Gerçeği mi traduction Français
828 traduction parallèle
Bana gerçeği mi söylüyorsun?
Dis-tu la vérité?
Ne demek şimdi, sana gerçeği mi söylüyorum?
Comment ça, si je dis la vérité?
Ona gerçeği mi anlattın?
Vous lui avez dit la vérité?
Sadece gerçeği söyledim. Gerçeği mi?
Seulement la vérité.
Gerçeği mi söyledim?
C'était la vérité?
Gerçeği mi söylüyorsun?
Tu promets?
Gerçeği mi istiyorsun?
Tu veux la vérité?
- Gerçeği mi söyleyeyim?
J'aurais dû lui dire la vérité?
- Polislere gerçeği mi anlatayım? Senin neyin var?
T'es complètement cinglée?
Gerçeği mi yoksa kabul edilebilir bir cevap mı duymak istiyorsunuz?
Veux-tu une réponse franche ou agréable?
- Gerçeği mi? Bu tam bir bomba.
- Car c'est de la dynamite.
Gerçeği mi bilmek istiyorsun?
Vous voulez connaître la vérité?
Hayal ile gerçeği mi karıştırıyorsun?
Tu me caresses maintenant...
- Bana gerçeği mi söylüyorsun, çocuğum?
- Dites-vous la vérité?
- Gerçeği mi?
La vérité?
Tanrı adına, gerçeği mi söyledin?
Devant Dieu, as-tu dit la vérité?
Gerçeği öğrendiğin için mi?
Regrettez-vous d'avoir entendu la vérité?
Yani siz gerçeği saklaması için emir verdiklerini mi söylüyorsunuz?
Selon vous, ils lui auraient ordonné d'étouffer la vérité.
Adam gerçeği hiç öğrenmese ve kız bu kötü şeyi yüreğinde saklasa, kötü olmaz, değil mi?
Mais s'il ne le savait jamais et qu'elle garde ce secret... Ça serait bien, non?
O fedailer beni dövdüğünde sen bana gerçeği söyledin mi?
Comme toi avec les gros bras qui m'ont tabassé.
Ama siz o kürsüde durdunuz. Ve Yüce Tanrı'nın huzurunda gerçeği, yalnızca gerçeği söyleyeceğize yemin etmediniz mi?
Ne vous êtes-vous pas tenu à la barre et n'avez-vous pas juré de dire toute la vérité, rien que la vérité?
Şu çek ve buraya ulaşmış olman gerçeği bir şey değiştirmeyecek mi?
Ce chèque et le fait que vous soyez arrivés jusqu'ici... Est-ce que ça ne fera pas une différence?
Sana gerçeği söyleyeyim mi, çoktan burnum sürtülmüştü.
Je me voyais déjà 6 pieds sous terre.
- Gerçeği itiraf etmemi mi istiyorsun?
- Non. - Tu veux que je dise tout?
Gerçeği bilmek istiyorsun, değil mi?
Veux-tu que je te dise tout?
- Gerçeği söylüyorlar, değil mi?
Disent-ils la vérité ou quoi?
Gerçeği söylemek uzun zaman aldı, öyle değil mi?
Il a fallu du temps pour que la vérité sorte!
Sonuçlarını bilerek, bütün gerçeği eski bir arkadaşınıza... yardım etmek için mi bu açıklamaları yaptınız?
Êtes-vous venu ici pour aider un vieil ami aux dépens de la vérité? Objection!
Gerçeği istiyordun, değil mi?
Vous voulez la vérité?
Ama sen ve ben ikimiz de gerçeği biliyoruz, değil mi, ufaklık?
Mais toi et moi, on sait ce qu'il en est, pas vrai?
Sana acı bir gerçeği söyleyeyim mi?
Je vais vous dire...
Baban hakkında gerçeği söylediğimden hala emin değilsin, öyle mi?
Tu doutes encore de ce que je t'ai dit de ton père.
Neden, gerçeği söylediğin için mi?
De quoi?
Her şey için özür diliyor. Ayrıca, ölülerin dilinin olmadığını ve Obara'nın intiharının arkasında yatan gerçeği bulamadığını yazmış. Değil mi?
Qu'elle ne saisit pas la vraie raison du suicide de son mari, un mort ne pouvant pas parler.
Ona sadece gerçeği söyleyebilirim, değil mi?
Je ne saurais lui dire que la vérité, non?
Gerçeği söylediğim için mi?
Parce que je dis vrai?
- Gerçeği söyle. - Gerçek mi?
Non, dites-lui la vérité.
Gerçeği söyledim diye mi?
Pourquoi? Parce que je t'ai dit Ia vérité?
Ayrıca... Hadi gerçeği söyle. Bizler farklı insanlarız, değil mi?
De plus, à dire vrai... nous sommes très différents, Chuck.
Gerçeği mi?
La vérité?
- Hala gerçeği göremedin mi?
Vous ne voyez donc pas?
İkimiz de ortalık yerde gerçeği söylememeliyiz öyle mi?
Nous ne devons pas exposer la vérité au grand jour?
Yoksa gerçeği söylemek mi?
Ou vas-tu me dire où il est?
- Gerçek herkesin gerçeği değil mi?
- La vérité n'est pas vraie pour tous?
Gerçeği söyleyeceksin, değil mi?
Tu es venu pour ça, hein?
Sadece birileri gerçeği görmeli. - Öyle mi?
Quelqu'un se doit de rester jusqu'au bout.
- Gerçeği asla bulamamıştık. - Öyle mi?
On n'a jamais su la vérité.
Ve silahlara ulaşabilmem gerçeği bir şey ifade etmiyor, değil mi?
Et le fait que j'aie acces aux fusils n'a rien a voir?
Gerçeği mi söylüyordu?
Disait-il la vérité?
"Ailenin reisi benim" deseydim... -... kimse gerçeği anlayamazdı, değil mi? - Hayır.
Si je mets que je suis chef de famille, on n'y verra que du feu?
Gerçeği itiraf etmek ne kadar zor değil mi?
Difficile d'admettre la vérité!