English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ E ] / Eğer ölürsem

Eğer ölürsem traduction Français

347 traduction parallèle
Aşkım Muriel : Eğer ölürsem-bil ki bilim uğruna ölmüşümdür.
Bien chère Muriel, Si je meurs, c'est pour la science.
Bak Edith, eğer ölürsem...
Ecoute, Edith. Si je suis tué...
- Eğer ölürsem dedim ve sen yaşarsan, Jack Laverie'yi ara.
- J'ai dit, si je suis tué et pas toi, mets-toi en contact avec Jack Laverie.
Eğer ölürsem Ellen bu ameliyat hakkında hiçbir şey bilmesin.
Si quoi que ce soit arrive, ne parle pas de l'opération à Ellen.
Eğer ölürsem, tanrılar benimle birlikte değildi demektir.
Si je meurs les dieux n'auront pas été avec moi.
Ben yaşlı bir adamım ve eğer ölürsem burada öleceğim.
Je suis vieux, et si je dois mourir, ce sera ici.
Eğer ölürsem Katsuura'daki çocuğuma ne olacak?
J'ai un enfant à Katsuura... Si je meurs, que lui arrivera-t-il?
Ama yine de... Eğer ölürsem çocuğuma ne olacak?
En tout cas... si je meurs, que lui arrivera-t-il?
Eğer ölürsem sen ne yapacaksın?
Je peux avoir un enfant. Je veux porter ton enfant.
Eğer ölürsem bu hikâyeyi anlatmayı bırakır mısın?
Si je mourais, vous arrêteriez votre histoire?
"Eğer ölürsem cephede " Bir tabuta koyup gönderin beni eve!
Si je laisse ma peau au combat... réexpédiez-moi chez moi!
İyi sözler! "sonsuza dek!" Eğer ölürsem resimlerimi kim alacak.
Des belles phrases. "Pour toujours". Si je mourrais, à qui elles iraient?
Burası benim evim. Eğer ölürsem burada gömülmeyi isterim.
Je veux y être enterré.
Benim için bir şey yapmana gerek yok. Eğer ölürsem mutluluk içinde öleceğim.
Je suis prêt à mourir... s'il le faut.
Eğer ölürsem,... o çocuk da soğuk ve karanlık yere gider.
Si je meurs, ce garçon ira dans cet endroit sombre et froid.
Smithers, fark ettin mi? Eğer ölürsem soyumu sürdürecek hiç kimsem olmayacak.
Si j'étais mort, personne n'aurait profité de mes biens.
Eğer ölürsem bunun benim için yararı ne? Beni anladın mı?
Qu'est-ce que ça peut me faire, puisque j'en crève?
Eğer ölürsem, bu şeye çobanlık edecek hiçbir şey olmaz.
Si je meurs, il n'y aura plus rien pour contenir cette chose.
Eğer ölürsem bunun sebebi aşkın beni hayata bağlayamamasıdır.
Si je meurs... ce sera parce que l'amour ne peut me garder en vie.
- Eğer ölürsem, seninle bir daha asla konuşmayacağım!
Si je meurs, je te parle plus jamais.
Eğer ölürsem, değiştirebilirler
Si je meurs, il reste des substituts.
Aslında Misato nun göğüslerinin arasında olmak isterdim, eğer ölürsem burada olamam
Je préfèrerais mourir dans les bras de Katsuragi qu'ici, mais...
- Eğer ölürsem, doğruca ona gidersin, değil mi?
- Si je mourrais, tu la retrouverais!
Eğer ben ölürsem bebeğimi alır mısın?
Si je meurs... veux-tu prendre mon bébé?
Eğer ilk ben ölürsem?
Si je mourais avant toi?
Eğer ben ölürsem para şirketim tarafından ödenecek.
Si je meurs... mes héritiers vous paieront.
Eğer uyanmadan önce ölürsem, yüce tanrım ruhumu alsın.
Si je meurs avant de m'éveiller " Que Dieu emporte mon âme.
Eğer 1 Mayısta ölürsem ve cennet varsa ben kesinlikle oraya gidiyorum ".
"Si je meurs le 1er mai, " je suis sûr d'aller au paradis s'il existe. "
Eğer ben ölürsem, bu savaşı devam ettireceğine yemin et.
- jure-moi de continuer la lutte.
Vasiyetime, eğer yolda ölürsem, Cahil, Mukhi'nindir yazdırmıştım.
A cause du papier qui lui léguait Jahil, si je mourrais en chemin.
Eğer ben de bu savaşta ölürsem... bir taşla iki kuş vurmuş olacaksın.
Et si je meurs dans cette guerre, ça fera d'une pierre deux coups.
Eğer ben ölürsem, kızım ne olacak?
Si je meurs, qu'arrivera-t-il à ma fille?
Eskiden eğer şeytanın mekanında ölürsem ruhumun cennette gidemeyeceğine inanırdım.
Avant, je pensais qu'en mourant dans un lieu maudit, mon âme irait pas au paradis.
Eğer uyanmadan ölürsem... Ruhumu alması için tanrıya yalvarıyorum.
Si je meurs avant de me réveiller... je prie le Seigneur de prendre mon âme.
Eğer ben ölürsem köyün bütün bekar genç ırgatlarına bir gecelik eş olarak sırasıyla hizmet etmelisin.
Après ma mort, tu devras... épouser les jeunes cadets du village. Une nuit chacun.
Eğer uyanamadan ölürsem, ruhumu yanına alması için yalvarıyorum.
Si je meurs avant de me réveiller, que Dieu prenne mon âme en Sa sainte garde.
Bütün hayatımın bir anda gözlerimin önünden geçtiğini gördüm ve " Eğer şimdi ölürsem ne büyük utanç olur.
J'ai vu défiler ma vie tout entière. "Mourir si jeune... et avec ces dessous!" Je me suis dit :
Eğer bitirmeden ölürsem sonunu bileyim diye.
Comme ça, si je meurs, je connais la fin.
Ama İslam'ın gerçek uygulamasının, tüm Amerikalıların kalplerindeki ve ruhlarındaki, ırkçılığı söndürebileceğine inanıyorum. Eğer ışık getirirken ölürsem bu hastalığı yok edecek, anlamlı bir gerçeği ortaya çıkarmışsam o zaman tüm şükranlarım Allah'a.
Je crois que l'Islam peut extirper le cancer raciste du coeur et de l'âme de tous les Américains et si je puis mourir en me disant,... que j'ai contribué à détruire cette maladie.
Axel, eğer yarın ölürsem ne yapacaksın?
Si je meurs demain, qu'est-ce que tu deviendras?
Eğer uyanmadan ölürsem,... Tanrı'ya ruhumu alması için dua ediyorum.
Si je devais mourir avant mon réveil, Je prie mon Dieu de prendre mon âme.
Eğer kızıldan ölürsem, üstü resimli kutumu Meg'e ver.
Si j'attrape la scarlatine et que je meurs, donne ma boîte à Meg.
Eğer burada ölürsem, bu sadece ben olurum.
Si je meurs ici, je serai le seul. Je ne peux pas retourner!
Ölürsem eğer annem ağlayacaktır.
- Si je meurs, ma mère pleurera.
Eğer bugün ölürsem mutlu bir adam olarak ölürüm.
Si je mourais aujourd'hui... je mourrais dans le bonheur.
Bakın, eğer beni görmezden gelirseniz ve ölürsem, başını gerçekten belaya girer.
Si vous m'ignorez et que je meurs, vous aurez des ennuis.
Eğer şimdi ölürsem, inandığım şeyin doğru olduğunu bilerek öleceğim.
Je mourrai avec la certitude que ma conviction était juste.
Eğer uyanmadan önce ölürsem,
Je prie le Seigneur pour qu'il garde mon âme.
Eğer ben ölürsem beni hatırlamanı istiyorum.
Et si je meurs, j'aimerais que tu te souviennes de moi.
Eğer uyanmadan önce ölürsem, Tanrı ruhumu alsın.
Si je devais mourir avant de me réveiller, je prie le Seigneur d'emporter mon âme.
Eğer ben ölürsem, komuta sende.
Si je me fais tuer, vous prendrez le commandement.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]