
Sizin endişelenmenize gerek yok çünkü sizinkiler erkek...
Tu ne crains rien toi, tu n'as que des garçons.
Bu yüzden benim için daha fazla endişelenmenize gerek yok.
Tu n'auras plus à te soucier de moi.
Gerçi hiçbirimizi... laf olsun diye hapse atmadılar ama, endişelenmenize gerek yok.
Ne vous inquiétez pas, madame, même si aucun d'entre nous n'est allé en prison pour des prunes.
- O öldü. Gabuchi... Endişelenmenize gerek yok, gömüldü.
il est mort les kabukis... ils vont récupérer son corps
O kadar endişelenmenize gerek yok, sheriff yardımcısı.
N'ayez pas l'air si inquiet.
Endişelenmenize gerek yok. Çok kolaylar.
Ne vous inquiétez pas.
Böylesi daha basit. Hayır, bizim için endişelenmenize gerek yok.
Ne vous souciez pas de nous.
Tabii, olağan dışı bir durum yok. Endişelenmenize gerek yok.
Mais rien que de très banal, je tiens à vous rassurer.
... Grant of Richmond'ın koruması altında artık endişelenmenize gerek yok. Sizi koruyan şirket.
Avec Grant of Richmond, la société qui prend en charge votre protection, vous ne vous souciez de rien.
Oh, uh, bak. Bu yüzden endişelenmenize gerek yok söylemek istiyorum.
Au fait, je tiens à vous rassurer.
Pistte doktor ve hemşire bulunduracağız. Yani endişelenmenize gerek yok.
Nous aurons le médecin et les infirmières sur la piste, donc personne ne doit s'inquiéter.
İstihbarat raporlarına göre uçaksavar ateşi için endişelenmenize gerek yok.
D'après nos renseignements, pas de batteries anti-aériennes.
Ama endişelenmenize gerek yok Bay Aschenbach.
Rien qui doive vous inquiéter
Endişelenmenize gerek yok.
Rien, je vous assure... Excusez-moi
Mr. Prince, endişelenmenize gerek yok.
M. Prince, ne vous inquiétez pas.
Endişelenmenize gerek yok.
Vous n'avez plus à vous inquiéter.
Endişelenmenize gerek yok.
Mais ne vous inquiétez pas.
İşte, kapmışsınız! Endişelenmenize gerek yok ama.
Vous l'avez attrapée.
Endişelenmenize gerek yok.
Ne vous tracassez pas...
Benim için endişelenmenize gerek yok.
Ne vous en faites pas. Je le savais bien.
Endişelenmenize gerek yok.
Chère maman, ne vous inquiétez surtout pas.
İyileşecek. Bunun için endişelenmenize gerek yok.
Ne vous inquiétez pas.
Artık endişelenmenize gerek yok.
Puisque Jen a fait appel à vous, tout se passera bien.
Artık bu konuda endişelenmenize gerek yok.
N'y pensez plus
Halen gençsiniz. Fazla endişelenmenize gerek yok.
Vous êtes encore jeune, ne vous en faites pas.
Endişelenmenize gerek yok.
Ne vous faites pas de souci.
Artık o aptalca çikolata tutkusu için endişelenmenize gerek yok.
Vous n'avez plus a vous en faire pour ces fringales de chocolat!
Mükemmel durumdayım. Eğitmenimle Nautilus ve StairMaster'da çalıştım Nick Lang hakkında endişelenmenize gerek yok.
Je suis en pleine forme : j'ai acheté un rameur et un vélo d'intérieur.
Endişelenmenize gerek yok, Kartal. Detayları anlatamayacağım.
Impossible de donner des détails.
Endişelenmenize gerek yok.
Ce n'est pas à vous, madame, de vous en préoccuper.
Bu noktada, bu konu ile ilgili endişelenmenize gerek yok.
Ce n'est pas le moment de s'en préoccuper.
En azından burada bu tür şeyler hakkında endişelenmenize gerek yok.
Au moins, dans notre pays, on n'aura jamais ce genre de soucis.
O konuda endişelenmenize gerek yok.
Ça, ce n'est pas votre problème.
Endişelenmenize gerek yok.
Vous n'avez pas à vous inquiéter.
- Onun için endişelenmenize gerek yok. - Nasıl? Onu iki gün önce vurduk.
On l'a fusillé avant-hier.
Eğer güzel olduğunuz kadar yetenekliyseniz, endişelenmenize hiç gerek yok.
Si votre talent se rapporte à votre beauté, tout ira bien.
Endişelenmenize hiç gerek yok.
Je ne serai plus une menace pour votre famille.
Endişelenmenize gerek yok, Bay Bradley.
Ne vous inquiétez de rien.
Endişelenmenize gerek yok.
Ne vous inquiétez pas.
Endişelenmenize hiç gerek yok.
Vous n'avez pas à vous inquiéter.
- Endişelenmenize hiç gerek yok.
- N'ayez crainte.
Motorunuz için endişelenmenize gerek yok.
"Le garage de Wade" Ne vous inquiétez pas pour la motocyclette.
Henüz değil, birazdan. Endişelenmenize gerek yok. Yardımlarınıza minnettarım.
Mais avant cela, vous devriez aller le voir en prison.
Endişelenmenize gerek yok.
Mais il n'y a pas d'inquiétude à avoir.
Bence endişelenmenize hiç gerek yok.
Vous ne devriez pas vous inquiéter.
gerek yok 917
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
gerek yoktu 39
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yoktu 131
yok bir şey 967
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16