Fark etmedin mi traduction Français
354 traduction parallèle
Fark etmedin mi?
N'as-tu rien remarqué?
Kadın olduğunu fark etmedin mi?
Quoi! T'as pas vu que c'était une bonne femme.
Şu yerlilerle pilotun ne kadar benzediğini fark etmedin mi?
As-tu remarqué la ressemblance entre ces indigènes et le pilote?
Fark etmedin mi hiç?
tu n'as jamais fait attention
Halkımızla değil de sınır kabilesiyle yakınlık gösterdiğini fark etmedin mi?
Il ne fréquente pas les nôtres, mais les tribus de la frontière.
Kokuyu fark etmedin mi?
Tu ne sens pas? C'est entêtant!
Ama sen zeki bir kadınsın. Onu nasıl şaşırttığımı fark etmedin mi?
Vous avez dû voir comme je l'ai secoué.
- Fark etmedin mi?
- Vous n'avez rien vu?
Fark etmedin mi?
On n'a rien vu? - Non.
- Başka bir şey fark etmedin mi?
- Est-ce que tu n'as rien vu d'autre? - Hein?
Son zamanlarda pek fazla içmediğimi fark etmedin mi?
Tu as remarqué que je ne bois presque plus?
- Ters giden bir şey fark etmedin mi? - Hayır.
- Quelque chose clochait?
Fark etmedin mi?
Tu n'as pas vu?
Hayır. Fark etmedin mi, yemeklere neredeyse hiç dokunmadım.
Avez-vous remarqué que j'ai à peine mangé?
Amiral'in bu tip pilotlarla yakından ilgilendiğini hiç fark etmedin mi?
Vous n'avez jamais noté que l'amiral s'intéresse à ce genre de types?
- Kocamı fark etmedin mi!
Tu as remarqué mon mari?
Oh, evet. Ben büyük bir sihirbazım. Fark etmedin mi?
Bien sûr, ne suis-je pas magicien?
- Garip bir şey fark etmedin mi?
Vous n'avez rien remarqué d'inhabituel?
Fark etmedin mi?
Tu n'as rien remarqué? - Quoi?
Dışarıda kavurucu sıcak bile olsa içersi ıssız ve soğuk, fark etmedin mi?
II fait toujours froid dans cette maison, même quand il fait chaud dehors. Tu ne l'as pas remarqué?
Son zamanlarda daha düzgün konuştuğumu fark etmedin mi?
As-tu remarqué que je parlais mieux?
Söylediklerinde hiç tuhaf bir şey fark etmedin mi?
Vous n'avez rien remarqué d'étrange?
Fark etmedin mi?
Tu as remarqué?
- Bunu hiç fark etmedin mi?
- Tu ne l'as jamais remarqué?
Kıskanç bakışlarını fark etmedin mi?
Ils sont verts d'envie.
Hiç fark etmedin mi?
N'as-tu pas compris?
Bizi arabayla izleyen o iki gence, fark etmedin mi?
Les garçons qui nous suivaient. Tu n'as pas remarqué?
Fark etmedin mi? Eksilen gümüşleri, giden tabloları.
Tu n'as pas remarqué que l'argenterie avait diminué...
Her an nasılda tetikte olduğunu fark etmedin mi? Klove ödünü patlattı.
Elle a passé son temps à regarder derrière elle... et Klove lui a donné la chair de poule.
Fark etmedin mi?
- Quoi, une apparition? - Oui, une apparition, parfaitement. De tout façon, t'as qu'à remarquer ;
Fark etmedin mi?
N'avez-vous pas remarqué?
Evin yakınındaki kömürcüleri fark etmedin mi?
Ces types qui font du charbon de bois...
Beni fark etmedin mi?
Tu ne me reconnais pas?
Fark etmedin mi? O benimle olmaya katlanamıyor.
Tu ne vois pas comme elle me déteste?
Aynısını o da yapıyor. Fark etmedin mi?
- Lui aussi, t'as pas remarqué?
Hiç tahmin etmedin mi? Fark etmedin mi?
Vous n'avez pas deviné?
Gerginliğimi fark etmedin mi?
Vous n'avez pas remarqué mon désarroi?
- Fark etmedin mi?
- Tu n'as pas remarqué, alors?
Hiç fark etmedin mi?
Tu as déjà remarqué?
Bir şeyi fark etmedin mi?
T'as rien remarqué?
Bir şeyi fark etmedin mi?
Rien du tout?
Anne, göğüslerinin tamamının bu filmde görüldüğünü fark etmedin mi daha?
Mère, tu exposes ta poitrine!
Çinlilerin katliamına nasıl üzülmüş fark etmedin mi?
T'as vu comme ça l'a remué, le massacre du Chinois?
Aralarında bir şeyler döndüğünü fark etmedin mi?
C'était louche.
Sana tost ve kahve getirsem daha iyi hisseder misin? Kahvaltı etmedin farkındasın, değil mi?
Tu te sentirais mieux si je te préparais un café et des tartines?
Ne kadar açıkgöz olduğunu fark etmedin mi?
Voilà le baron.
Fark etmedin mi?
Tu n'as pas remarqué?
- Sen fark etmedin mi Gooper? - Neyi?
Tu ne remarques rien, Gooper?
Fark etmedin mi akşamları burada oturduğumuzda saatler boyunca uzaklara dalıp gittiğini benimle tek bir kelime etmediğini?
Quand nous sommes seuls tous les deux, tu peux rester des heures entières à regarder en l'air sans dire un mot.
Kıllı ellerini çatallı parmaklarını ve geceleri çıkan ve kadınların bacaklarına saplanan sivri tırnaklarını fark etmedin mi?
Il reçoit ni visite ni courrier. - Tu as pas vu comme il a des grandes mains blanches et velues? Avec des doigts qui s'allongent.
Parkta tuhaf, meraklı gözlerini hiç mi fark etmedin?
Ces hommes qui nous couvent des yeux dans les parcs?