Gitmedi traduction Français
4,846 traduction parallèle
- Ne? Bayağı bayağı hoşuna gitmedi.
- Il n'était pas amusé du tout.
Planlandığı gibi yüz korkunç suçları onun yüzünden, gitmedi.
Des crimes horribles ont pu être évités grâce à lui.
Ondan sonra, işler çok iyi gitmedi.
Et bien, les choses se sont un peu corsées après ça.
Sonuncusu gitmedi.
Mais pas la dernière fois.
Ama işler istediğin gibi gitmedi.
Mais ça n'a pas fini comme prévu.
Doğum gününde ona sürpriz yapacaktım ama.. İşler umduğum gibi gitmedi.
Je suis venue pour son anniversaire, mais il a eu un empêchement.
Büyükannenin hiç hoşuna gitmedi.
Ça n'a pas plu à ta grand-mère.
Denedim ama pek iyi gitmedi.
J'étais debout, mais ça ne s'est pas bien passé.
Gitmedi. Saat altı yönünde.
Elle ne l'est pas.
Hoşuna gitmedi mi?
Tu n'aimes pas?
Pek gitmedi.
Pas tant que ça.
Büyükbabası öldü ama cenazeye gitmedi. O zamandan beri berbat bir halde.
Son grand-père est mort et elle n'est jamais venue, et elle a toujours été perturbée à ce propos depuis ce moment.
- Bu hoşuma gitmedi.
- Je le sens pas.
- Hoşuna gitmedi.
- Tu n'aimes pas ça.
Hoşuna gitmedi, değil mi?
Ça ne te plaît pas, n'est-ce pas?
Bilmiyorum ama bu hoşuma gitmedi.
Aucune idée. Mais ça ne me plaît pas.
Çıkardığı ses de hoşuma gitmedi.
Pas du tout.
hoşuma gitmedi.. hayır mı?
Non?
Bu hoşuma gitmedi.
Je n'aime pas ça.
Markete falan gitmedi.
Il n'est pas allé à l'épicerie.
Gia evden çıktığında Carrie yaşıyordu ama oraya tek gitmedi.
Carrie était en vie, mais Gia n'est pas venue seule.
Hoşuma gitmedi Sally. Küfürlü sözler var.
Non, il y a des gros mots.
Marty, o hiçbir yere gitmedi.
Marty, il n'est jamais allé nulle part.
Hiç hoşuma gitmedi.
Je n'aimais pas ça.
Bu hoşuna gitmedi.
Il est vexé.
Bunun anlamı da, incilerimizin yarısı kayalıklara hiç gitmedi.
Ce qui voudrait dire que la moitié des perles n'est jamais partie aux épaves.
Planladığım gibi gitmedi.
Ça ne s'est pas passé comme prévu.
Hakkında yazılanlar hoşuma gitmedi.
J'ai pas aimé ce qu'il a écrit à propos de toi.
Benim de hoşuma gitmedi.
Tu crois que j'ai aimé?
hayatıma getirmiş olduğun acıyı biliyorum ve bu hiçte hoşuma gitmedi.
Ecoutez, je connais la souffrance que vous avez apporté à ma vie et je déteste ça.
- Neden çatıya gitmedi?
Pourquoi pas le toit?
O konuda şansım yaver gitmedi ama bak... şurada.
- J'ai rien, mais regarde. Le café.
Hayır, geçip gitmedi Cal.
Non, ce n'est pas fini, Cal.
- Hiç hoşuma gitmedi bu!
- J'aime pas ça. J'aime pas ça.
Din hakkında söylediklerin hoşuma gitmedi.
Je n'aime pas la façon dont tu parles de la religion -
Gerçi yinede gitmedi.
Elle est restée.
Case, bu hoşuma gitmedi.
Case, ça ne me plaît pas.
Hoşuma gitmedi.
Je n'ai pas aimé.
Şimdi sana gelince, Senyor Vega Özel mülküme izinsiz girmen hiç hoşuma gitmedi.
Maintenant... en ce qui te concerne, Señor Vega... Je n'apprécie pas vraiment ton irruption chez moi.
Özellikle gençlere. Belki de yardım edilmesi hoşlarına gitmedi.
En particulier les jeunes qui n'avaient pas eu autant de chance.
- Hiç hoşuma gitmedi bu.
Je n'aime pas cela.
Ne oldu, hoşunuza gitmedi mi?
Quoi, vous n'aimez pas?
Gitmedi.
Non.
- Gitmedi, Sayın Yargıç.
- Non, Votre Honneur.
Gitmiş olmak için gitmedi.
- Elle ne serait pas partie.
- Ve bu, adamın hiç hoşuna gitmedi.
- Quoi?
- Bu hiç hoşuma gitmedi.
J'aime pas ça.
Babam hiç Dubai'ye gitmedi ki.
Son père a dû venir en Inde!
- Bu hiç hoşuma gitmedi.
- Je n'aime pas ça.
- Hiç hoşuma gitmedi bu.
- Je n'aime pas ça.
Sanırım bu hoşuma gitmedi.
- Je n'aime pas du tout ça!
gitmedim 39
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmelisin 203
gitmem lazım 361
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210