Eski bir arkadaşım traduction Français
809 traduction parallèle
Bay Burke eski bir arkadaşımdır.
M. Burke est un de mes vieux amis.
Eski bir arkadaşımla karşılaştım. Beraber savaştaydık. Eski günleri yad etmeye başladık.
J'ai évoqué des souvenirs avec un camarade de guerre.
Hayır, ordudan eski bir arkadaşıma rastladım.
J'ai rencontré un camarade de régiment.
Eski bir arkadaşım. Aptal herif, 1000 paund istiyor.
Un ami qui me demande 1000 £.
Çok eski bir arkadaşım.
C'est un vieil ami.
C. M., Charles Morley, benim eski bir arkadaşım.
C.M. pour Charles Morley, un vieil ami.
Lord Henry Wotton, Oxford'dan eski bir arkadaşım.
Vous jouez très bien. Lord Henry Wotton, un vieil ami.
Fred, sana Cliff Scully'i tanıştırayım, eski bir arkadaşım.
Je te présente Cliff Scully, un vieil ami à moi.
M. Lavine, M. Verdoux - eski bir arkadaşımdır.
Monsieur Lavine... Monsieur Verdoux, un vieil ami.
Evet, eski bir arkadaşım paramparça oldu.
Oui, une vieille amie a volé en éclats.
- Benim eski bir arkadaşım...
- Je suis un vieil ami.
Eski bir arkadaşım San Franciscolu bir kızla evlendi de.
Un vieil ami à moi a épousé une San-Franciscaine.
Sadece eski bir arkadaşım.
C'est un vieil ami à moi.
Bu, Alex Burke, eski bir arkadaşımın oğlu. Jessie Halaları. Seninle tanışmaktan memnunum.
Disons que beaucoup dépend de votre dîner ce soir.
Eski bir arkadaşımı getirdim.
On est de la même région.
Eski bir arkadaşım birkaç günlüğüne geliyormuş.
Un ancien éléve qui vient passer quelques jours.
Babası benim eski bir arkadaşım.
Son père était un vieil ami.
Eski bir arkadaşım - Ne zaman buraya gelsem ziyaret ederim.
Un vieil ami. Je... Je lui rends visite quand je suis en ville.
Angelina, bu Deanie. Benim eski bir arkadaşım.
Angelina, voici Deanie, une vieille amie à moi.
Gazetecilik yapan eski bir arkadaşımı göreceğim.
Je viens voir un vieil ami qui est journaliste.
- Eski bir arkadaşımla karşılaştım.
J'ai rencontré un drôle de type dans un endroit bizarre.
Özellikle de mesele, hoşlandığım eski bir arkadaşımı ilgilendiriyorsa...
Surtout auprès d'un vieil ami qui m'a toujours plu.
Eski bir arkadaşım, silah ustası.
Un vieil ami, armurier.
Benim eski bir arkadaşım.
C'est un vieil ami.
- O, benim çok eski bir arkadaşım.
Paul Fournier c'est mon plus vieux copain!
Eğer en eski ve en yakın arkadaşımın sırf Zenith karısı için can sıkıcı olmaya başladı diye hovarda bir mülteciye dönüşmesine göz yumacağımı sanıyorsan...
Si tu crois que je souffrirai que mon meilleur ami... devienne expatrié de salon... parce que Zenith ne fait pas l'affaire de sa femme- -
Çok eski bir arkadaşı görmem lazım.
Une très vieille amie.
Annemin eski okul arkadaşı tarafından bir partiye davet edilmiştim.
Une amie de ma mère m'avait invitée.
Bay Murdock eski bir arkadaş.
M. Murdock est un vieil ami.
Eski bir arkadaşım.
Un vieil ami.
Küstahça davranmak istemem efendim ama yanlış düşünüyorsunuz. Bristol'da bulunan, ve de Hawke ile seyahat etmiş bir sürü eski arkadaşım var.
Tous mes compagnons de bord, du temps où je servais Hawke, sont encalminés à Bristol.
- Dr. Strolin mareşalin eski bir arkadaşıdır. Anladım.
- Un vieil ami du feld-maréchal.
Marie... eğer eski arkadaşımın kızı olmasaydın, Sana bir şey söylerdim. Fakat söylemeyeceğim.
Si tu n'étais pas la fille d'un vieil ami, je te dirais bien autre chose.
Bayan Emery'nin eski bir arkadaşıyım.
Je suis un vieil ami de Mme Emery.
Babam Bay Godet'in eski bir arkadaşı olduğunu ve bir gün bana yardım edeceğini söylemişti.
Vous voyez, mon père m'a dit que son vieil ami, M. Godet m'aiderait un jour,
Eski, huysuz bir arkadaşım.
Un vieil ami irritable.
Çok iyi. Eski bir arkadaşına yardım eder miydin?
Annonçons-le à la famille.
Sonuçlarını bilerek, bütün gerçeği eski bir arkadaşınıza... yardım etmek için mi bu açıklamaları yaptınız?
Êtes-vous venu ici pour aider un vieil ami aux dépens de la vérité? Objection!
Seni eski bir asker arkadaşım olarak tanıtacağım, sonra da ayrılacağım öbür kız beni vestiyerde bekliyor çünkü.
Je vous présenterai comme un vieux pote, et je me tirerai. Cette autre fille m'attend près du vestiaire.
Eski kanat arkadaşına bir iyilik yapar mısın?
Accorderiez-vous une faveur à votre coéquipier?
Gay'in eski bir arkadaşı mısınız?
Tu es une vieille amie de Gay?
Eski bir kız arkadaşımı hatırlattı bana, Peggy... Beeman.
Ça me rappelle une de mes petites amies, Peggy Beeman.
Başka bir eski arkadaş mı?
Encore un vieil ami?
Eski bir silah arkadaşım gelmiş.
Mon vieux compagnon d'armes.
Yıllardır mesleğin dışında kaldım ve dönmemin tek yolu... Onun eski bir arkadaşıysanız şok yaşayacaksınız.
j'ai été hors de la profession pendant longtemps, et ainsi la seule voie... si vous êtes une des ses vieilles amies, j'ai peur de vous faire un choc.
Eski bir arkadaşıyım.
Je suis un vieil ami de votre mari.
Bay Owen'dan ev partisine katılmamı isteyen bir mektup aldım, benim çok eski ve saygın bir dostumun arkadaşı olduğunu iddia ediyordu, ve o da burada olacaktı.
J'ai reçu une lettre de M. Owen m'invitant à cette petite rencontre au nom de notre amitié partagée pour un très vieil ami que je devais retrouver ici.
Eski bir ev arkadaşımı tekrar görmek güzel olur.
J'adore les retrouvailles de colocataires!
Görünüşe bakılırsa, Arkadaş bana çok yüksek voltajda eski usul bir elektrik şoku verdi.
Il semble que le compagnon m'ait administré un léger choc électrique d'un voltage raisonnable.
Eski bir arkadaşın son arzusunu yerine getirmek lazım.
Le dernier souhait d'un vieil ami doit être respecté.
Çünkü bir şey olursa, Bütün kasabanın üzerindeki "Aranıyor" afişlerini görmesini sağlarım, ve şu eski arkadaşın Şerif Ramsey'i hiç önemsemem.
Mais s'il se passait quelque chose, sache que la ville entière verra tes avis de recherche, et même ton vieil ami, le shérif Ramsey n'y pourra rien,