English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ G ] / Gitmek istemiyorum

Gitmek istemiyorum traduction Français

2,234 traduction parallèle
Terapiye gitmek istemiyorum.
Je ne veux pas d'une thérapie.
- She-Bar'a gitmek istemiyorum.
J'ai pas envie d'aller au SheBar. Quoi?
Açıkça ablama rakip olacak bir bara gitmek istemiyorum işte.
Je veux pas aller dans un bar qui fait de la concurrence à ma sœur.
54 ile Madison köşesine gitmek istemiyorum!
Je ne veux pas aller coin 54e et Madison!
"Nick, yok ben gitmek istemiyorum" dedim.
J'ai dit à Nick que je ne voulais pas y aller et plutôt visiter l'école.
Anne, ben gitmek istemiyorum.
Maman, je ne veux pas partir.
Bitmesini istemiyorum, gitmek istemiyorum.
Je ne veux pas que ça s'arrête. Je ne veux pas partir.
- O aptal partiye gitmek istemiyorum.
- Je veux pas y aller.
Evet ama içine gitmek istemiyorum.
Oui mais ne veulent pas aller à l'intérieur.
- Hayır, gitmek istemiyorum. - Gidiyorsun.
- Pas question.
Babamın evine, cesetlerden oluşan bir iz bırakarak gitmek istemiyorum.
Je ne veux pas laisser une série de cadavres jusqu'à chez mon père.
Bugün oraya gitmek istemiyorum.
Je ne veux pas y aller aujourd'hui.
Gitmek istemiyorum.
Je ne veux pas y aller.
Cehenneme gitmek istemiyorum ama gideceğim.
Je voulais pas aller en enfer, mais... j'y suis déjà.
Artık daha fazla cenazeye gitmek istemiyorum.
Je ne veux plus de funérailles.
Gidebilirsin. - Öyle mi? Belki gitmek istemiyorum.
J'adorerais tailler une bavette, mais je dois filer.
- Dişçiye gitmek istemiyorum.
- Je n'ai pas envie d'aller chez le dentiste.
Ona et lokantasina gitmek istemiyorum dedigimde, beni "Uzun John Silver'in Yeri" ne goturdu.
Je ne voulais pas aller à la grilladerie, il m'a emmenée chez Long John Silver.
Ama Avusturya'ya gitmek istemiyorum.
Je veux pas aller en Autriche.
Yine de mezuniyet diplomamı alacağım. Liseye gitmek istemiyorum.
C'est pas grave si j'ai pas mon bac.
Amcama gidip para aldık yani gidebilirdim. Gitmeyeceğim, gitmek istemiyorum.
On a demandé à mon oncle, qui m'a donné l'argent nécessaire, mais j'irai pas, j'ai pas envie.
- Gitmek istemiyorum.
- J'ai pas envie.
Gitmek istemiyorum!
Je ne veux pas y aller!
- Seninle bir yere gitmek istemiyorum!
Pour l'instant, j'ai envie d'aller nulle part avec toi.
Oraya gitmek istemiyorum!
- S'il te plaît, Mire!
Ama Lutz'ın dairesine gitmek istemiyorum.
Oui, mais je ne veux pas aller chez Lutz.
Sınıfa gitmek istemiyorum.
Je veux pas aller en classe.
Gerçek şu ki gitmek istemiyorum.
En vérité, je ne veux pas y aller.
Gitmek istemiyorum!
Je veux pas y aller!
Gitmek istemiyorum.
Je veux pas partir.
- Hiçbir yere gitmek istemiyorum.
Je veux aller nulle part.
Emily, gitmek istemiyorum.
Emily, je veux pas y aller.
Gitmek istemiyorum.
Je veux pas.
Basketbol maçına gitmek istemiyorum.
- Le basket, je m'en fiche.
Bak... Aramız bozuk gitmek istemiyorum.
Tu sais, je ne... je... je ne partirai pas si je sais que tu m'en veux.
Adını bile duymadığım bir yere gitmek istemiyorum!
Je refuse d'aller dans un endroit que je ne connais pas.
Açıkçası, oraya tekrar gitmek istemiyorum. Öyle mi?
Ah bon?
Eve gitmek istemiyorum.
- Je veux rester.
Tek başıma gitmek istemiyorum!
- Impossible bon sang! Je ne veux pas y aller seul!
- Okula gitmek istemiyorum.
- Je veux pas aller à l'école.
The Go-Go's konserine gitmek istemiyorum artık.
Je n'ai plus envie de voir The Go-Go's.
- Yalnız gitmek istemiyorum.
- Je ne veux pas y aller seule.
Arkadaşlarla içmeye gitmek istemiyorum.
* Et tard. * Le pot avec les copains, j'ai pas le courage.
Artık oraya gitmek istemiyorum.
Je ne veux plus y aller.
Ama ben gitmek istemiyorum.
- Un moment.
Kumsala gitmek istemiyorum. Yorgunum.
Je suis fatigué.
Eve gitmek istemiyorum.
Je veux pas rentrer.
Gitmek istemiyorum.
Je veux pas y aller.
Sadece... Gitmek istemiyorum.
J'ai pas envie d'y aller.
Hiç işe gitmek istemiyorum.
- Je ne veux pas aller travailler. - Non?
Ve oraya sensiz gitmek istemiyorum.
Et je ne veux pas y aller sans toi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]