Eski günlerin hatırına traduction Français
202 traduction parallèle
Eski günlerin hatırına sana ilgi gösteriyoruz diye beni ve Bartley'yi suçlayamazsın.
On s'intéresse à ton cas en souvenir du bon vieux temps.
Eski günlerin hatırına bana bir iyilik yapar mısın?
En souvenir du passé, tu m'accordes une faveur?
Eski günlerin hatırına.
En souvenir du passé.
Ben de eski günlerin hatırına muayene ücretini es geçerim.
Moi, ça sera sans honoraires!
Eski günlerin hatırına.
En souvenir du bon vieux temps.
Sanırım buna engel olamam, eski günlerin hatırına.
Je ne peux vous en empêcher, en souvenir du bon vieux temps.
Cora çoktan Santa Barbara gezisini ayarlamış. Tabii eski günlerin hatırına, sen de birlikte gitmek zorunda kaldın.
Elle avait projeté une virée à Santa Barbara... et, bien entendu, vous êtes de la partie.
Eski günlerin hatırına.
Au nom du bon vieux temps.
- Eski günlerin hatırına.
- Au nom du bon vieux temps.
Sam, eski günlerin hatırına.
Au nom du bon vieux temps?
Evet, tabii, eski günlerin hatırına.
Bon, d'accord. Au nom du bon vieux temps.
Bir iki gün bir yere kaybolma, eski günlerin hatırına bir kutlama yapalım.
"Restez donc chez moi. On causera du bon vieux temps."
Eski günlerin hatırına sana yardımcı olabilirim sanırım.
Je vais peut-être pouvoir t'aider.
Eski günlerin hatırına mı?
En souvenir du passé?
Önceki gibi. Eski günlerin hatırına.
Maintenant, en souvenir du bon vieux temps.
Eski günlerin hatırına mı? İki gün oldu.
Le bon vieux temps d'il y a deux jours?
Eski günlerin hatırına, Joey.
Au nom du bon vieux temps, Joey.
Eski günlerin hatırına tutuyorum, eski hayatı hatırlatsınlar diye.
Je les ai gardées en souvenir, pour me rappeler le passé.
Eski günlerin hatırına birer içki içelim mi?
On boit un coup, en souvenir du bon vieux temps?
Eski günlerin hatırına demek paran yok demek.
Ca, ça veut dire que tu es fauché.
Dün gece sen ve o... Eski günlerin hatırına.
Vous vous êtes réconciliés sur l'oreiller, c'est ça?
Eski günlerin hatırına seninle görüşmek istiyormuş.
Il voudrait te revoir, comme au bon vieux temps.
- Eski günlerin hatırına?
- En souvenir du passé?
Acaba onu benim için mi koydular... eski günlerin hatırına?
Je me demande s'ils l'encadreraient, en souvenir...
Ama sırf eski günlerin hatırına 110 yaptınız diyelim.
Mais c'est mon jour de bonté! Disons que vous rouliez à... 110.
Eski günlerin hatırına. Eski günlerin, Rose.
En souvenir.
Eski günlerin hatırına bana yardım eder misin?
Au nom du bon vieux temps, m'aideras-tu?
Eski günlerin hatırına sana bir şey göstereyim.
Vous voulez voir quelque chose? Pour nous rappeler cette époque.
Hadi, eski günlerin hatırına.
Faut que tu m'aides.
Evet, buraya gayda çalarak geldi, sonra yahni yapıp, "Eski Günlerin Hatırına" yı söyledi ve yumruğu yüzüme yapıştırdı.
Il est entré en jouant d'la cornemuse, il a bouffé du bouc, chanté l'Hymne au Scotch et il m'a défoncé l'nez!
Oh, sanırım dışarı çıkıp eski günlerin hatırına birkaç popo koklayacağım.
Je vais aller renifler des derrières, comme dans le bon vieux temps.
Pekala Baldrick. Eski günlerin hatırına.
Vas-y... en souvenir du passé...
Eski günlerin hatırına onunla birlikte oluyor.
Elle se l'envoie comme au bon vieux temps.
Eski günlerin hatırına yanaktan bir ısırık bile yok mu?
Même pas une bise sur la joue en souvenir du passé?
- Eski günlerin hatırına. - Oh, Joe.
En souvenir du bon vieux temps.
Eski günlerin hatırına?
En souvenir du bon vieux temps?
Son bir kez, eski günlerin hatırına.
Allez, un petit pour la dernière fois. - Non.
Uh, Homer, sana eski günlerin hatırına gizlice bira getirdim.
Homer, je t'ai apporté une bière en souvenir du bon vieux temps.
Eski günlerin hatırına, Transito lütfen bana yardım et.
Pour le bon vieux temps, Transito. Aide moi, je t'en prie à retrouver ma fille.
Eski günlerin hatırına, yardımını istiyorum.
En tant que vieux copain.
- Eski günlerin hatırına mı?
- En souvenir du passé?
Eski günlerin hatırına.
En souvenir du bon vieux temps
Eski günlerin hatırına sana biraz baba nasihati verebilir miyim?
Puis-je vous donner un conseil paternel, en souvenir du bon vieux temps?
Eski günlerin hatırına bir kaç klip vermek için mi geldin... yoksa tatil için biraz para mı biriktirmeye çalışıyorsun?
Tu me fourgues des clips en souvenir... ou tu veux des sous pour les vacances?
Sadece bir kez, eski günlerin hatırına.
Un seul, en souvenir du bon vieux temps.
Eski günlerin hatırına çabucak biraz çek.
Une petite vite, en souvenir du bon vieux temps.
- Eski günlerin hatırına?
En mémoire du bon vieux temps?
Bu fikir hoşuma gitti Eski günlerin hatırına
L'idée me plaît. En souvenir du bon temps.
Eski günlerin hatırına git kendini becer sen.
va te faire foutre!
Evet, eski dostum, ve düşündüm ki eski güzel günlerin hatırına...
Oui. Et en souvenir de tant de beaux jours, je pensais...
Üç yıl oldu, belki şu an başkasıyla çıkıyorsundur ama eski günlerin hatırına birlikte son bir gece geçirsek...
Mais si on s'accordait une nuit ensemble, en souvenir?