Hala mı traduction Français
18,471 traduction parallèle
- Hala mı saklanıyoruz?
- Tu te caches encore?
- Hala Gabon'da mı? - Hayır.
Il est au Gabon?
Diane, hala orada mısın?
Diane, vous êtes encore là?
Hapishanede duyduğum kadarıyla, bu konulara hala sen bakıyormuşsun.
D'après ce qu'on m'a dit en prison, vous êtes l'homme de la situation.
Hala komşularımızı mı gözetliyorsun?
Tu espionnes encore les voisins?
Hala restoranı mı konuşuyoruz?
Encore avec ce restaurant?
Üç yıldır oradaydım ama hala D Alanı'na park ediyordum!
J'étais là depuis 3 ans! Et j'étais encore au parking D!
İçeride hala adamlarımız var.
On a encore des hommes, là-bas, Monsieur.
- Onları kurtardın. - Ben neden hala hayattayım?
Isaacs est mort, j'ai pu me reconnecter et stopper les attaques sur les derniers bastions.
Hala sana özel bir şey bulmamız lazım.
- Trouvons un cadeau pour toi.
Tanrım, hala sende.
Ça alors, tu l'as toujours.
- Tanrım. Onca yıldan sonra, hala kapının önünde bulduğumuz Romalı yetim çocuk gibi konuşuyorsun.
Après toutes ces années, on dirait encore l'orphelin qu'on a recueilli.
Eğer hala istiyorsan ikimiz için bir yol bulacağım.
Nous serons bientôt réunis, si tu le veux.
Geceleri uyanık mı kalıyorsun hala?
Toujours couche-tard?
Bunu niye yaptığımızı hala anlamıyorum.
Je ne comprends toujours pas pourquoi on est là.
Umarım hala güneşlidir.
J'espère qu'il fait encore beau.
Ben hala yolu uzatma taraftarıyım.
Je pense toujours qu'on devrait faire le tour.
Hala korkmuş durumda mı?
Elle flippe?
Siz hala burada mısınız?
Êtes-vous toujours là?
James, Bay Barber hala işinin başında, istersen onu Miami'ye götürebilirsin.
James, M. Barber est ici en stage, alors tu peux l'emmener à Miami si tu veux.
Ne kadar kötü olursa olsun hala sana inancım tam.
Mais peu importe ce qui s'est passé, je crois en toi.
Yani bana hala söylemedin?
Tu ne m'as pas vraiment répondu.
Hey, Pops, hala isim bulamadınız mı?
Dis, le futur papa, as-tu choisi un nom?
- Hala burda mı?
- Est-il toujours ici?
Bakın, kendime astorlojiye inanan kızlarla yatmayı yasaklasaydım, hala bakire olurdum, tamam mı?
Si je m'interdisais de coucher avec les femmes qui croient à l'astrologie, je serais encore puceau.
Siktir, hala sarhoş olmasaydım, muhtemelen ölmüş olurdum.
Si je n'étais pas encore soûl, je serais mort.
Senin için ben hala, "Sayın" ım.
- Pour vous, c'est "votre Honneur"!
Hayır hayır, hava hala sıcakken çayımızı içelim.
Non, prenons le thé tant qu'il est chaud.
Şaşırdım, hala şaşkınım.
J'étais stupéfaite, je le suis encore.
Ben oradan ayrıldığımda hala Mr. Johnson'ın yanında mıydı emin değilim.
Ce n'est pas certain. Il est resté avec Mr.
Şok olmuş durumdayım, Sloane'nun kalbi hala atıyor.
Je n'en crois pas mes yeux, le coeur de Sloane bat encore.
Görünüşe göre Bay Bradley hala yemekte.
- Je pense que M. Bradley est toujours à la cafétéria.
- Hala küçük oyununu oynayacağımı mı düşünüyorsun?
- Je vais jouer à ce petit jeu avec vous?
- Bu adam hala burada mı?
Il est encore là?
- Orada hala çok kişi var mı?
KLEIN : Ça grouille de monde?
Son anında hala bir şey hissediyordu ise, mızrağın göğsünü delip kalbini ve ciğerini parçaladığını hissetmiştir.
S'il avait encore des sensations, il a senti la lance transpercer son cœur et ses poumons.
Hala buradayım.
- Toujours là.
Bana hala dünyada iyi insanların olduğunu gösterdin.
Tu m'as montré qu'il y avait encore du bon dans ce monde.
Hala bir baltaya sap olamadım.
Le gros naze, quoi.
Hala bağlantımız kopmadı.
Nous sommes toujours reliés.
Beni hala niye çağırdığını bilmiyorsun.
Tu ne sais pas encore pourquoi tu m'as appelé.
Rosita hala burada mı?
Rosita. Rosita est-elle encore ici?
- Ama bakıyoruz hala. - Neye bakıyorsunuz?
Je m'en occupe.
HYDRA'nın içime yerleştirdiği her şey hala orada.
Tout ce que HYDRA m'a mis dans le crâne est toujours là.
Burada neler oldu, Hala yapabileceğimiz şeyler var, tamam mı?
Quel que soit le verdict, il y a toujours des recours possibles, d'accord.
Ne- - hala aptalı mı oynuyoruz?
On joue encore à ça?
O şeyde hala mermi var mı?
Dis-moi, cette merde est chargée?
Hala su geçirmez torbalarımız var.
On a les sacs étanches.
Hala kutuyu kapalı çıkarmak zorundayım daha fazla soru yok.
Je devais prendre le coffre, le livrer fermé, sans rien dire.
Avukat yardımcılarına, Flynn-Benson dava dosyaları neden hala gelmemiş sorar mısın? Tamam. - Tamam.
Tu peux demander aux assistants pourquoi on n'a toujours pas les dossiers Flynn vs Benson?
Beni hala duyabiliyor musun?
Tu m'entends encore, moi?