Haberin var mı traduction Français
1,653 traduction parallèle
Kaç tane masumu katlettiğinden haberin var mı?
As-tu idée du nombre d'innocents qu'il a tués?
Bir düğünün ne kadara mal olduğundan haberin var mı?
Vous savez combien coûte un mariage?
İçinde bulunduğun acı dünyasından haberin var mı?
Savez-vous dans quel pétrin vous êtes?
Benim için yeni bir haberin var mı?
Tu as du nouveau pour moi?
Bu odanın durumundan haberin var mı?
Avez-vous vu l'état de cette chambre?
Bu kaça patlar haberin var mı?
Tu sais combien ça va coûter?
Saatten haberin var mı?
Savoir quelle heure il est?
Haberin var mı bilmem ama, gizli bir depoda bir adam var... Ve iyiliğin için bahis oynaman lazım...
Si tu attrapes quelque chose dans un bordel privé, tu dois payer ton traitement toi-me me.
Dün gece tekrar evime girdiğinden haberin var mı?
Il est encore entré chez moi hier soir!
Kız kardeşin ne buldu, haberin var mı?
Ta sœur a trouvé quoi?
Senin bu kovuşturmadan haberin var mıydı?
- Tu étais au courant de cette enquête?
Bundan haberin var mıydı? Çocuklarının anası arkandan iş çeviriyor.
La mère de tes enfants t'a dénoncé.
Şehrin yeni top-10 çete listesinden haberin var mı?
Tu connais le top 10 des gangs du maire? Ils ont un patron arménien dans le collimateur.
Trimetil-Cryazine denen maddeden haberin var mı?
Connaissez-vous une substance appelée Trimethyl-cryazine?
- Emily'den haberin var mı?
- T'es au courant pour Emily?
Bay Jefferson'un çekilişinden haberin var mı?
Vous êtes au courant du retrait de M. Jefferson?
Bundan haberin var mıydı?
T'es au courant?
Dün geceki hava raporundan haberin var mı bilmiyorum, ama bu bölgede "kuru yıldırım" vardı.
Je ne sais pas si vous avez vu la météo hier soir, mais il y avait des orages secs dans le coin.
- Saatten haberin var mı?
- Miss, est-ce que tu as vu l'heure?
Bu şehirde ne kadar yetenekli insan var, haberin var mı senin?
Le pur talent qu'on trouve dans cette ville?
Halıların ne kadar pahalı olduğundan haberin var mı, Charlie?
Tu as une idée du prix des tapis, Charlie?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı? ..
Sais-tu quelle heure il est?
- Hava kavramından haberin var mı?
- Tu sais comment ça marche, l'oxygène?
Bundan haberin var mıydı?
- Tu savais?
Kimlerle bağlantıya geçtik, haberin var mı?
T'as une idée de ceux avec qui on est en contact?
Reykjavik'e son dakika uçak biletinin ne kadar olduğundan haberin var mı?
T'as une idée du prix d'un billet de dernière minute pour Reykjavik?
Jack yaşadığınız yerde bulunan volkanla ilgili bir yazı yazmış. Haberin var mı?
Ce volcan près de chez vous, le connaissez-vous?
" Jack yaşadığınız yerde bulunan volkanla ilgili bir yazı yazmış. Haberin var mı?
Ce volcan, près de chez vous, le connaissez-vous?
Peki bir kaç gece önce St. Louie'nin yakılmasından haberin var mı?
Tu te rappelles avoir fait brûler St Louie il y a 48 heures?
Başkan Yardımcısı bizi kapatmak istiyor, haberin var mı?
Le vice-président a demandé qu'on mette fin aux opérations.
Billy Russoti'nin hayatta olduğundan haberin var mı?
Tu sais que Billy Russoti a survécu?
Saatin kaç olduğundan haberin var mı?
Vous savez l'heure?
Clayton Harding'in çok yakın bir arkadaşım olduğundan haberin var mı?
Vous n'êtes pas sans savoir que c'est un de mes amis?
Eski ortağımla ilgili ne tür sorularla karşılaşıyorum haberin var mı?
On ne parle que de mon ex-coéquipier.
Saatten haberin var mı?
Il est tard.
Bu şeylerin ne kadar olduğundan haberin var mı?
Tu sais combien ces trucs coûtent?
Bu kadar gemiyle rağmen geride kaç milyon insan kalacağından haberin var mı?
Même avec tous vos vaisseaux... combien de millions de gens pensez-vous laisser derrière vous?
Kapımıza gelen muhabirleri kaç kez kovdum, haberin var mı?
Je chassais les journalistes du jardin.
Hani Bayan Dangle'ın herkesin, okumasını istediği şu farelerle ilgili kitaptan haberin var mı?
Le bouquin sur les souris qu'on doit lire.
Burası evimden ne kadar uzak haberin var mı?
C'est super loin chez toi!
Kaç yaşındayım haberin var mı?
J'ai 16 ans!
O projelerini bıraktığından haberin var mı?
Des nouvelles du projet de la rive gauche?
- Haberin var mıydı bilmiyorum.
- J'ignorais si tu savais.
Domuz yağının atardamarlara ne yaptığından haberin var mı? Lütfen.
Vous connaissez l'effet du saindoux sur les artères?
Claude, senin haberin var mıydı?
Claude, tu le savais?
Bundan haberin var mıydı?
Tu étais au courant?
Dünya gezegenine yönelik muhtemel bir saldırıdan haberin var mı?
Que savez-vous d'une attaque imminente de la planète Terre?
Saatten haberin var mı tembel?
Sait-tu quelle heure est-il, fainéante?
O şeylerin nasıl bağımlılık yaptığından haberin var mı?
Tu connais la dépendance à ces trucs?
Haberin var mı bilmiyorum, Nick görünüşe göre Jeremy, karını Karen'ın düğününe davet etmiş.
Le fils d'un témoin et frère du procureur qui parle à l'accusé... - Vous êtes à cheval sur les lois? - Que voulez-vous?
Saatten haberin var mı?
T'as vu l'heure?